حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FLu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130030 |
H. 17 Muharrem 1435 M. Çarşamba, 20 Kasım 2013 |
Basın Açıklaması Sömürgeci Kâfirlerin Suç Ortağı Filistin Yönetimi Yıkıcı Kadınlara Yönelik Faaliyetleri Hoş Karşılıyorken İslam Temelinde Fikri Daveti Yasaklıyor
Filistin yönetimini temsil eden Beytüllahim valisi Abdulfettah Hamayel, bu gece ed-Davha belediyesine bağlı en-Nuros salonunda Hizb-ut Tahrir tarafından düzenlenecek sempozyumu engelledi. Oysa daha önce belediye onay vermiş ve davetiyeler davetlilere dağıtılmıştı. Konukların ve ileri gelenlerin yoğun katılımı ile düzenlenecek sempozyum için tüm donanım ve hazırlıklar yapılmıştı. Yönetimin, sempozyumu engellemesi utanmaz, arlanmaz kadın kuruluşlarının talebi üzerine oldu. Beytüllahim valisi de bu talebe boyun eğerek, haksız yere yasal veya kanuni ya da ahlaki bir dayanağı olmaksızın salonun kapatılmasını emretti. Bununla vali, Filistin halkı tarafından iç yüzleri ve kimlerle irtibat içinde oldukları bilinen kesimler safında yerine almış oldu.
Bu kurumlar ve dernekler, Filistinli kadınlar arasında kokusu burun deliklerini sızlatan tüm kokuşmuş fikir ve değerleri saçıyorlar, kusuyorlar. İslam'ın hükümlerine karşı isyan ediyorlar. Kimse onları ne denetliyor ne de gözetliyor. Hatta yönetimin desteğini ve yoğun gözetimine sahipler. Müslümanlardan bir grup -Hizb-ut Tahrir veya İslam'a düşkün diğer kişiler- fikir ve sözle onları batıldan alıkoymak ve sabotaja engel olmak istediğinde ise benim dediğim olur diyen demokratik Firavun, hemen müdahil oluyor. Böylece Allah'ı zikretmek yasak, hükümlerini hatırlatmak haram, dinini savunmak da yerilmiş oluyor. Size ne oluyor nasıl hüküm veriyorsunuz?
Kadın kuruluşları, sempozyumun yasaklanmasını istedi, yönetim de onlara icabet etti. Çünkü yönetim ve o kuruluşlar, insanların sadece kendi ses kakofonilerini duymalarını istiyorlar. İthal düşüncelerini, kuşkulu kültürlerini işitmelerini yeğliyorlar. Onlar, saf İslami düşünce ile başa çıkacak güçte değiller. Bu nedenle beyinleri çatlatan gerçekleri, yönetim ve o utanmaz, arlanmaz kuruluşların göze batan skandallarını, insanların işitmelerine engel olmak için baskıcı ve ezici tedbirler alıyorlar. Bu kurumlar ve dernekler, yönetimin gözleri ve kulakları önünde sömürgeci kâfir devletler ve kesimlerden cömertçe mali destek alıyor, kokuşmuş ve çürük programlar kabul ediyorlar. Filistin yönetimi, bu dernekleri birer ajan olarak görmesi gerekir. Çünkü düşman devletlerden destek alıyorlar. Nitekim kendini saygın gören devletler böyle yaparlar. Bunun yerine bizatihi yönetimin kendisi bu dernekleri destekliyor, bu programlara destek sunuyor, yorulma ve usanma bilmeksizin aktif olarak bu programları uygulamak üzere hareket ediyor.
Yönetim ve o kurumlar, dernekler, sloganları arkasında gerçek fikirlerini, çağrıda bulundukları iğrenç düşüncelerini gizliyorlar. Sömürgeci kâfir tarafından konulan gerçek hedefleri saklıyorlar. İctimaî sistem düzeyinde İslam karşıtı fikirlere hizmet etmeye çağırıyorlar. Bazı hedeflerini ve davet ettikleri fikirleri deşifre etmek için onlara aşağıdaki soruları soruyor ve medyayı da bu soruları tartışma konusu yapmaya çağırıyoruz. Ki gerçek yıkıcı etkileri ortaya çıksın ve insanlar, toplum içinde yerleştirilmek üzere çalıştıkları gerçek değerleri bilsinler:
1- Karşılıklı rızaya dayalı zina hakkında ne diyorsunuz? Onu suç kabul ediyor musunuz? Yoksa o, kız ve erkeklerin özgürlüklerinden bir parça mıdır? Eğer suç olduğunu düşünüyorsanız, o zaman neden zinakârların cezalandırılmasına çağrıda bulunmuyorsunuz? Yoksa siz zinakârları, kişisel özgürlüklerini kullandıkları için kahraman olduklarını mı düşünüyorsunuz?
2- Hem namusunu savunmak için öldüren kimselere ağır cezalar verilmesini istiyorsunuz hem de zina yapan erkek ve kadını cezalandırmaktan veliyi alıkoymaya çalışıyorsunuz. Öyleyse insanlara şu denkleme cevap veriniz: Namusuna saldıran ya da ırzına göz diken kişiye ceza vermekten veli alıkonuyor. Karşılıklı rızaya dayalı zinakârları kanunda cezalandıran bir madde yok. Peki, o zaman sonuç nedir? Öyleyse siz ve yönetim, zinanın savunucuları ve teşvik edicileri olmuyor musunuz? Siz ve yönetim zina ve fuhuş davetçileri değil misiniz?
3- Eğlence, müzik, konserler ve festivallerde erkek kadın, genç kızlar ve erkekler arasındaki karışık duruma ne diyorsunuz? Siz ve yönetim, bunlara teşvik etmek amacıyla samimiyetle bütün güç ve çabalarınızı sarf etmiyor musunuz? O zaman siz ve yönetim, yolsuzluk ve ahlaksızlık teşvikçileri olmuyor musunuz?
4- Siz velinin kadın üzerindeki velayetini kaldırmak için çalışıyorsunuz. Neden? Hâlbuki siz onun İslami hükümlerden olduğunu biliyorsunuz? Bu, ahlaki yozlaşmaya teşvik babından değil midir?
5- Siz, formalite mahkemeler yoluyla özgür iradesi ile kadının evliliği sona erdirmesine olanak verilmesi üzerinde çalışıyorsunuz. İstediğiniz gibi lehinize fetva vermeleri için de kendilerini şeytana satmış şeyhlerden yardım dileniyorsunuz. Niçin? Siz ve yönetim, bununla aileyi parçalamak ve kötülüğü yaygınlaştırmak için çalışmıyor musunuz?
6- Hepiniz Sayda anlaşmasını kendinize düstur ediniyorsunuz. Neredeyse kadın konusunda ona tapacaksınız. Sayda anlaşmasının kâfirler tarafından kendi kültür ve küfürlerinin özüne uygun olarak konulduğunu bilmiyor musunuz? Onun İslam ile hiç bir ilgisi yoktur. Aksine taban tabana İslam'a zıttır. Peki, neden İslam'a savaş açmış bir şeye teşvik ediyorsunuz? Bununla siz ve yönetim, İslam'a savaş açmış kimseler grubundan olmuyor musunuz?
7- Neredeyse bütün finansmanınız, İslam karşıtı kâfir devletler tarafından temin ediliyor. Bu, sizi sömürgeci kâfirlerin ajanları haline getirmiyor mu? Yoksa bu devletler, İslam'ı seviyor, onu yaymaya çalışıyor ve sizler aracılığıyla da onu korumaya mı çalışıyorlar?
Son olarak ahlaksızlık ve yolsuzluğunuzu güden yönetim ve siz, İslam ile savaşıyorsunuz ve açıkça isyanda Allah'a meydan okuyorsunuz. Ümmetin kültürünü altüst ediyorsunuz. Göz alıcı sloganlar ile cürümsel hedeflerinizi örtüyorsunuz. Bununla sadece aptalları kandırabilirsiniz. Saf ve berrak İslam'ı hayat memat meseleleri ve toplumsal ilişkileri için ölçü almayan kimseleri aldatabilirsiniz. Biz, İslam'ın emin bekçileri olacağımıza dair Allah'a söz verdik. Sahtekârların sahtekârlığını, komplocuların komplosunu Allah'ın izniyle bir bir ortaya çıkaracağız. Batı meftunu tüm hainler ümitsiz olarak dönecekler. Şüphesiz ki siz kaybedenlerden olacaksınız. Size yaşam nedenleri sunan efendileriniz hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ "Şüphe yok ki, kâfirler mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. Kâfirler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir." [Enfal 36]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |