İngiltere Başbakanı Theresa May, 30 Ağustos 2018 Perşembe günü Kenya’ya yaptığı ziyaretle Afrika turunu sonlandırdı. Kenya ziyaretinden önce Salı günü Güney Afrika’yı, Çarşamba günü de Nijerya’yı ziyaret etti. May, beş yıldan beri ilk kez Sahra altı Afrika’ya bir ziyaret gerçekleştiriyor. 1988 yılındaki Margaret Thatcher ziyaretinden bu yana 30 yıl içinde ilk kez bir İngiliz Başbakanı Kenya’yı ziyaret ediyor. Ziyaret, İngiltere’nin 29 Mart 2019’da AB’den resmen çıkmaya hazırlandığı bir zamana rastlamaktadır. Bu ziyaretinde May, Afrika’da ticari ilişkilerin genişletilmesi ve mevcut ilişkilerin güçlendirilmesi mesajını vermiştir. Ziyaret ile ilgili olarak Hizb-ut Tahrir / Kenya, şunları vurgular:

May’le Kenyatta arasında ele alınıp imzalanan ticaret anlaşmaları, Kenya kaynaklarının yağmalanması, sömürge yöntemlerinin genişletilmesi, Kenya ekonomisini çökerten, vatandaşları yoksullaştıran ve onları sefil yaşam koşullarına mahkûm eden laik kapitalist ekonomik sistemin sağlamlaştırılmasından ibarettir. Ticaret anlaşmalarından yararlananlar, birkaç elitin yanı sıra kamu ve özel sektöründe kümelenen oportünist zümredir. Kenya, çok ciddi bir tüketici pazarıdır. İngiliz mal ve hizmetleri için bir çöplüktür. Aynı zamanda, İngiliz çok uluslu şirketleri için ucuz ve korkunç bir iş gücü sağlamaktadır.

Terörle mücadele alanındaki işbirliği, 28 Receb 1342 / 3 Mart 1924’de Hilafetin yıkılışının ardındaki beyin olan İngiltere’nin İslam’a karşı duyduğu derin nefretinden başka bir şey değildir. Ayrıca Başbakan May’in İçişleri Bakanı iken yaptığı icraatlar, İslam’dan nefret ettiğinin bir kanıtıdır. Bu bakış açısı Kenya rejiminin içeride aşırılıkla (İslam’a bağlı olanlarla), KDF ve AMISON’u kullanarak Somali’de de Eş Şebab örgütüyle mücadelesine ivme katacaktır.

İki liderin imzaladığı yolsuzlukla mücadele anlaşması, kocaman bir yalandır ve Kenya halkının yüzüne tükürmektir. İngiltere, Kenya kaynaklarını yağmalayan en büyük ele başlarından biridir. Yozlaşmış laik kapitalist ideoloji ve 1963’ten beri Kenya’yı ekonomik durgunluğa iten politik ve sosyo-ekonomik politikalar dâhil ondan fışkıran sistemleri uygulayan sömürgeci ajan yöneticileri aracılığıyla ülke kaynaklarını yağmalamayı sürdürmektedir.

Köprülerin İnşası süreciyle ilgili olarak sözde ortak anlayışa gelince, bu, yerel politik ajanları aracılığıyla İngiltere ile ABD arasında uzlaşı olduğunu sinsice onayladığını teyit etmektedir. Böylece İngiltere, Kenya’da büsbütün kontrolü ele geçirmek için ABD’ye karşı yapacağı bir sonraki manevra için biraz nefes almış oldu.

Sonuç olarak Hizb-ut Tahrir / Kenya olarak biz bu ziyareti, Afrika başta olmak üzere gittikçe kötüleşen küresel prestijini düzeltmek amacıyla planlanmış ayrıntılı bir İngiliz stratejisi olarak görüyoruz. Öyle ki Çin “yumuşak gücünü”, ABD, “terörle mücadele girişimlerini” kullanırken, gelecekte AB eski kolonilerini yeniden ele geçirmek için “önceki ticari paktlarını” kullanacaktır. Efendi-köle ilişkisini korumaktan başka İngiltere bu ziyarette hiçbir şey elde edememiştir.