حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
Medya Bürosu
No: FL–BA–2015–MB–TR–09 |
H. 03 Şa’bân 1436 M. Cuma, 22 May 2015 |
Kudüs'e Destek Konferansı, İşgalci Yahudiler İle İlişkileri Normalleştirmek, Yardım ve Kurtuluşu Unutturmaktır
“Kudüs’e Destek ve Kudüslülerin Direnişini Güçlendirmek... Rol ve Görevler” adı altında Batı Şeria’da gerçekleştirilen 6. Uluslararası İslami Kudüs Konferansı, 21 Mayıs 2015 Perşembe günü sona erdi. Kapanış bildirgesinde Kudüs’ü ziyaret, mali destek sağlamak ve Filistin yönetiminin uluslararası kuruluşlara gitme yaklaşımı destekleme çağrısı yapıldı. Konferansa resmi temsilciler, Ürdün, Türkiye, Sudan, Rusya ve Tunus gibi ülkelerden önemli şahsiyetler ve İslam Konferansı Teşkilatı temsilcisi katıldı. Diğer yandan işgalci Yahudiler, konferansa katılmak üzere Mısırlı heyetin Filistin’e girişine izin vermediler.
Kudüs halkı, bugün Cuma namazından önce Ürdün Kadı-ül Kudatı Ahmed Helil’in Mescidi Aksa ziyaretine engel oldular. Korumaları yaşlı birini darp etti, onu yere attılar. Bu, namaz kılanların öfkesini ve Mescidi Aksa içinde protestoların fitilini ateşledi.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, sorun ve olaylar karşısında sergilediğimiz net tavrımıza Müslümanları alıştırdık. Biz tavrımızı, bugün Mescidi Aksa’da olduğu gibi net ve berrak siyasi ve entelektüel söylemlerle, kaostan çok uzak disiplinli kitlesel eylemlerle dile getiririz. Bazı şüpheli kesimler, korumaların kötü muamelesini istismar ederek Mescidi Aksa içinde kaos çıkardılar. Bazıları Allah’a küfretti. Mescidi Aksa’nın içinde ve dışında olsun Müslümana yakışmayan sözler ağızlarına aldılar. Konferans ve kapanış bildirgesi ile ilgili tavrımıza gelince, şu şekildedir:
Birincisi: Tüm Filistin gibi Kudüs, azılı düşman altında inim inim inlemektedir. İşgalci Yahudiler, hiçbir zimmet ve ahit gözetmiyor. Kudüs dâhil olmak üzere Filistin halkını katletti, yerinden yurdundan etti. Evleri yıktı, Kudüs ve el-Halil’de bulunan kutsal yerleri kirletti. Birçok şehirde camileri yakıp yıktı. Ekinleri tahrip etti, zeytin ağaçlarını söktü, su ve arazilerin mahsulatını yağmaladı. İnsanları hapse attı, mahkûmlara işkence etti. İşlediği cürümler hâlâ gözler önündedir. Her gün tekrarlanıyor. Mescidi Aksa’nın temellerini çökerterek onu yıkmak için çalışıyor.
İkincisi: Bütün İslam ümmeti, Kudüs ve tüm Filistin’i kurtarma sorumluluğunu taşımaktadır. Çünkü Filistin, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın mübarek kıldığı İslami bir topraktır. Sahabe ve diğer İslam ordularının kanlarıyla bezenmiştir. Azılı Yahudi düşmanı tarafından gasp edilmiştir. Bir santiminden bile vazgeçmek caiz değildir. Dahası, Müslüman orduları en kıymetli, en değerli ve tertemiz kanları onu kurtarmak için gözünü kırpmadan sarf etmelidir. Onu tekrar ümmetin evlatlarına bağışlamalıdır ki Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inbuyurduğu gibi onu ziyaretleriyle, namaz ve mallarıyla imar etsinler.
Üçüncüsü: Bu ve diğer konferanslara katılan âlim ve yetkililerin öncelikli görevi, fetih ordularının başında tekbir ve tahlillerle Kudüs’e girmektir. Kiminin girişine izin veren, kiminin girişini engelleyen işgalcilerin izin ve müsaadesiyle değil. Bu eylemiyle bu melun düşman, kutsal Filistin toprakları üzerindeki hâkimiyetini vurgulamakta, Kudüs ve tüm Filistin’in kendi otoritesi altında olduğunu hatırlatmaktadır. Aynı zamanda da onlara gıdım gıdım zillet ve aşağılanmayı tattırmaktadır. Böylece bu zillet ve aşağılanma diğerleri için örnek olsun. Mevcut ve gelecek nesillerin zihninde kendi varlığı, görüş ve tahakkümü normal hale gelsin. Kimse orayı kurtarmayı düşünmesin. Herkes Kudüs’ü işgalcinin süngü ve dipçiği altında ve onun izniyle ziyareti kabullensin.
Dördüncüsü: Bu konferans, Kudüs’e destek bahanesi altında gerçekleşti. Ama kapanış bildirgesinde açığa çıktı ki, Kudüs halkına destekten çok yoksundur. Konferans, Kudüs dâhil olmak üzere Filistin’in kurtuluşunu hiç ele almadı. Bir kelimeyle bile olsa Filistin’i kurtuluşu için ümmetin ordularına yönelik bir çağrıda bulunulmadı. Aksine konferans, işgalcilerin süngüsü altında ziyaretlerin devamı ve Filistin sorununu uluslararası kuruluşların koridorlarında çözmeye çalışan Filistin yönetiminin çabalarını destekleme vurgusu yaptı. Oysa uluslararası kuruluşlar, işgalin varlığının nedenidir ve haksız uluslararası kararlar ile onu destekledi.
Biz, yöneticiler ve Filistin yönetiminin Filistin’de özellikle de 1948 yılında işgal edilen topraklarda Yahudi varlığını perçinlemek için yoğun bir çaba içinde olduklarını biliyoruz. Çünkü Filistin’i kurtarma farzından beridirler. Bu yüzden Filistin sorununu kendisini bile korumaktan aciz Filistin yönetimine terk ettiler. O da Filistin sorununu Amerika ve diğer ülkelere, uluslararası kuruluşlara havale etti. Ama işgalci Yahudiler ile ilişkileri normalleştirme ve Filistin’e elçilik yoluyla girmek övülen bir husus haline geldi. Bu, yönetici ve onların avanelerinin bir çirkefliğidir, bu dünyada rezil rüsva olmaktır. Ahiretteki günahı ise daha şiddetli ve daha büyüktür, keşke akletselerdi?
Biz temin ederiz ki Filistin halkı, bu normalleştiricileri asla kabul etmeyecektir. Aksine ordularıyla akın akın gelen kurtarıcı fatihleri bekleyecektir. Bu, yakında İnşaAllah kurulacak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletiyle olacaktır. Zira yöneticiler, kurtarma rollerini eda etmediler. Normalleştirmek ve uysallaştırmak için para vermekle yetindiler. Ne kötü hükmediyorlar.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدًا يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا
“Ey inananlar! Allah’tan sakının, dürüst söz söyleyin de Allah işlerinizi kendinize yararlı kılsın ve günahlarınızı size bağışlasın. Kim Allah’a ve Peygamber’ine itaat ederse, şüphesiz büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” [Ahzab 70-71]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 0598819100 www.pal-tahrir.info |
E-Mail: info@pal-tahrir.info |