حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201341 |
H. 26 Ramazan 1435 M. Perşembe, 24 Temmuz 2014 |
Basın Açıklaması Gazze Çocukları ve Kadınlarının Hedef Alınmasından Sonra Ne Var?
Koruyucu Hat adı altında iki haftadan beri "İsrail"in Gazze'ye yönelik devam eden şiddetli saldırısı sonucunda sivillerin, özellikle masum kadın ve çocukların ölüm haberleri geliyor. 24 Temmuz 2014 Çarşamba gününe kadar ölü sayısı 640, yaralı sayısı da 4030 idi. Aralarında çocuk ve kadınlar da var. Sayının artmasından korkuluyor. Buna rağmen hiç kimse parmağını kıpırdatmıyor. Müslüman ve Arap dünyasının ihaneti doruğa çıktı. İğrenç katliam, ölüm ve yıkım sahneleri, onların kalplerini ve duygularını ürpertmiyor. Çocukların ve kadınların çığlıklarına karşı kulaklarını tıkamışlar. Bu savaşta açıkça Gazzeli kadın ve çocuklar hedeftir. Her yerde onlar öldürülüyor. Evlerde, sokaklarda, okullarda, hastane, hatta sahillerde bile yemek yerken, uyurken ve oyun oynarken katlediliyorlar. Her çocuk ve hamile kadın bile bu katillerin hedefi olabilir. Füzeler, taş, ağaç ve insan arasında herhangi bir ayrım yapmıyor. Her şeyi yerle bir ediyor. Kan ve organ parçaları toprak ve taşa karışıyor. Sahne, acı ve üzüntü verici. Ürperti ve acı verici olduğu için medya bu korkunç sahneleri sansürleyip görmezden gelemiyor. Her tarafta çocukların parçalanmış organ parçalarını görmek mümkün. Aileler, enkaz altında can veriyor. On binlerce aile, güvenlik ve emniyet arama umuduyla Gazze'deki evlerinden kaçıyorlar. Bir yerden başka bir yere sığınıyorlar. Ölümden ölüme, yıkımdan yıkıma kaçıyorlar! Tüm bunlar olurken dünya, sadece gösteriler ve mitingler yoluyla saldırıları kınamakla yetiniyor. Saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulunuyor. Bütün bunlar, uluslararası toplum ve Arap dünyasının komplosu altında oluyor. Bütün bunlar, Gazze halkına, yaralılara hatta tıbbi ilaçların girişine bile Refah sınır kapısı kapatılmışken oluyor. Bütün bunlar, hem Erdoğan tarafından Gazze kurbanlarına timsah gözyaşı dökülürken, hem de bomba yağdıran "İsrail" uçaklarına Türkiye tarafından petrol temin edilirken oluyor! Bütün bunlar, alçak Filistin yönetiminin gözleri önünde baka baka oluyor. Hatta yaptığı açıklamalar, koordinasyon ve koruma bahanesiyle bu saldırıya itiraz edenler karşısında durarak saldırıya destek veriyor! Her zamanki gibi her saldırı da Körfez Devletleri sadece maddi ve tıbbi yardım göndermekle kamuoyunu kandırıyorlar. Sanki işlenen bu cürümlerin karşılığında kurbanlara diyet ödüyorlar.
Ey İslam ümmeti! Kararlı Gazze çocukları ve kadınlarının ihtiyacı olan bu değildir. Para ve yardımlara, savaşın tahrip ettiği şeylerin yeniden imarına ihtiyaçları yok. Aksine kendilerini kurtaracak birilerini bekliyorlar. Tıpkı Filistin ve Kudüs'ün beklediği gibi. Bu katil mücrimlerden intikam alacak, tahtlarını ve koltuklarını korumak için Müslüman kardeşlerine karşı bu savaşta katillerin yanında duran, onlara yardım eden ve ortak olan yöneticileri yargılayıp cezalandıracak yiğitlerin yollarını gözlüyorlar. Ne zamana kadar Gazze ve diğer işgal altındaki ülkelerde kan dökülecek! Ne zamana kadar bu zillet ve hakaret devam edecek. Yoksa zillet ve hakaret normalleşti mi?
Ey ordular! Bu sessizlik ve teslimiyet ne zamana kadar! Düşman ve onun avanelerine sadakat ne zamana kadar sürecek! Kan ve parçalanmış organlar, kadın ve çocukların çığlıkları, kalp ve zihinlerinize hiç dokunmuyor mu? Omuz omuza ortak düşmana karşı silahlarınızı nereye ve nasıl döndüreceğinizi öğrenmek için hiç duygularınızı incitmiyor mu? İman silahı ile donanmış kişiler, düşmanla mücadele edebiliyorlarsa, halkı ve mübarek toprakları kurtaramasalar da düşmana her türlü musibeti tattırabiliyorlarsa, bütün ordular, cihadı emreden bir İmamın komutası altında bir araya gelseler nasıl olur? Sizin işiniz İslami ümmeti savunmaktır. Rolünüz de, yeryüzünde Allah'ın Şeriatını hakim kılmak, kanların, ırzların intikamını alan, ülke ve halkı kurtaran Hilafet Devletini yeniden kurmak isteyen herkese yardım elini uzatmaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللَّهِ هُوَ مَوْلَاكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ "Allah uğrunda, hakkını vererek cihat edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "Müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin Mevla'nızdır. Ne güzel Mevla'dır, ne güzel yardımcıdır!" [Hacc 78]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |