Hükümetin ayrımcılık kokan getto planına ilişkin Hizb-ut Tahrir’in yayınladığı son bildiri, Adalet ve Entegrasyon Bakanının tepkisine neden oldu. Bildiri sonrası 19 Mart 2018 günü klavyenin başına geçen bakanlar, ucuz ve popülist bir hamleyle bir keza daha kültürel iflas ve fikri düzeylerini gösterdiler.

Her iki bakan da açıkça İslam’a saldırdı. Adalet Bakanı, Facebook sayfasında İslami idealler konusunda yaptığı aşağılık yorumunda Şeriat sözcüğünü paylamak için kullandı. Hükümetin kuduz köpeği olarak bilinen Entegrasyon Bakanı da, her zamanki gibi ilkel bir şekilde Facebook sayfasında Kuran ile alay etti. 

Şeriat, kusursuzdur, Kuran’da geçenler nihai gerçektir olgusu, sadece Hizb-ut Tahrir’in değil, kıyamet gününe kadar bütün Müslümanların değişmez inancıdır. Bu nedenle bakanların zavallı saldırısı, İslam’a olan kin ve aşırı kibrin bir nevi dışa vurumudur ve İslami düşünceler karşısında bir tür zihinsel yetersizliğin bir ifadesidir.

Açıkça yalan söyleyen Entegrasyon Bakanı, Müslümanların Danca öğrendikleri, çalıştıkları ve suça karışmadıkları sürece şeytanlaştırılmayacağını iddia etti! Sistematik hukuk ihlalleriyle özdeşleşen ve başbakanın da bu tacizci ofisle anıldığı bir bakanlık ofisi tarafından böyle bir açıklama yapılıyor!

Bakanın burada kimi aptal yerine koyduğu belli değil. Hükümeti temsilen bakan, ulusal bir kanala verdiği en son demecinde, İslam’ın Müslüman gençlere (evlilik) dışı karşı cinsle samimi ilişkiye girmelerine izin vermediğini söyleyerek, sorunun İslam’da olduğunu belirtmişti. Onun İslam’ı ve Müslümanları karalaması, ticari bir marka ve varoluş nedenidir.

Böylece kabine üyeleri, Hizb-ut Tahrir’in son bildirisinde geçenleri doğrulamış oldular. Bildiride geçenlere yanıt vermek yerine bakanlar, liberal değerlerin sahtekârlığını ifşa eden aşağılık popülizme kaçtılar. Umutsuzca başvurulan bu siyasi rota, toplumun temelleri için tehlikelidir ve kaybedenlerin başvurduğu bir rotadır. Bu rota Müslümanları daha güçlü şekilde İslami kimliklerini korumaya itecektir.

Hizb-ut Tahrir olarak biz temin ederiz ki, bu ülkede Müslümanlara yönelik izlenen totaliter politikalar ve Batı ideallerinin sahtekârlığı karşısında asla sessiz kalmayacağız. İslam’a karşı izledikleri vizyonsuz mücadeleleriyle politikacılar kendi ideallerinin altını oyuyorlar.