حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: No: 1445 / 027 |
H. 29 Şa'bân 1445 M. Pazar, 10 Mart 2024 |
Basın Açıklaması
1445 Yılı Ramazan Ayı Hilalini Gözetleme Duyurusu
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, alemlere rahmet olarak gönderilenlerin Efendimiz Muhammed’in, onun Âlinin ve tüm ashabının üzerine olsun.
Buhari’nin Sahihinde Muhammed ibn Ziyad yoluyla rivayet ettiğine göre “Ben, Ebu Hurayra’yı şöyle derken işittim: Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu ya da Ebu’l Kâsım şunları söyledi: «صُومُوا لِرُؤْيَتِهِ وَأَفْطِرُوا لِرُؤْيَتِهِ فَإِنْ غُبِّيَ عَلَيْكُمْ فَأَكْمِلُوا عِدَّةَ شَعْبَانَ ثَلَاثِينَ» “Hilali gördüğünüz zaman oruç tutun. Hilali gördüğünüzde iftar edin. Eğer hava kapalı olursa, Şaban ayını otuza tamamlayın”
Bu gece Pazartesi gecesi, mübarek Ramazan hilalinin gözetlenmesi sonucu hilalin bazı Müslüman ülkelerde şeran görüldüğü tespit edildi. Buna göre yarın Pazartesi günü 1445 yılı mübarek Ramazan ayının birinci günüdür.
Bu vesileyle ben ve Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı ve tüm çalışanları, Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Alim Ata b. Halil Ebu Raşta’nın bu mübarek ayını tebrik ediyoruz. Allah’tan kendisine zafer nasip etmesini, onun eliyle zafer ve hakimiyeti hızlandırmasını niyaz ediyoruz.
Bu yıl da Ramazan ayı geldi. Dünya, İslam ümmetinin Mübarek Toprak Filistin’e sahip çıkma iradesi ile sömürgeci kafir Batı’nın Mübarek Toprak işgalcisi Yahudi varlığını emri vaki olarak dayatma iradesi arasında çatışmaya tanıklık ediyor. Tüm dünya bu çatışmayla meşgul olmuştur. Kimin hangi tarafta yer aldığı sorgulanmadan herhangi bir platformda siyasi diyalog gerçekleşmiyor. Bu çatışma, İslam ümmetinin nerede durduğunu anlamak için göz önünde bulundurulması gereken şeyler olduğunu ortaya koymuştur.
Normalleşme sürecinin doğuşundan itibaren başarısız olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Kiralık medyanın, İslam ümmeti halklarının artık bir Yahudi varlığı düşüncesini kabullenmeye başladığını betimlemeye çalıştığı tüm konuşmalar, yöneticilerin halklara söyledikleri yalandan başka bir şey değildir. Bunlar, tüm insanlığın başına bela olmuş bir avuç alçak kimselerdir. Yöneticilerimiz de alçaklıkta onlara yakındırlar, ihanet onların tarzıdır.
İslam ümmeti, sorunlarının çözümünde orduların önemli bir role sahip olduğunu kabul etmektedir. Orduların rolünü doğru dürüst hesaba katmadan yöneticilere karşı kalkıştıkları Arap Baharı’dan sonra şimdi ordulara şöyle sesleniyor: “Ey Müslüman orduları neredesiniz? Gazze’ye yardım etmek için neden harekete geçmiyorsunuz?” Bu, Allah’ın izniyle yeni bir baharın müjdecisidir ama bu kez “Müslüman orduların baharı” olacaktır. Müslüman orduları kışlalarını terk edecekler, İslam ümmeti ve dinine yardım etmek için ümmetle ele ele vereceklerdir. Hain yöneticilerin durumuna gelince, burada onları ele almayacağız. Zira bu savaşta daha önce hiç kokuşmadıkları kadar kokuşmuşlardır. Ümmet artık onlara tahammül edememektedir ve bir an önce onlardan kurtulmayı arzulamaktadır.
İslam ümmeti, Müslüman ülkelerin bölünmesi komplosunun ağırlığını da hissetmiştir. Gençler, birçok ülkeden Filistin’e yürümeye çalışmışlar, ancak Sykes-Picot Anlaşması ile çizilen sınırlar, Mübarek Toprağa ulaşmalarına mâni olmuştur. Birçoğu, bu sınırların İslam ümmetinin kendisine yardım etmesini engelleyen bir hapishane olması için çizildiğini farkında.
Haşim Gazze halkına gelince, savunmasız çocuklar, kadınlar ve yaşlılar, Allah’ın sözünü en üstün kılmak için sınamalara karşı sabır ve sebat abidesi, büyükleri de kâfirlerin sözünü en aşağı kılmak için cesaret ve yiğitlik abidesi sergilemişlerdir. Gazze halkı, İslam’ın çizdiği dosdoğru çizginin üzerindeki tozları gidermiştir. Gazze halkı, Allah katındakileri tüm dünyevi şeylerden üstün tutan mümin Müslüman bir kuluçka makinesidir, düşmanını yenene kadar gözüne uyku girmeyen mücahit bir gençtir. Gazze halkı arasında “tank alev aldı!” diye sevinçten havaya uçanlar olduğu gibi “Ruhumun ruhu” dediği torununu gözlerinden öpen dede gibi sükûneti koruyup rıza gösterenler de vardır. Gazze halkı dünyaya İslam’ın müthiş bir şey olduğu algısını vermiştir.
Ey Müslümanlar! Duygular uyanık, resim net ve yaklaşım bellidir; o da orduların harekete geçmesi, yöneticilerden kurtulmak ve sınırları aşmaktır. Gazze halkının fedakârlıklarının heder edilmesine müsaade etmeyin. Sykes-Picot komplosunu ortadan kaldırmadan ve Raşidi Hilafeti yeniden kurmadan mübarek ayın çıkmasına izin vermeyin. Tarih boyunca Hilafet, Müslümanların güçlerini birleştirmenin pratik yolu olmuştur. Hilafet siyasal sistemdir. Bu siyasal sistem ile İslam ümmeti, çıkarlarını gerçekleştirmek ve düşmanlarına karşı zafer elde etmek için çalışmıştır. Zaman, Hilafet dışında herhangi bir siyasi sistemin Müslümanlara utanç, rezalet, hüsran ve zilletten başka bir şey getirmediğini kanıtlamıştır. Filistin’in kurtuluşu için Müslüman ülkelerin Sykes-Picot sınırlarından kurtulması elzemdir. Bunu sadece ülkemizdeki gerçek güç sahipleri olan Müslüman ordular yapabilir. Onlar sizin çocuklarınızdır, onları teşvik edin ve onları Hilafeti kurmaya zorlayın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
﴿وَحَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ عَسَى اللهُ أَن يَكُفَّ بَأْسَ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَاللهُ أَشَدُّ بَأْساً وَأَشَدُّ تَنكِيلاً﴾
“Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah inkâr edenlerin gücünü kırar. Allah’ın gücü daha üstündür, cezası daha şiddetlidir.” [Nisa 84]
Pazartesi gecesi 1445 yılı Mübarek Ramazan ayının birinci günüdür.
Mühendis Selâhaddin Addade
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |