Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HL-BA-2020-MB-TR-08 H. 1 Rabi-ul Evve 1442
M. Pazar, 18 Ekim 2020

“Anti-demokratik” Örgütlerin Yasaklanması İslam’ın Yasaklanmasıdır

Sessizce bu hafta mecliste, anti-demokratik örgütlerin yasaklanması yasa tasarısı kabul edildi. Bu yılın başlarında idari örgütleri yasaklayan girişim yasası da kabul edildi. Kısacası, her iki tasarı da birbirinin tamamlayıcısıdır, çünkü kuruluşların yanı sıra tüzel kişilerin yasaklanmasını kolaylaştıracaktır.

Aralık 2019’da tasarının ayrımcı niteliğine vurgu yapmak için bir basın açıklaması yayınladık. O zaman yukarıda belirtilen tasarılarda aşırı sol ve sağcı grupların adı geçse de aslında Müslüman grupları ve bireyleri yasaklamak için yasal bir temel oluşturmanın amaçlandığını söylemiştik. Bu nedenle eş zamanlı olarak Adalet ve Güvenlik Bakanlığı Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörünün “Hollanda’da terör tehdidi değerlendirmesi” raporunu yayınlaması tesadüf değildir. Rapor, Müslüman grupların yarattığı tehdit üzerinde odaklanıyor.

Şiddetle, saldırı tehdidiyle veya gruplar ya da bireylerin bu tür eylemlere teşvikiyle zaten mevcut yasalarla yasal olarak mücadele edilebilir. Örneğin Utrecht mahkemesi, ünlü Hells Angels Motor kulübünü ve faaliyetlerini yasakladı. Pedofil derneği MARTİJN de yasaklandı. Dernek, yetişkinler ve çocuklar arasındaki cinsel ilişkilere yasallık kazandırmaya çalışıyor, toplumsal olarak kabul edilmesi için uğraşıyordu. Ancak yeni tasarıda bir adım daha ileri gidiliyor ve şiddet işlemeyen veya şiddeti teşvik etmeyen gruplar ve bireyler düşünüşbazında yasaklanıyor.

Bu gruplar ve insanlar, demokratik ilkeleri reddettikleri veya “antidemokratik” olarak kabul edildikleri takdirde ulusal tehdit olarak kabul edilebilecekler. Tasarının pratik tezahürü olarak, bir kişi, din ve devlet işleri arasında ayrım yapan düşünceye inanmadığında ya da insanın neyin iyi ve neyin kötü olduğunu belirleyen nihai yasa koyucu olduğuna ikna olmadığında, kamusal alanda geçerli olan kurallara uysa bile, toplum için bir tehlike oluşturacaktır.

Bu nedenle bir Müslüman, Allah’ın yasasının insan yasasından daha üstün, daha yüce ve daha iyi olduğuna inandığında, toplum için bir tehdit oluşturacaktır. Aslında, bu fikir İslami inancın ayrılmaz bir parçası olduğu için her Müslümanın bir tehlike olarak kabul edildiği söylenebilir. Bu inanç olmadan, İslam’a inanılamaz. Yani sorun, sözde “radikal İslamcı gruplar veya Müslümanlar” değil, İslam’ın kendisidir.

Birçok Batılı ülke adına konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “İslam”ın “krizde” olduğunu ve laikliği korumak için” İslami ayrılıkçılığın” çok sert bir şekilde ele alınması, sonra hayır kurumlarına ve önde gelen Müslümanlara baskın yapılması ve tutuklanması gerektiğini söyledi.

Hollanda, Fransa örneğine doğru ilerliyor. Laik düşünceyi birlikte yaşamın bir koşulu olarak dayatıyor. Farklılıklara rağmen birlikte yaşam söylemine ne oldu? Yoksa Fransız filozof Voltaire’den alıntı mı yapmalıyız: “Söylediklerinden nefret ediyorum, ama hayatıma mal olsa bile ifade hakkını savunacağım.” Sözde demokratik toplumların temel taşı, acaba kalıcı olarak çöpe mi atılıyor?

Tasarı ayrıca, suç işlemenin ötesinde kasıtlı amacı da suç sayıyor. Bu gruplar yasal çerçeveler içinde faaliyet yürütseler ve yasaklanmış faaliyetlerde bulunmasalar bile. Yargıç, amaçlarının kamu düzenine aykırı olduğunu düşündüğü şüphesiyle örgütleri feshedip mahkûm edebilecektir. Diğer bir deyişle, örgütler herhangi bir suç işlemeden de yasaklanabilecektir.

“Kamu düzenine” aykırı olan şeyin yorumlanması da belirsizdir. Göreceli bir kavramdır ve konjonktüre göre kötüye kullanılabilir. Örgütleri buna dayanarak yasaklamak ve feshetmek doğru değildir. Belirsiz öznel kriterler, tartışılmaz ispat kanıtlarının yerini alıyor. Bu, sert İslam karşıtı iklimde Müslümanlar için iyiye işaret değil.

Bütün bunlar, seküler düşüncenin iflas ettiğini ve insanlığı tüm çeşitliliğiyle eritemediğini göstermektedir. Bunu bilmek, Müslüman toplum yararına bu iflas etmiş sisteme siyasi katılımı daha da utanç verici hale getiriyor. İnsanın elde etmeyi beklediği kırıntılar bile gerçekleştirilemiyor.

Örneğin Müslümanların oylarıyla Temsilciler Meclisi’nde bulunan siyasi parti DENK, bu yasa tasarısı lehinde oy kullandı. Müslümanları, Müslümanların oylarıyla kandırdılar ve Müslümanlara boyun kelepçesi taktılar.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER