حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2016–MB–TR–09 |
H. 27 Rabi’-ul Âhir 1437 M. Cumartesi, 06 Şubat 2016 |
Fransa’nın Sarhoş Yöneticileri Zorla Müslüman Çocuklarına Domuz Eti ve Şarabı Dayatırken Müslümanların Yöneticileri Ne Pahasına Olursa Olsun Anlaşma Yapmak İçin Koşuşuyorlar
28 Ocak 2016’da Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, İslam’a ve tüm Müslümanlara karşı yine küstah yüzünü gösterdi. İran’a karşı yıllarca uygulanan yaptırımların kaldırılmasının ardından Avrupa’ya yaptığı beş günlük resmi ziyaret sırasında konuk İran Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani’nin şarapsız bir akşam yemeği isteğini reddetti. Fransa, Müslüman ülkelerin liderlerinin ziyareti esnasında menüden helal gıda veya şarabın kaldırılmasını ilk kez reddetmiyor. Cumhurbaşkanı Ruhani, 17 Kasım 2015’de Fransa ziyareti sırasında da aynı hakarete maruz kalmıştı. Küstah Fransa Cumhurbaşkanı, yemek masasında Fransız geleneklerinin olması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ziyareti ve nezaketsiz resepsiyon hakkında aşağıdaki mülahazaları belirtmekte fayda var.
- Fransız devrimi ve radikal laikliğe dayalı bir cumhuriyet kurulduğundan beri Fransa, Müslümanlara karşı küstahça ve saygısızca davranıyor. Müslüman ülkeleri sömüren Fransa, kendi dil, kültür ve sistemini empoze etmek için milyonlarca Müslümanı katletti. Ve bu güne kadar da sömürmeye devam ediyor. Fransa’nın İslam ve Müslümanlara karşı nefreti derin ve köklüdür. Adeta radikal laiklik hüküm sürüyor. İslami değerler ve uygulamalar tehlikeli bir tehdit olarak kabul ediliyor. İnanç temelli yemekler cumhuriyetçi Fransa’nın değerleri ile tezat teşkil ettiği için helal yemek menüsü Fransız Cumhurbaşkanı tarafından iptal edildi.
- Fransa’da Müslümanlar baskı ve zulme maruz kalıyorlar. Gıda, giysi ve ibadetlerine saldırılıyor. Alkol tüketiminin yaygın olduğu herhangi bir yerde, alkol kötü davranış ve davranışlara yol açar. Fransa’da Müslüman kızları, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın başörtü komutuna itaat ettikleri için eğitimden mahrum ediliyorlar. Camilere karşı şiddet uygulanıyor, aşırılıkla mücadele adına camilere kilit vuruluyor. Bu da Müslüman erkeklerin sokaklarda Cuma namazı kıldıkları anlamına geliyor. Fransız politikacılar, düzenli olarak Müslümanlara karşı nefret kusuyorlar. Yahudi varlığının Gazze’yi bombardımanı sırasında Belediye Başkanı Yardımcısı Jacques Renaud, bir Filistinli çocuğun sakat vücut görüntüsü hakkında “helal et olduğuna inanıyorum” diye tweet atmıştır.
- Cumhurbaşkanı Ruhani’nin helal gıdasız yemeği reddetmesi sadece kişisel bir beyandır. Ziyaret sırasında Fransa’daki mazlum Müslümanlar adına konuşma fırsatını kaçırdı. Hem de iki kez aynı hakarete maruz kaldığı halde! Cumhurbaşkanı Ruhani’nin her daim Fransa ziyaretinde yemeksiz kalması kişisel bazdadır. Ama Fransız okullarında domuz eti yemek için baskıya maruz kalan Müslüman çocukları ya da helal gıda yasağını destekleyen Fransız mahkemelerinin kararının ardından Fransız cezaevlerinde aç kalan Müslüman mahkûmlar ne yapacaklar?
- Fransa’ya yaptığı iki rezil rüsva ziyaret sırasında aşağılanmayı kabul ederek Cumhurbaşkanı Ruhani, İran’ın ilerlemesi için bir şey kazandı mı? Aslında Fransız petrol şirketi “Total” ile günlük 200.000 varil ucuz petrol tedariki konusunda küçük çaplı bir anlaşma yapıldı. 22 milyar Avroya 118 Airbus uçakları satın almak için de büyük çaplı bir anlaşma yapıldı. Bunlar, tek taraflı anlaşmalardır. İranlı liderler, ucuz ham madde ihraç etmek ve pahalı ürünler ithal etmeyi hesaplıyorlar. Böylece uzun yıllar İran bağımlı olacak. Yedek parçalarda Fransız şirketlerinin güdümü altına girecekler. İran uçaklarının modernizasyonunu üstlenecekler.
- İran ile komşu ülkeler arasındaki ilişkiler, kanlı mezhep çatışmaları ile iyice kötüleşirken ki bunda İranlı liderlerin büyük sorumluluğu var, İranlı liderlerin kendilerini İslam’ın ve Müslümanların en azılı düşmanının kollarına atması ne hazindir. Bundan daha kötü olanı ise ziyaret sırasında Fransız ve İranlı liderlerin terörle mücadele konusundaki ikiyüzlü ifadeleridir! İran Tahran Times, Fransızların Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yönelik hakaretine tek bir kelime dahi etmedi. Bunun yerine 29 Ocak’ta ziyaret hakkında tabasbus bir dil kullandı: “Görüşmelerin ardından Hollande ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ruhani, İran ve Fransa “fanatizm, terörizm ve aşırılıkla” mücadelede istihbarat paylaşımı yapmalıdır.” dedi. Her iki ülkenin böyle şeyler söylemesi ne kadar şaşırtıcıdır? Zira her ikisi de Şam topraklarında devlet terörü uyguluyorlar. Diğer yandan ise Fransa’daki Müslümanlara karşı Fransız fanatizm ve aşırılığı her gün büyüyor.
Ey Müslümanlar! Kâfirler, hükümdarlarınızın zayıflık ve ihaneti nedeniyle daha da cesur hale geliyorlar. Bu hainler, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın komutlarını hiçe sayarak emrine amade oldukları şirketler ile dostluk kurmak ve İslam’ın düşmanlarının intikamcı liderlerini kucaklamak için yarışıyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللَّهِ فِي شَيْءٍ إِلَّا أَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقَاةً وَيُحَذِّرُكُمُ اللَّهُ نَفْسَهُ وَإِلَى اللَّهِ الْمَصِيرُ “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.”[Ali İmran 28]
Kinci liderler, laiklik ve demokrasi adına size saldırıyorlar. Size karşı yürütülen “terörle mücadele” savaş çığlığını, “aşırılıkla savaşa” dönüştürdüler. Hâlbuki onların aşırılığı akıl ve ahlak sınırlarının ötesine geçmiş durumdadır. Hava, kara ve denizde teröre verdikleri destek, ölüm ve yıkım getirmiştir. Suriye’deki evlerini terk ederek milyonlarca insan, hor görüldükleri halde Avrupa ülkelerinin yolunu tutmuştur. Hatta inanç, yiyecek ve giyecek dâhil tüm yöntemlerle doğrudan dininize karşı savaş yürütüyorlar. Ve sizi İslam’dan döndürmedikçe sizden asla razı olmayacaklar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّىٰ يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا وَمَنْ يَرْتَدِدْ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُولَٰئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ “Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler.” “Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.” [Bakara 217]
Dolayısıyla Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın ipine sımsıkı sarılın ve sizi, size karşı komplo kuranların pençesine iten yöneticilere aldanmayın. Yoksulluk korkusu ve hatta sizi birbirilerinizle korkutarak sizi kendi taraflarında yer almaya çağırıyorlar. Ama İslam’ın dönüşünden ve laiklik yalanlarından nemalanan çıkarlarının yok olmasından çok korkuyorlar.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |