Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130061 H. 20 Ramazan 1434
M. Pazartesi, 29 Temmuz 2013

-Basın Açıklaması- Mücrim Çin, Müslümanların Orucunu Engellemek İçin Korkunç Bir Terör Kampanyası Başlatmıştır!

Çin, sürgün edilen Uygurlara ve yerel yetkililere göre Ramazan ayında ülkenin en Batısında bulunan Sincan bölgesindeki Müslüman Uygur Cemaati'nin uygulamalarına yönelik çok sıkı bir denetim dayatmaktadır. Nitekim kaynaklar, Çin'in önlemlerinin Müslüman öğrencilerin oruçlarının engellenmesini ve bağlantılarının denetlenmesini de kapsadığını söylemektedirler. Zira sayıları dokuz milyona ulaşan Uygur Müslümanları, petrol zengini olan bu bölgedeki dini zulümden ve ekonomik geri kalmışlıktan şikayet etmektedirler.

İktidar partisi, tüm vahşetiyle Uygur Müslümanlarını yok etmeye ve onları egemen Çin kültürü içerisinde eritmeye çalışmaktadır. Zira Çin'in azim olan İslam'a dönük kini ve öfkesi çok eskiye dayanmaktadır. Nitekim sürgündeki Uygurlar ile birçok uluslararası kuruluşlar, hükümetin politikalarının onların kültürel ve dini karakterlerine baskı uyguladığını vurgulamaktadırlar. Zira Chatca bölgesindeki eğitim ofisi sözcüsü şöyle demiştir: "Öğrencilerin, (Ramazan ayı boyunca) her Cuma günü okula gelmeleri gerekmektedir." Ve şöyle bir eklemede bulunmuştur: "Onlara ve öğretmenlerine oruç tutmaları yasaklanmıştır." Ayrıca yerel hükümetler, mağazaların açık kalmasını talep etmiş ve hükümet yetkilileri de oruç tutulmamasını emretmişlerdir. Nitekim "Tekesa'daki" eğitim komisyonu, şöyle demiştir: "Bölgedeki yazılı anlaşmalar imzalayan tüm okul ve anaokullarının rolü, herhangi bir çalışanının oruç tutmamasını da kapsamaktadır."

Dünya Uygur Kongresi Sözcüsü Dilşat Raşit, şöyle demiştir: "Okullar ve üniversitelerdeki öğrencilerin telefonları ve hesapları, e-sohbet siteleri ve sosyal ağ siteleri üzerinden izlenmektedir." Ve şöyle eklemede bulunmuştur: "Ramazan süresince, dini cemaatlerin herhangi bir isim altında dini eğitim faaliyetleri göstermeleri yasaklanmıştır." Ve şöyle demiştir: "Denetim, cami ve evlere kadar ulaşmıştır. Zira otoriteler, istikrarı koruma, onlara içecek ve meyve sunma ve yemeklerini denetleme adı altında Uygurların evlerine müdahale edecekler ve yemek yemekten ve içmekten kaçınanlara ise yasa dışı oruç uygulama suçlaması yöneltilecektir."

Çin'e İslam, yaklaşık H. 29 yılında ulaşmış ve İslamî Hilafet'in nüfuzunun dumura uğramasından ve sonra da yıkılmasının ardından evlatlarının acıları ortaya çıkmıştır. Nitekim Çin, 1760 yılında Doğu Türkistan'ı işgal etmiş, o vakit Çin kuvvetleri ülkenin evlatlarından yaklaşık bir milyon Müslümanı katletmiş, Müslümanlar demir yumruk ve zulüm sınıflarıyla yönetilmiş, hatta dini baskı takip edilen bir Çin politikası haline gelmiştir. Ancak Çin Müslümanlarının acıları, benzersiz acılar olmamıştır. İşte Çarlık Rusya'daki kardeşleri, enva çeşit acılar çekmişler ve çeşitli çok sert zulümler tatmışlardır. Zira bu dönemde Ruslar, Müslümanlara karşı cürümlerin en korkuncunu, zulüm ve işkence şekillerinin en şiddetlisini işlemişlerdir. Hatta insanları, kılıç ve giyotin [eskiden Fransa'da ölüm cezasına çarptırılanların başını kesmek için kullanılan bir araç] tehdidi altında Nasraniliğe inanmaya zorlamaya başlamışlardır. Nitekim bu husus devam etmiş, dahası Sosyalist Sovyetler Birliği yönetiminin boyunduruğu altında etkisi daha da artmış, namaz veya oruç veya zekat veya Hac gibi her türlü İslamî şiarların yapılması engellenmiş ve Müslüman kadınlar açılmaya zorlanmışlardır.

Sabredin Ey Çin Müslümanları...

Sabredin! Zira sizlere isabet eden zayıflık ve aşağılanma bizlere de isabet etmektedir. Nitekim yeryüzünün Doğusu ve Batısındaki Müslümanlara ayrılık isabet etmiş ve güçleri büyük bir şekilde kırılmıştır. Hatta onlar, zırar yöneticiler ile devrilmekte olan kapitalist demokratik sistem zamanında yetimler gibi olmuşlardır. Dahası ölülerine bile ağlayamamışladır. İşte şimdi de Müslümanlara karşı zulüm çeşitlerinin en korkuncu uygulandığı gibi hatta  kutsallarımız bile onların şerlerinden güvende değillerdir. O halde bu günden sonra hala neden bekliyorsunuz?! Biz Rabbimize yakinen inanıyoruz ki güzel akıbet bu din için olacağı gibi nusret de Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in tâbileri için olacaktır. İşte Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Ümmeti, yeniden hayata dönmeye başlamış olup Allah'ın izniyle zafer, hakkı savunmamız ve sözlü ve fiili olarak onun Ensarları olmamız şartıyla İslam'ın mümin Ensarlarına nasip olacaktır. O halde üzerimizdeki zillet ve aşağılanma tozlarını silkeleyelim. Zira yaralar açılmakta, kanamalar uzamakta ve acılar şiddetlenmektedir. Dolayısıyla bizim Allah'tan sonra, İslam Devleti'ni kurmak için sebatkar bir şekilde çalışmaktan başka çaremiz yoktur. Böylece Halife, dinimizi destekleyecek ve onurumuzu koruyacaktır. Böylece de bizler, hem Allah'ın hem de zilleti kaldıracak ve günahkar saldırganların ellerini koparacak olan Râşid bir Halife'nin askerlerinden olacağız.

Ey İslam Ümmeti!

Hilafetimiz olduğu günde dinimizin ve onurumuzun korunmuş olduğuna ve Hilafetimizin ortadan kalkmasıyla birlikte de dinimizin yok olduğuna ve ırzlarımızın çiğnendiğine kanaat getirmenizin zamanı gelmiştir. O halde daha kurulduğu günden beri kendisini Hilafet'in kurulmasına adayan Hizb-ut Tahrir'in en hayırlı yardımcılarından olmanız için Hilafet'i kurmak amacıyla azimlerinizi bileyerek onun kurulması için kollarınızı sıvayıp ciddi bir şekilde çalışacak mısınız? Böylece Ümmetimiz, düşmanların zilletinden ve onlara bağımlı kalıp aşağılanmaktan kurtulacak ve İslam'ın ve Müslümanların gücü ve hakimiyeti geri dönecektir.

وَاذْكُرُوا إِذْ أَنْتُمْ قَلِيلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الأَرْضِ تَخَافُونَ أَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَآَوَاكُمْ وَأَيَّدَكُمْ بِنَصْرِهِ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ "Hatırlayın ki hani siz yeryüzünde az bir mustazaf topluluk idiniz. (Öyle ki) insanların sizi kapıp götürmelerinden korkuyordunuz da Allah sizleri barındırdı, sizi nusreti ile destekledi ve belki şükredersiniz diye de size temiz rızıklar verdi." [el-Enfâl 26 ]


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizb-ut-tahrir.info
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER