Danimarka hükümeti, Ukraynalı mülteciler için özel bir yasa hazırladı. Yasa, Avrupa Birliği üyesi olmayan Ukraynalılara AB vatandaşları gibi eşit haklar tanıyor. Ukraynalı mülteciler, sosyal yardım, iş ve eğitim gibi hizmetleri alabilecekler.

Mültecilerin kişisel eşyalarına el koyan, sığınma anında üzerinde bulunması gereken paranın limitini belirleyen, Danimarka devletinin uluslararası itibarını zedeleyen Mücevher Yasası, beyaz ve ağırlıklı olarak Hıristiyan olan Ukraynalılar için geçerli olmayacak.

Danimarka hükümeti, Suriye’den ve diğer Müslüman ülkelerden gelen mültecilere insafsızca davranırken, onları insanlık dışı mülteci kamplarına yerleştirirken, kişisel eşyalarına el koyarken, savaşa ve zulme geri gönderirken, Ukraynalı mültecilere her türlü hizmeti ücretsiz sunuyor.

Müslüman ülkelerden gelen mülteciler ile Ukraynalı mültecilere farklı mülteci politikasının izlenmesinin gerekçesi, Ukrayna’nın Danimarka’ya “yakın” olması ve bu yüzden “sorumluluk almak” zorunda hissetmeleridir.

İşgaline ve bombalanmasına yıllardır yardım ettiği ülkelerden kaçan mültecilere karşı Danimarka devletinin daha büyük bir sorumluluk üstlenmesi gerekmez mi? Afganistan ve Irak’tan yirmi yılı aşkın bir süredir devam eden yoğun mülteci akını, Batı’nın bu ülkeleri işgalinin doğrudan sonucu!

Danimarkalı popüler politikacılara göre, Müslüman mülteciler ile Ukraynalılar arasındaki ayrımcılığın nedeni, etnik ve kültürel farklılıktır, Ukraynalılar, etnik ve kültürel yönden Danimarkalılar gibidir. Ukraynalıları daha “uygar” olarak görülüyorlar. Uygar olmak, Batı’nın 300 yılı aşkın bir süredir kimin insan, kimin daha çok canavar olduğunu tanımlamak için kullandığı bir terimdir.

Geçen ay iktidar partileri, ırkçılığa karşı bir eylem planı üzerinde anlaşmaya vardılar. Daha önce sembolik politik manipülasyon, komik ve değersiz olduğu için şuan çökmüş durumda.

Hükümetin tavrı net: Ukraynalı bir mülteciyseniz veya bir sempatizansanız, Ukrayna’yı savunmak ve savaşmak için gitmişseniz, o zaman hükümete göre özgürlük için kahramanca bir mücadelesinin parçasısınız demektir. Öte yandan, Esed gibi Batı destekli bir despotla savaşmak için gitmiş bir Müslümansanız, o zaman potansiyel bir teröristsiniz ve sözde “yabancı savaşçı”sınız ve milli güvenliğe tehditsiniz demektir. Bu durumda Danimarka hükümeti, yargılamadan veya kovuşturmadan pasaportunuza el koyabilir!

Ukrayna’daki savaşın ilk kurbanı, ne yazık ki Avrupa’nın insanlık maskesinin yanı sıra sözde değer bazlı politikasıdır. Güncel gelişmeleri takip eden herkes, Ortadoğu kökenli insanlara karşı izlenen ikiyüzlü ve ırkçı bakış açısını açık ve net olarak görebilir. Savaşın yıktığı bir ülkeden kaçan bir halka yardım etmek gibi görünen şey aslında, Danimarka siyasi elitinin insanlığa alaycı bakış açısının bir teyididir. Neredeyse on yıldır izlenen insanlık dışı mülteci politikalar da bu alaycı bakış açısının bir kanıtıdır.