حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2019–MO–TR–05 |
H. 26 Cumâde’s Sânî 1440 M. Pazar, 03 Mart 2019 |
Hilafetin Yıkılışının Doksan Sekizinci Yıldönümü Anısına Hilafette Rabbin Rızası, İzzet ve Kurtuluşu Var
28 Recep Müslümanlar için acı bir hatıradır, büyük bir trajedinin yıldönümüdür. 28 Recep, İngilizlerin işbirliğiyle Yahudi mücrim Mustafa Kemal eliyle Osmanlı Hilafetinin yıkılış yıldönümüdür.
Müslümanların izzet abidesi olan Hilafet Devleti 28 Recep 1342 / 03 Mart 1924’te yıkıldı. O gün Müslümanlar, kılıç gücüyle Hilafeti geri getirmek zorundaydı. Çünkü üç günden fazla Hilafetsiz yaşamaları Müslümanlar için haramdır. Doksan sekiz yıldır Allah’ın Şeriatı sürüncemededir. Hilafet yaşam biçimi hayatta egemen değil, insanlığa şahitliğimiz devre dışı. Doksan sekiz yıldır Müslümanlar, kapitalizmin ateşinde kavruluyor...
Bu uzun süre boyunca Müslümanlar, zillet ve hakaretin her türlüsüne duçar kalmıştır. Şuan İslam ümmetinin ne durumda olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bağlar koparılmış, güçler dağıtılmış, yenik ve ezik düşmüş, yolunu kaybetmiş, zenginlikler talan edilmiş, otoritesi gasp edilmiş, egemenliği çalınmış, liderliği kaybolmuş, başsız sürüler gibi ümmetlerin peşinde dolaşıp duruyor. Takatten kesilmiş, kararlılıkları dumura uğramış ödlek yöneticileri, yağmacıların kölesi olmuştur. Bir imam liderliğinde birlik ve bütünlükten yoksun, cesur orduları komutansız, tek bir devlet altında birlik içinde değiller, güç ve kuvvet olmayan cansız beden gibidirler. Bir lokma için kâfirlere yalvarıyorlar. Oysa Allah yeryüzünün bütün zenginliklerini bu ümmete bahşetmiştir. Elinde “Allah’tan başka İlah yok” öğretisi, Allah’ın Kitabı ve Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti var. Donanım ve sayısı yeterli.
Yozlaşmış insan yapımı küfür hükümleri ve sistemlerin altında İslam ümmetinin hayvanlar gibi hayat sürdüğünü görmek vallahi insana acı veriyor. Bu küfür sistemleri, ümmete hayatın her türlü acısını tattırmış, insanlar tarafından aşağılanmasına maruz bırakmış, Allah’ın Kitabını iptal etmiş, Peygamberin Sünnetini öldürmüş, İslam sistemleri ve siyasetini hükümsüz kılmıştır...
İslam ümmetin yaşadığı bu felaket ve sıkıntıların tek nedeni, soluğu kesilircesine kâfirlerin süprüntü fikirlerinin, kavramlarının ve politikalarının peşinden gidip, izzetini, gücünü ve hâkimiyetini kendisine geri verecek olan İslam ideolojisi gibi büyük bir silahı terk etmiş olmasıdır.
Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet! Ey insanlara şahitlik edecek olan ümmet! Kuşkusuz Allah Subhânehu ve Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i göndermeden önce davasını taşımak ve Kıyamet günü şahitlik etmek üzere her kavme bir Peygamber ya da Rasûl göndermiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطاً لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيداً “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasûl’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık.” [Bakara 143] Ey vasat ümmet! Ey adaletli ümmet! İnsanlığa davasını taşımak için Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın sizi seçmiş olması gurur ve onur duymanız için yeterli değil mi?
Bu konuda durumunuz Peygamberiniz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem gibi değil mi?
İnsanlara şahitlik edecek olmanız gurur duymanız için yeterli değil mi? Davasını taşımanız nedeniyle Rabbinizin sizi Peygamberler mertebesine yükseltmiş olması gurur duymanız için yeterli değil mi? Allah’ın sizi olan sevgisi nedeniyle Peygamberler ve Meleklerin size gıpta ediyor olması gurur duymanız için yeterli değil mi?
Yolu nasıl sapıtırsınız? Böyle bir Risalet’i taşımaktan nasıl geri durursunuz? Allah Subhânehu ve Teâlâ, önünden ve arkasından batılın yaklaşamadığı böyle yüce bir dinle yolunuzu aydınlatmışken güpe gündüz nasıl uyursunuz?
Ey bu dinin Ensar’ı! Ey çağımızın Havarileri! Neredesiniz? Bu dine kim yardım edecek? İslam’ı kim uygulama sahasına koyacak? Çocuğunu yitiren kadınların, yetim kalan çocukların, ölülerin, yaralıların, gasp edilmiş Filistin’in, Mescidi Aksa’nın, ağaçların, taşların imdadına kim koşacak?
Hilafet Devletinin yıkılışıyla birlikte İslâm güneşinin batışından bu yana gördüğünüz gibi durumunuz izahtan varestedir. Pusulanızı kaybettiniz. Geminiz denizde yolunu kaybetti. Çokça kürek çekmeniz size fayda etmeyecek. Kaderiniz kâfirlerin elindedir. Bu konuda Ruveybida yöneticiler de onların işbirlikçileridir. Kuzunun kurda teslim edildiği gibi sizi kâfirlere teslim ettiler. Size azabın her türlüsünü tattırdılar, çocuklarınız ve kadınlarınızı boğazladılar. Zenginliklerinizi yağmaladılar. Başkalarının dünyası uğruna ahiretlerini sattılar. Mümin hakkında ne bir zimmet ne de bir ahit gözettiler. Böylesi bir zillet, aşağılanma ve kayıp karşısında nasıl sabırlı olabiliyorsunuz?
Hilafet Devletinin yıkılışıyla vehne maruz kaldık. En hayırlı ümmetin evlatları için ümmeti iyileştirmenin zamanı gelmedi mi? Halid, Selahaddin ve Ebu Ubeyde’nin torunları için Hilafeti kurarak atalarının kahramanlıklarını yeniden diriltmenin zamanı gelmedi mi? Hilafet, ülkeleri ve kulları özgürleştirecek, dini ikame edecek, iffet ve onuru koruyacaktır. Evet, vallahi zamanı gelmiştir. Aksi halde bugün dünyanın doğusu ve batısındaki Müslümanların yardımına Hilafetten başka kim koşacaktır?
Kâfirlere deyin ki, Hilafet bizim için varlık yokluk meselesidir. Ya Hilafet kurulacak ya da biz yok olup gideceğiz. Bize neye mal olursa olsun bu daveti taşımaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Onlara deyin ki, Allah’a yemin olsun ki Hilafet çalışmasını terk etmemiz için bizi darağacına assanız, yine de bu çalışmayı terk etmeyeceğiz. Ya Allah Hilafeti üstün kılacak ya da biz bu uğurda helak olacağız. Lanete maruz kalan İsrail oğulları gibi olmayacağız. Bugünden sonra görevimizi sonsuza dek unutmayacağız. Yolu biliyoruz, pusulayı Rabbimizin Kitabında Peygamberimizin Sünnetinde bulduk. Ümmete görkem ve ihtişamını yeniden kazandıracağız. Allah’ın izniyle Hilafeti kuracağız. Hilafet yeryüzünde hüküm sürecek, hakkı ikame edecek, adaleti yayacak, tüm insanlığa iyiliği taşıyacaktır...
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi olarak biz, ümmeti İslami hayatın yeniden başlatılmasına, Allah’ın vaadi ve Peygamberin müjdesi olan Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin tekrar kurulmasına teşvik etmek amacıyla Hizb-ut Tahrir’in çeşitli eyaletler ve ülkelerde düzenlediği Hilafetin yıkılış yıldönümü etkinliklerine katılmaya davet ediyoruz.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |