حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2019–MB–TR–29 |
H. 14 Rabi’-ul Âhir 1441 M. Çarşamba, 11 Aralık 2019 |
Gerçek Değişim Sandıkla Olmaz
Seçim kampanyasında birçok hassas konu gündeme geldi. Kampanyada doğru adayın, Filistin, Keşmir, İslamofobi veya okullarda liberal değerlere teşvik gibi Müslümanların önemsediği sorunların çözümüne yardımcı olabileceği ima edildi.
Doğruyu söylemek gerekirse seçimin galibi kişiler, bu sorunların hiçbirini doğru bir şekilde ele almayacaktır, çünkü bu tür sorunlar, laik ideolojinin ürünüdür. Bunlar için çözümü yoktur.
Örneğin şu veya bu aday ya da şu veya bu parti İslamofobiyi çözmeyecektir. Müslüman oldukları için Müslümanların günlük maruz kaldığı eleştiriler ve Müslüman topluluğa yönelik açık veya örtülü suçlamalar, tüm partilerin İslam’ı bastırmak için mükemmel bir şekilde planlanmış mücadelelerinin bir parçasıdır. Hükümet ve medya, gayrimüslimleri İslam’a ve Müslümanlara karşı tetikte tutmak, Müslümanlara İslami hükümleri reddettirmek, liberal laik değerlerle değiştirmek için baskı uyguluyor. Amaç, Müslümanları güvenlik sorunu olarak görmek, bize şüpheyle bakılmasını sağlamak ve böylece bize karşı alınan her türlü önlemi kamuoyuna haklı göstermektir. Akılcı tartışmalarla İslam’ın üstesinden gelemiyorlar, bu yüzden yalana başvuruyorlar ve cehalet yayıyorlar. Yarattıkları öcüyü insanların reddedeceğini umuyorlar ve sahtekârlıkla o öcüyü İslam olarak yaftalıyorlar.
Müslümanların İslamofobiyi sona erdirmesinin ve dinimize karşı yapılan saldırıya cevap vermesinin yolu, İslamofobinin arkasındaki elit grubun laik liberal değerlerine sağlam ve kesintisiz bir şekilde meydan okumaktır. Kapitalist ideolojinin eğri çizgisinin yanına İslam’ın doğru çizgisinin çizilmesi, davetin bir parçasıdır, cehaletten kaynaklanan nefret münkerini değiştirmenin kesin yoludur.
Aslında seçimlere katılma çağrısı, halkın enerjisini boşa harcamak ve sisteme yönelik hayal kırıklıklarını boşa çıkarmaktır. Halk, seçimlerle istedikleri şeye ulaşmış hissine kapılacaklardır. Oysa seçimler oyalama ve ertelemekten, bir sonraki seçime kadar endişelerini rafa kaldırmaktan başka bir şey değil.
Demokraside oy kullanmak, kapitalist sistemin ayıbını gizlemeye çalışan bir incir yaprağıdır. Kuralları belirleyenin ve yöneticileri muhasebe edenin halk olduğu algısını verir. Böylece insanlar, güçlü, önemli ve sorumlu oldukları hissine kapılırlar. Gerçekteyse seçmen, hükümetin gündemini belirleyemez yahut hangi yasaların yürürlüğe gireceğine karar veremez, ne politikaları seçebilir ne de gerçek karar vericileri hesaba çekebilir. Seçimler sona erip milletvekilleri meclise girdiğinde, beş yıl içinde tekrar seçilme korkusu dışında artık milletvekilleri üzerinde hiçbir etkiye sahip değiller. Aslında bu, insanların endişelerinin öncelikli olduğunu göstermek için küçük bir teşviktir. Zira kurumsal medya, istenen adaylara seçim zamanından hemen önce seçilebilir bir görüntü vermek için kamuoyunu manipüle eder. Bu arada partinin ve kamuoyundan etkilenmeyen kurumsal medya sahibi güçlü elitin, adaylar üzerinde etkisi vardır. Güçlü elit, lobi gruplarına ve hangi politikacılara oy kullanılacağı seçeneğini sunan düşünce kuruluşlarına fon sağlar. Bunlar da başkalarının çıkarı pahasına elit grubun çıkarlarını korumak için lobi yaparlar ve halkı kandırırlar. İnsanların oy kullandığı politikacılar, halkın çıkarlarını korumak için orada değiller. Statükoyu ve kapitalistlerin çıkarlarını korumak için oradalar. Bu nedenle demokraside oy kullanma, küçük ya da büyük değişim var etmenin yolu değildir. Gerçek değişimin yolu sandık olmadı, olamaz.
Ümmeti Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, dünya halklarını karanlıklardan aydınlığa çıkarma sorumluluk ve görevine sahiptir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
الر كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيد“Elif, Lam, Ra; Bu, Allah’ın izniyle, insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övülmeğe layık, göklerde ve yerde olanların sahibi Allah’ın yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır.”[İbrahim 1]
Eğer laik demokratik kapitalizmin zifiri karanlık, baskıcı ve zavallı standartlarını benimsersek, o zaman insanları karanlıktan aydınlığa nasıl çıkaracağız? Aksine İslam’ın aydınlığına erişemeyenler gibi karanlıkta onların yanında yer almış oluruz. İslam’ın aydınlığına çokça laiklik karıştırmış oluruz, böylece kimse karanlığı aydınlıktan ayırt edemez.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |