حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2020–MB–TR–01 |
H. 6 Cumâde’s Sânî 1441 M. Cuma, 31 Ocak 2020 |
Demokrasi Her Zaman Hayal Kırıklığı Yaratmıştır
Popülist liderler ve Batı ülkelerindeki politikaları, demokrasiyi kapitalizmin bir aracı olarak görür. Demokrasi insanların hesap verebilir hükümet arzusunu yatıştırmakta faydalıdır. Gerçekte insanlar hükümeti muhasebe edemezler. Kapitalist tiranlar, demokrasiyi muhalefeti bastırmak için kullandı. Demokrasi, sahte değişim vaatleri sunar, haksız ayrıcalıklı elitlere daha fazla itaat edilmesini ve teslimiyet gösterilmesini öngörür. Bugün imparatorluk bütün çıplaklığıyla çöktü. Savunucuları, sıradan insanların neden artık onu istemediğini merak ediyor.
Cambridge Üniversitesi’ndeki Demokrasinin Geleceği Merkezi tarafından yapılan araştırmada, İngiltere ve ABD’de demokrasi konusundaki hoşnutsuzluğun en yüksek seviyesine ulaştığını ortaya koydu. Bu, dünya çapında sözde “gelişmiş” ülkelerde bir hoşnutsuzluk trendinin olduğunu gösteriyor. İnsanlara ülkelerindeki demokrasiden memnun olup olmadıkları soruldu. İngiltere’de Başbakan, sözde teröristler için ağır cezalar verileceğinden söz etti. İçişleri Bakanlığı, iklim değişikliği aktivistlerinin bile aşırılık yanlısı olabileceğinden şüphe ediyor ve hükümetin başarısız yasak politikasına maruz kalabileceklerini söylüyor. İngiliz elitinin hırs ve açgözlülük politikalarından dikkatleri dağıtmak için skandalların kullanılması sürpriz değil mi?
Aşırılığın, demokrasiye muhalefet olarak tanımlanması tam bir ironidir. Demokrasi bugün ibadet edilen altın inektir. İngiliz elitleri ve medya savunucuları, idollerine karşı yapılan herhangi bir şikâyeti aşırılık, radikalizm ve şiddete yönelten bir konveyör bandı olarak yaftalamaya çalıştılar. Başbakan Johnson, sürekli genişleyen terör yasası kapsamında suçlu bulunup adli kontrol şartıyla serbest bırakılanların gerçekten demokratik idole kulluk edip etmediklerini öğrenmek için yalan detektörü kullanılmasını öneriyor.
Akıllı ve uyanık biri bilir ki kapitalist elitler, çıkarları için yasaları istismar ederler, ayrıcalıklarına karşı yapılan herhangi bir muhalefeti de etkili şekilde sustururlar. Aslında aşırılığın gerçek tanımı budur.
İslam’ı laik kapitalist demokrasiye adil ve uygun bir alternatif olarak sunan Müslümanlar, uzun zamandır dünyadaki terörle mücadele yasasının hedefi haline gelmişlerdir. Acaba şimdi demokrasinin sahtekârlığından bıkan, daha adil bir dünya isteyen sıradan halk, çaresiz kapitalistlerin yeni hedefi haline mi gelecek? Hastalıklı ayrıcalıklarını ortadan kaldırmak isteyen her hareketi susturacaklar mı?
Yanlış yere başkalarını suçlamak, yolsuzluklarından dikkatleri dağıtmak için kullanılan bozuk bir yöntemdir. Bu, ayrıcalıklarını kaybetmekten korkan Firavun’un çevresindeki elitin yöntemiydi. Bugün kapitalistler de aynı yöntemi kullanıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَقَالَ الْمَلأُ مِن قَوْمِ فِرْعَونَ أَتَذَرُ مُوسَى وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَآلِهَتَكَ “Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen (sihirbazları cezalandıracaksın da) Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?” [Araf 127]
Tıpkı dünyanın demokrasi yalanını gördüğü gibi Müslümanların da sahte demokrasi hayalini terk etmelerinin zamanı gelmiştir. Demokrasi sadece insan yapımı bir sistem değil, aynı zamanda çıkarlarını ve toplumdaki ayrıcalıklı konumlarını koruyan zengin seçkinlerin sistemidir. Demokrasinin insanlara vaat ettiği sözde “haklar”, sıradan insanları uysallaştırmak için güçlülerin terennüm ettiği yanılsamalardan başka bir şey değil.
İslam, insanlara Kuran ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetinden türetilen sabit gerçek haklar verir. Seçilmiş yönetici, İslam hukukuna bağlı olup olmadığına göre halk karşısında sorumludur. İnsanlığın yaratıcısı olan Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ “Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.” [Mülk 14] Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَنۡ اَعۡرَضَ عَنۡ ذِكۡرِىۡ فَاِنَّ لَـهٗ مَعِيۡشَةً ضَنۡكًا “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.” [Taha 124]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |