حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT-BA-2021-MO-TR-06 |
H. 20 Muharrem 1443 M. Cumartesi, 28 Ağustos 2021 |
Afganistan Kadınları İçin Parlak Bir Gelecek, Ancak Hilafet Sisteminde Mümkündür
Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele geçirmesini, tahmin edilebileceği gibi İslami Şeriatın uygulanmasının kadınların geleceği için hiçbir anlam ifade etmeyeceğine dair Batılı hükümetlerin, cinsiyet eşitliği savunucularının ve laik medyanın iddia furyası ve korku tellallığı izledi. İslami yönetime karşı yalanlar ve propagandalar havada uçuştu. Kadına yönelik şiddetin yaygınlaşacağını, kızların eğitim, kadınların çalışma ve siyasi hayata katılım hakkından mahrum edileceğini ileri sürdüler. Laik Batının, kadının Şeriatta zulüm göreceği ile ilgili eski ve bildik safsatalarına bir yanıt olarak aşağıdaki noktaları vurguluyoruz:
1- Açıkçası Batılı hükümetler ve laik medya, Afganlı kadın ve kızların ve dünyadaki diğer Müslüman kadınların refahından ve haklarından endişe duymuyor. Binlerce Afganlı kadın ve kız katledilirken, yüz binlercesi açlıktan ve hastalıktan hayatını kaybederken, evlerinden barklarından çıkarılırken ya da savaşta dul kalırken, 20 yıllık savaş ve işgalin bir sonucu olarak ekonominin, altyapının, eğitim ve sağlık sisteminin çöktüğü bir ülkede yaşam mücadelesi verirken neredeydiler? Kadınlara karşı suç sicili epey kabarık Kuzey İttifakı çetesinin iktidarını desteklerken neredeydiler? Fransa, Belçika, Danimarka ve Hollanda gibi laik ülkelerde Müslüman kızlar, başörtüsü ve peçe yasağı nedeniyle eğitim hakkından mahrum bırakıldıklarında neredeydiler? Ya da Kırgızistan, Özbekistan ve Bangladeş gibi Batı destekli rejimlerde Müslüman kadınlar, yöneticilerin zulmüne ses çıkardıkları veya sırf İslam’a davet ettikleri için zulüm gördüklerinde, hapse atıldıklarında ve işkenceye maruz kaldıklarında neredeydiler? Müslüman kadınlar, laik Batı hükümetlerin ve medyanın tarihsel sicilinin farkında. Sömürgeci müdahalelerini meşrulaştırmak ve Müslüman ülkelerde laik liberal değerleri yaymak için kadın hakları kartını istismar ediyorlar. Bölge siyaseti ve ekonomisi üzerindeki hegemonyalarını sürdürmek için İslami yönetim modeliyle mücadele ediyorlar.
2- Batı dayatması laik rejim ve sistemin güdümünde Afganistan kadınlarının başarı öyküsünden bahsetmek, kadın ve kızların şuan sözde “zor kazanılmış” haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu söylemek, saçmalıktır! 2011’de dünya çapında 200’den fazla “cinsiyet uzmanı” ile röportaj yapan Thomson Reuters Vakfı’na ait Trustlaw haber sitesinin anketine göre, şiddet ölçeği, sağlık hizmeti yetersizliği ve acımasız yoksulluk sebebiyle Afganistan kadınlar için dünyanın en tehlikeli ülkesidir. Washington’daki Georgetown Kadın, Barış ve Güvenlik Enstitüsü’nün 2019 Endeksine ve Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsüne göre, bugün Afganistan, kadınlar için yaşamın en zor olduğu ülkeler sıralamasında ikinci sıradadır. Afgan hükümetinin 2017 rakamlarına göre, hamile kadınların yüzde 50’sinden fazlası, temel sağlık hizmetlerine erişemiyor. UNICEF’in 2019 raporuna göre, Afganistan’da yüzde 60’ı kız olmak üzere 3,7 milyon çocuk eğitimsizdir. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, ülkedeki kızların üçte ikisi halen okula gitmiyor ve okulların yüzde 40’ından fazlasının binası yok. UNESCO’ya göre, 20 yıllık Batı işgali sonrası Afganistan’da kadınların yüzde 80’inden fazlası okuma yazma bilmiyor ve bu oran bazı kırsal alanlarda yüzde 90’a kadar çıkıyor. Laik bir liderlik ve sistemde kadınlardan ve Batı müdahalelerine maruz kalan Irak, Afganistan ve diğer ülkelerde kadınların yaşamından zulüm serabını kaldırmak tamamen hayaldir.
3- Laik Batı hükümetleri, kadın hakları konusunda ders verecek konumda değildir. Yozlaşmış ve köhne laik, liberal ve kapitalist değerleri ve sistemleri yüzünden kadına yönelik şiddette, cinsel tacizde, sömürüde, insan ticaretinde, yoksullukta, diğer adaletsizlikler ve istismarlarda liderdirler. Kadınların statüsü ayaklar altındadır. Sırf kar için cinsel nesneler haline getirildiler. Birçok erkekte kadınlara istedikleri gibi davranabileceklerine dair bir zihniyet oluşturdu. Adalet Bürosu’na göre Amerika’da aile içi şiddet yüzünden her gün 3 kadın ölüyor. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre, her 5 kadından 1’i hayatında tecavüze uğradı. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’na göre, AB’deki kadınların üçte biri, 15 yaşından beri şiddet görmektedir. Avustralya Sağlık ve Refah Enstitüsü’ne göre, Avustralya’da aile içi istismar yüzünden her 3 saatte bir kadın hastaneye kaldırılmaktadır. Ulusal İstatistik Ofisi’ne göre, İngiltere ve Galler’de her yıl 85 bin kadın tecavüze uğruyor veya tecavüz girişimine maruz kalıyor.
4- Afganistan’da kadınların Şeriatın uygulanmasından korktukları ve ülkelerinde laik bir gelecek arzuladıkları izlenimi, sömürgeci Batı safsatası ve saçmalığıdır. Bu, İslam dünyasındaki Müslümanların İslam’ı terk etmek ve laik liberal yaşamı benimsemek istediklerine, laik Batı demokrasisini zulümden kurtuluşun bir aracı olarak gördüklerine dair yanlış inancın ve oryantalist dünya görüşünün bir devamı niteliğindedir. Müslümanların küresel baskısının nedeni, öncelikle Batı ürünü ve Batı destekli laik ve diğer insan yapımı rejimler ve sistemlerdir. İslami yönetim veya Şeriatın uygulanması değildir. Afganistan ve İslam dünyasındaki Müslüman kadınlar, yüzyıllardır olduğu gibi İslami inançlarına, uygulamalarına ve yasalarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. 2017’de Pew Araştırma Örgütü’nün 39 ülkede Müslüman kadın ve erkek üzerinde yaptığı araştırmaya göre, Afganistan’daki Müslümanların yüzde 99’u, ülkelerinde Şeriatın uygulanmasından yanadır. Pakistan, Bangladeş, Irak, Mısır, Endonezya, Filistin ve Ürdün gibi diğer Müslüman ülkelerdeki ezici çoğunluk da İslami yönetimi desteklemektedir. Bu normaldir, zira Müslümanlara göre âlemlerin Rabbi her şeyin en iyisini bilir. Bir devlet ve toplumda kadın ve erkeğin haklarının en adil ve en uygun biçimde nasıl yerine getirileceğini en iyi Allah bilir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Hiç yaratan bilmez mi. O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”[Mülk 14]
5- Şurası çok iyi bilinen bir gerçektir ki İslam, kadınların statüsünü ve onurunu yüceltmede, onları şiddetten, nesnelleştirilmelerinden ve sömürüden korumada dünya lideridir. Öyle ki, kadınlara yönelik her türlü eziyeti, ağır cezayı hak eden bir suç olarak tanımlamıştır. Buna ek olarak İslam, kadınların siyasal, eğitimsel, ekonomik ve yargı hakları konusunda önderdir. Oysa daha Batı, yüzyıllar önce kadınların erkeklerle aynı zekâya, ruha ve değere sahip olduğunun bile farkında değildi. İslam’a göre kadınlar, yöneticilerini seçme, halklarının seçilmiş temsilcisi olma ve sonuçlarından korkmadan yöneticilerini muhasebe etme haklarına sahiptir. İslam, kadınları yaşamın her alanında bilgi ve uzmanlık sahibi olmaya teşvik etti. Yönetimi altında bilim ve tıp alanında, İslami bilim dalında binlerce kadın akademisyen ve uzman yetiştirdi. Ayrıca kadınlara her zaman kocaları, erkek akrabaları veya devlet tarafından kollanıp korunma ayrıcalığını bahşetti. Buna ek olarak onurlu bir iş aramalarına, iş kurmalarına, mallarını ve yasal işlerini yürütmelerine, hakları ihlal edilmesi durumunda adli yardım talebinde bulunmalarına olanak sağladı. Bununla birlikte İslam’ın kadınlara sağladığı eşsiz statü, ayrıcalık ve haklar, sadece adı İslam olan ya da İslam’ı kısmen uygulayan, öte yandan İslam-laiklik karışımı bir yol izleyen ya da laikliği savunanlarla koalisyon kuran bir devlette asla söz konusu olamaz. Aksine Şeriatın kapsamlı bir şekilde uygulanması, Afganistan ve diğer Müslüman ülkelerdeki kadınlara parlak, güvenli ve müreffeh bir gelecek inşa edecek, yüzyıllar boyunca olduğu gibi Allah’ın kadınlara bahşettiği hakların garantörü olacaktır. Nitekim bu, Hilafet Devletinin hukuk kitapları ve adli kayıtlarında mevcuttur.
Bu yüzden Taliban’daki kardeşlerimizi ve Afganistan’daki Müslüman kardeşlerimizi tarihten dersler çıkarmaya ve Allah’ın sözlerine kulak vermeye çağırıyoruz. Allah’ın yasaları Hilafette kapsamlı bir şekilde uygulandığında, bu dünyada ve ahirette kurtuluşa ulaşılacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى* وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى“Eğer tarafımdan size bir yol gösterici gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker. Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.”[Taha 123-124]
Dr. Nesrin Nevaz
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları Direktörü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |