Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, Çin’in Bangladeş’teki diplomatik misyonuna verilmek üzere bu basın açıklamasını yayınladı. Açıklama, Hizb-ut Tahrir’in, Çin’in Uygur Müslümanlarına yaptığı zulme karşı başlattığı küresel kampanyanın bir parçasıdır ve Uygur Müslüman erkek ve kız kardeşlerimize yapılan zulüm kınanıyor. Bu kampanyanın bir parçası olarak biz, bu basın açıklamasını Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi’nin Çince, İngilizce, Bengalce ve diğer dillerde yayınladığı “Hilafet, Doğu Türkistan’ı Özgürlüğüne Kavuşturacak ve Uygur Müslümanlarını Mücrim Çin Zulmünden Kurtaracaktır” başlıklı basın açıklamasına iliştirdik. Çin’in Dakka’daki diplomatik misyonuna tüm basın açıklamalarımızı Çin hükümeti yetkililerine ulaştırması için tembihte bulunduk.

Çin rejiminin Uygur kardeşlerimize yaptığı acımasızca zulmün farkındayız. Acımasız Çin rejimi, İslami inançlarını ve kimliklerini silmek için sindirme, işkence ve hatta cinayet kampanyası yoluyla Müslümanları ateist inancını benimsemeye zorluyor! Rejim, camileri kapatarak kız ve erkek kardeşlerimizin camilere gitmesini engelledi. Mübarek Ramazan ayında oruç tutmalarını yasakladı. Hemen hemen her İslami ritüele yasak getirdi. Mahremiyetlerini ve kutsallarını görmezden gelerek casusluk yapmak için her Müslüman eve kâfir bir Çinli yerleştirdi. Müslüman kadınların başörtüsünü, erkeklerin uzun sakal bırakmasını yasakladı. İslami selamlaşmayı, helal gıdanın seçilmesini aşırılık olarak yaftaladı. Müslümanları cenazelerini defnetmek yerine Çin’in yakma geleneğini kabul etmeye zorladı! Müslümanları dinlerini (yaşam tarzını) terk etmeye zorlamak için barbar Çin rejimi, “yeniden eğitim kampları” adı altında büyük gözaltı merkezleri kurdu. Bir milyondan fazla Müslümanı kamplara koydu, aydınları, bilim adamlarını, düşünürleri ve üniversite profesörlerini tutukladı.

Çin rejiminin dar görüşlülüğü, İslamiyet’e ve Doğu Türkistan Müslümanlarına karşı bu düşmanlığı, İslam ümmetinin tepkisinden korkmadığının göstergesi değil midir? Dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslümana zarar vermenin tüm Müslümanlara bir saldırı olarak kabul edildiğini bilmesi gerekir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى “Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olur ve uykusuz kalır.” ^{[Buhari, Müslim]} İslam dünyasındaki diplomatik misyonları aracılığıyla Çin rejimi, İslam ümmetinin öfkesinin arttığını, bu vahşi baskıyı kınadığını ve bu vahşetlerin derhal durdurulmasını talep ettiğini bilmelidir.

Belki de Çin rejimi, Müslümanların yöneticilerin hain sessizliğine aldanıyor! İslam dünyasındaki yöneticiler, kendilerini Çin yatırımları ve ticaret anlaşmalarına sattılar. Allah’ın Müslümanlara yardım etme buyruğunu terk ettiler, Müslümanları kendi başlarına bıraktılar. Bu yöneticiler İslam ümmetini temsil etmez ve zenginlik vaadiyle İslam ümmetini baştan çıkaramazlar! Çin rejimi, Endonezya’dan Fas’a kadar Müslümanların İslam’ın bilincinde olduklarını, İslam ile yönetilmeyi ve birlik olmayı talep ettiklerini bilmelidir. Ve Raşidi Hilafetin kurulmasının artık bir an meselesi olduğunun farkında olmalıdır.

Çin rejimine yanlışlarının sonuçları hakkında akıllıca düşünme ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in mektubunu yırtan Pers İmparatoru II. Hüsrev gibi mektubumuzu yırtmama tavsiyesinde bulunuyoruz. Küstah Hüsrev, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in mektubunu yırtmış, ancak kısa süre sonra hayatını kaybetmişti. Büyük imparatorluğu Hilafet tarafından parçalanmış ve fethedilmişti. Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet, yakında yeniden kurulacak, Doğu Türkistan’daki mazlum kardeşlerimizin yardımına koşacak, onlara zulmeden ve karşılarında duran herkesi hesaba çekecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim]