Hindu devleti, işgal altındaki Keşmir’i istila etmek için yeni bir saldırı başlatırken, Bajwa-İmran rejimi, Twitter’dan yaptığı eski, püskü, başarısız açıklamalar ile Hindistan’ı kınayıcı yaklaşımını sürdürüyor. Muhtemelen bunun, sorumluluğunu yerine getirmek için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyor. Rejim, silahlı kuvvetleri mobilize etmesi gerekirken, dünyayı bilgilendiren bir haber spikeri gibi davranıyor ve sanki Müslümanlarmış gibi ABD de dâhil olmak üzere harekete geçmesi için Birleşmiş Milletler’e yalvarıyor. 31 Mart 2020’de Hindu devleti, bazı belli koşulları yerine getirdikten sonra Keşmirli olmayanlara Keşmir’de oturma izni verilmesini öngören bir bildirim yayınladı. Hükümetteki dört görev dışında Keşmirli olmayanlar, tüm üst düzey görevlere atanabilecek. Daha önce 5 Ağustos 2019’te Hindu devleti, Keşmir’in yarı özerk statüsünü iptal eden ve Keşmir’i tamamen Hint Birliği’ne entegre eden bir yasayı kabul etmiş, Keşmir Müslümanları ise yasayı şiddetle reddetmişlerdi. Tutuklamalar, işkenceler, insan kaçırmalar ve pelet mermileriyle kör etmeler dâhil sekiz aylık tecridin ardından Hindu devleti, Keşmir Müslümanlarını Keşmir’i Hint Birliği’ne ilhak etme kararına boyun eğdiremedi. Şimdi de Hindu devleti, gayrimüslimlere ve Keşmirli olmayanlara Keşmir’de oturma izni vererek Müslüman çoğunluğu Müslüman azınlığa dönüştürme politikası ile demografik yapısını değiştirmeye başladı. Böylece Keşmir’deki zayıf pençesini daha da güçlendirdi.

Özürlü kapitalist demokratik sistemiyle, ulus devlet kavramıyla, “ulusal çıkarlara” dayalı dış politikasıyla, süper güçlere yalvaran ve “ekonomik güvenlik” adına Keşmir Müslümanlarını kaderine terk eden Pakistan, Keşmir’i asla özgürleştiremez. Basiret ve feraset sahibi herkes bu gerçekliğin farkında. Hilafet Devleti zamanında Müslümanlar, sahip oldukları askeri güçleriyle on üç yüzyıl boyunca kendi çıkarlarını kendileri sağladılar. Bazen Halifenin İslam ordularını seferber etme tehdidi bile Müslümanların çıkarlarını güvence altına almak için yetti. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın en küçük yaratıklarından biri olan ve sadece mikroskopla görülebilen korona virüsü, mevcut dünya düzeninin ölüm döşeğinde olduğunu, küresel durgunluğun işaretlerinin belirmeye başladığını ortaya koydu. Korkak ineğe tapanlar, Keşmir’deki pençelerini sağlamlaştırmak için Korona virüsten yararlanabiliyorlarsa, hiçbir şey Müslümanların Hilafeti yeniden kurma altın fırsatını yakalamasını önleyemez. Kaldı ki korona virüsü (Covid-19) salgını, Amerika, İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin’i felç etmiş, ekonomilerini felaketin eşiğine getirmiş durumda. Pakistan’da Hilafeti yeniden kurmak, Afganistan, Orta Asya ve Orta Doğu’yu Hilafette birleştirmek için ideal bir zaman. Bölgede ümmetin yeniden dirilişi karşısında durabilecek ya da dirilişini engelleyebilecek tek bir güç bile yok. Hilafetten başka işgal altındaki Keşmir’i, Filistin’i, Burma’yı ve Afganistan’ı özgürleştirebilecek bir devlet var mı? Aklı başında biri, körü körüne sömürgeci güçlere kölelik yapan Bajwa-İmran rejimine umut bağlayabilir mi? Böylesi bir rejim, işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak için ordumuzu nasıl seferber edecek? Öyleyse ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Daha ne bekliyorsunuz? Gelin Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulması için nusret verin, destek olun.