Muhammed bin Selman, Allah’a, Rasûl’üne ve müminlere ihanet bile olsa her türlü yollarla iktidar koltuğuna tutunmaya çalışıyor. Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine adı karıştıktan, hesap vermeye ve veliahtlıktan azletmeye çağıran seslerin artmasından sonra Selman, sömürgeci Batıya olan sadakatini göstermek için çeşitli adımlar attı. Bu bağlamda ülke içinde ahlaksızlık ve zina kampanyalarına kapı araladı. Turizm ve eğlenceye teşvik etti. Ahlaksız ve çirkin kutlamalar için ülkede Batılı ve yabancı sanatçı ve şarkıcıları ağırladı. Öte yandan yüzlerce daha doğrusu binlerce Müslümanı zindanlara attı. Selman, dünya kamuoyu önünde imajını düzeltme çalışması yürütüyor. “Vizyon 2030” projesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği mesajını vermek için birçok ülke ile ticari anlaşmalar yapıyor. Çöl Davos’u olarak adlandırılan Suudi Yatırım Konferansı Kaşıkçı cinayetinin gölgesi altında kalmasının ardından Selman, Pakistan, Hindistan ve Çin’i kapsayan bir yurtdışı gezisine çıktı. Gezisi sırasında on milyarlarca dolar değerinde anlaşmalar imzaladı. Çin ziyaretinde Muhammed bin Selman, yalnızca anlaşma imzalamakla kalmadı aynı zamanda Çin yetkililerin Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarına yönelik yürüttüğü acımasız kampanyalara yeşil ışık da yaktı. New York Times gazetesi, Çin devlet televizyonu CCTV’den, Muhammed bin Selman’ın Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile yaptığı görüşme sırasında “Çin’in, ulusal güvenliği korumak için terörle ve aşırıcılıkla mücadele önlemleri alma hakkına saygı duyuyor ve destekliyoruz.” dediğini aktardı.

Uluslararası medya, Çin’in Doğu Türkistan’da Müslümanlara yaptığı baskıları kınarken, Selman tarafından yapılan bu açıklama Çin’in bu barbar suçlarına meşruluk kazandırmıştır. Selman yaptığı bu açıklamayla Çinli yetkililerin suç ortağı olduğunu ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sakındırdığı sefih emirler kategorisine girdiğini kanıtlamıştır. Cabir b. Abdullah’tan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Kab b. Ucra’ya şöyle dedi:

أَعَاذَكَ اللهُ مِنْ إِمَارَةِ السُّفَهَاءِ». قال: وَمَا إِمَارَةُ السُّفَهَاءِ؟ قال: «أُمَرَاءُ يَكُونُونَ بَعْدِي، لَا يَقْتَدُونَ بِهَدْيِي، وَلَا يَسْتَنُّونَ بِسُنَّتِي، فَمَنْ صَدَّقَهُمْ بِكَذِبِهِمْ، وَأَعَانَهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ، فَأُولَئِكَ لَيْسُوا مِنِّي وَلَسْتُ مِنْهُمْ، وَلَا يَرِدُوا عَلَيَّ حَوْضِي، وَمَنْ لَمْ يُصَدِّقْهُمْ بِكَذِبِهِمْ، وَلَمْ يُعِنْهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ، فَأُولَئِكَ مِنِّي وَأَنَا مِنْهُمْ، وَسَيَرِدُوا عَلَيَّ حَوْضِي  “Allah seni sefihlerin idaresinden korusun. Deki ki: “Sefihlerin idaresi nedir?” Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: Onlar benden sonra gelip benim dinime ve sünnetime bağlı kalmayan idarecilerdir. Her kim onların yalanlarını doğrular ve zulümlerinde onlara yardım ederse, işte onlar benden değildir ve ben de onlardan değilim! Onlar (cennetteki) havzıma gelemezler. Her kim de onların yalanlarını doğrulamaz ve zulümlerine de yardım etmezse, işte onlar bendendir ve ben de onlardanım! Havzıma gelecek olanlar işte bunlardır.”

Ey vahyin indiği yer halkı! Bu aptala Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu söz bire bir uygun düşüyor:

إِنَّ شَرَّ الرِّعَاءِ (أي الأمراء) الْحُطَمَةُ “Çobanların en şerlisi, kırıp dökendir” Aptallığı apaçık ortadadır. Bu aptalı size dayatan babası da, kâfirlere sadakat ve din kardeşlerinize her türlü azabı reva gören kâfir liderleri razı etmek için ümmetin zenginliklerini peşkeş çekmek konusunda oğlunun suç ortağıdır. Oğlunun işlediği suçlara ve Türkistan kardeşlerinize yaptığı ihanetine sessiz kalmak caiz değil. Aksine İslam, onun inkâr edilmesini, ortadan kaldırılmasını, vahiy ülkesini onun pisliğinden ve çetesinden temizlemek için çalışılmasını, dahası Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan ve diğer Müslüman ülkelerdeki kardeşlerinize arka çıkılmasını farz kılar. Size Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlatıyoruz:

سَيِّدُ الشُّهَدَاءِ حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ، وَرَجُلٌ قَامَ إِلَى إِمَامٍ جَائِرٍ فَأَمَرَهُ وَنَهَاهُ فَقَتَلَهُ “Şehitlerin efendisi Hamza ibn Abdülmuttallib ve zalim bir imama gidip ona emreden, nehyeden, onun da onu öldürdüğü kişidir.” Allah için dininize ve Allah’ın emanetine sahip çıkın. Allah sizi insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmakla onurlandırmıştır. İyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız. Bunda her iki yurtta da kurtuluş ve izzet söz konusudur.