Hizb-ut Tahrir / Britanya üyeleri, bugün Londra’nın Tower Hamlets semtinde Hindistan’daki son olayları tartışmak için acil bir toplantı yaptılar. Hindu milliyetçi Bharatiya Janata Partisi (BJP) 11 Aralık 2019 tarihinde 1955 Vatandaşlık Yasası’nda bir değişiklik yaptı. Yasa Hindu, Sih, Budist, Jain, Parsi ve Hıristiyan dini gruplar için Hint vatandaşlığına kapı aralarken, Müslümanları bundan hariç tutuyor.

Toplantıya hukukçular, öğretmenler, iş insanları, imamlar, toplum aktivistleri ve diğer meslek sahipleri katıldı. Toplantıda üç konuşma yapıldı. İlk olarak Mahbub Hussain, mevcut küresel demokratik sistemin, Vatandaşlık Değişiklik Yasası (CAA) gibi yöneticilerin, siyasi partilerin veya mafyanın kaprislerine göre azınlıkları nasıl ezdiğini açıkladı.

İkincisini İslam Muhammed yaptı. Muhammed, Hindistan’ın bu tür saldırganlıklarının yeni olmadığını söyledi. En son Keşmir’de uzun bir dizi saldırganlık eylemine tanık olduk. Ajan yöneticiler ve başarısız ulus devletler nedeniyle sadece Hindistan’da değil tüm dünyada Müslümanların mağdur olduğunu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin Müslümanların koruyucu kalkanı olduğunu belirtti.

Son olarak Md. Liaquot Sarkar, İslami yönetimin homojen bir toplum yarattığını, İslami yönetim altındayken Hindistan’da İslam’ın bunu başardığını söyledi. Hilafet sisteminde, ister Müslüman ister gayrimüslim olsun İslam Devletinde yaşayan herkesin, tam vatandaşlığa sahip olacağını, dinini barış ve huzur içinde uygulayacağını ifade etti.

Etkinlik, Müslümanların güvenli bir sığınak olan Hilafet sisteminin dönüşü için çalışması gerektiği konsensüsü ile son buldu. Hilafet Devleti, vatandaşların birbirlerine zarar vermesini asla tolere etmeyecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ قَتَلَ نَفْسًا مُعَاهَدًا لَمْ يَرَحْ رَائِحَةَ الْجَنَّةِ، وَإِنَّ رِيحَهَا يُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ أَرْبَعِينَ عَامًا“Kim anlaşmalı birisini öldürürse cennetin kokusunu duyamaz. Oysa cennetin kokusu kırk yıllık bir mesafeden duyulur.”

Ayrıca herkes, Hilafet sistemi altında yaşayabilir ve korunacaktır. Devletin tam vatandaşlığına sahip olabilirler. Hilafet Devleti, halkın maruz kaldığı zulmü def etmek için uluslararası yükümlülüğüne sırt çeviremez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَإِنْ أَحَدٌ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ فَأَجِرْهُ حَتَّىٰ يَسْمَعَ كَلَامَ اللَّـهِ ثُمَّ أَبْلِغْهُ مَأْمَنَهُ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَعْلَمُونَ“Puta tapanlardan biri sana sığınırsa, onu güvene al; ta ki Allah’ın sözünü dinlesin. Sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.” ^{[Tevbe 6]}