حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FLu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130013 |
H. 20 Zilka’de 1433 M. Cumartesi, 06 Ekim 2012 |
-Basın Açıklaması- Yahudilerin Cürümleri ve El-Aksa'ya Dönük Ardışık Saldırılar Peki Ya Resullerinin Mesrasının Kirletilmesine Karşı Müslümanların Orduları Nerede?!
Geçen üç günden, hatta perşembeden bu yana Yahudi çetelerinin Mescid-i Aksaya'ya dönük saldırıları kesintisiz devam etmektedir. Bunu ise dün, yani Cuma günü işgalci Yahudi güçlerinin mescide dönük saldırıları ve namaz kılanların üzerine plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz sıkmaları takip etmiş ve namaz kılanların aralarından yaralananlar olmuştur. Dolayısıyla bu olaylar, Yahudilerin cürümsel doğalarını ve batıl varlıklarını teyit etmek için gerçekleşmiş olup özellikle gerek helak olmuş gerekse ayaklanmalardan sonra yenilenmiş Arap rejimler olmak üzere İslam dünyasındaki rejimlerin uşaklığını ifşa etmiştir. Zira bu rejimler, kabir sessizliğine bürünmekte olup terörle mücadele sloganı altında ümmetin evlatlarını katletmenin ve ümmetin evlatlarından olan ayaklanmacıların ayakları altına düşen rejimleri korumanın dışında ordularını harekete geçirmemektedirler. Dolayısıyla özellikle Kudüs ve Aksa şarkısı söyleyenler ve onu gözettiklerini iddia edenler olmak üzere yöneticiler ve Müslümanların orduları tarafından bir tepki olmaksızın cürümler tekrarlanmaya devam etmektedir. Halbuki yöneticiler ve Müslümanların orduları, Mescid-i Aksa'yı çıplak elleri ve göğüsleriyle savunan silahsız murabıtları seyretmekle yetinmektedirler.
Bu mücrim Yahudiler ile Mescid-i Aksa'nın içerisinde gezip dolaşan vahşî ordularının görüntüsü, her bir mümini Haramey'nin üçüncüsü ve iki kıblenin ilkine karşı kıskançlıktan çıldırtması gerekir. Dolayısıyla Müslümanların içindeki kuvvet ehlinin savunması gereken kayda değer manzara işte budur. Dolayısıyla da bu mescit ile tüm Filistin'i Yahudilerin pisliklerinden kurtarmaya liderlik edecek olan ordular harekete geçmelidirler. Yoksa ümmetin evlatlarından olan özgür askerlerin, saldırıları sindirebilmeleri imkansız olduğu gibi aşina oldukları manzaranın gerçekleşmesi de imkansızdır.
Bu saldırıların bir tepki olmaksızın devam etmesi, Kudüs'ü koruduklarını iddia edenlerin iddialarını boşa çıkarmaktadır. Dolayısıyla Kudüs onlardan beridir. Zira Mescid-i Aksa'yı destekledikleri ve onun kimliğini korudukları iddiasıyla işgalcinin mızrakları altında Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesi için diplomatlarını ve politikacılarını gönderenler bizzat onlardır. Şimdi de o mescit, günlük olarak saldırılara maruz kalmakta ve çöküşün eşiğine gelsin diye Yahudiler onun temellerini yıkmaktadır. O halde ey Filistin'i ve el-Aksa'yı koruduklarını iddia edenler sizler ne yapıyorsunuz?!
Ayrıca bu tekrar eden saldırılar, saçma sapan eylemlerle ve absürd sözlerle meşgul olmasının yanı sıra Birleşmiş Milletler'de üye olmayan bir devlet statüsünü elde etmek için ateşli bir şekilde çalışarak kendisini eğlendiren Filistin otoritesini ifşa etmektedir. Bu arada otorite, bu siyasî saçmalıkları ve sahte eylemleri kendisine ait "başarılar" olarak nitelendirmektedir. Dolayısıyla kamuoyunu bununla meşgul etmekte ve kamuoyunun el-Aksa, Kudüs ve Filistin'in kurtuluşuyla ilgili dikkatlerini dağıtmaktadır. Dahası mücrim Yahudi varlığını ve yerleşimci sürülerini korumak için siyasî aldatmaca cürümlerinin üzerine bir cürüm daha eklemektedir.
Bu saldırılar ile mücrim işgalcinin daha önceki cürümlerine dair gerçek tepki, Yahudilere Şeytan'ın vesveselerini bile unutturacak bir ders vermek ve varlıklarını kökünden söküp atmak için sadece silah, mermi ve füzelerin vızıltıları aracılığıyla olmalıdır. Dolayısıyla ümmetin onların arkalarından gezip dolaşacağı ve Yahudileri, Müslümanların mukaddesatlarına, kanlarına ve ırzlarına saldırmaya tevessül eden herkes için bir ibret kılacak olan tepki, işte bu tepkidir. Öyle ki o mücrimler ve benzerlerine şöyle denilecektir: Vallahi, bir tek Müslüman kadın bile kesinlikle sizden korkmayacak ve bugünden sonra hiçbir mescidin kutsallığı ihlal edilmeyecektir. Ancak bu, sadece abdestli bir elle olacağı gibi Allah'ın izniyle buda Müslümanların, zamanı gelip geçmiş bile olan Nübüvvet Minhacı Üzere İkinci Raşidi Hilafeti'nin gölgesindeki müminlerin emirinin komutasında ve Ukab râyesinin altında gerçekleşecektir. Allah'ın izniyle bizler bunun çok yakın olduğuna inanıyoruz.
فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيرًا "Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Süleyman Mabedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık)." [İsra 7]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |