Perşembe, 17 Safer 1446 | 2024/08/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PKu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130016 H. 26 Cumâde’s Sânî 1433
M. Perşembe, 17 May 2012

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / Pakistan Resmî Sözcüsü Navit Butt'un Kaçırılma Davası: Navit Butt'un Ailesinin Basın Açıklaması

 

Saygıdeğer Basın Mensupları,

Esselemu Aleykum,

11 Mayıs 2012'de, Cuma namazından hemen önce Pakistan Gizli Servis Birimlerinden sivil elbise giyinmiş bir gurup, çocuklarıyla birlikte okuldan evine döndüğü bir sırada küçük çocuklarının önünde Hizb-ut Tahrir'in Pakistan Resmî Sözcüsü Nâvid Butt'un üzerine saldırmışlar, onu arabalarına koymuşlar ve çocuklarını da tek başlarına sokakta bırakmışlardır. Şu ana kadar da hala nerede olduğu bilinmemektedir. Bu olay, General Keyâ'nin birimleri tarafından Hizb-ut Tahrir şebabına dönük kaçırılma operasyonları silsilesinin sonuncudur. Bu ise sadece Amerika'nın Pakistan'daki egemenliğine son verecek olan Hilafet'in kurulması için çalışmalarından dolayıdır.

Son dönemde Hizb-ut Tahrir üyesi ünlü diş hekimi Dr. Abdulkayyum, yaşlı ve diyabet hastası olmasına rağmen Keyâni'nin zindanlarında ciddî fiziksel ve psikolojik işkencelerin üzerinden dokuz ay geçmesinin ardından serbest bırakılmıştır. Hatta kıraatını güçlendirmesin diye cezaevinde Kur'an okumasına dahi izin verilmemiştir. Navit Butt'un kaçırılmasının öncesinde Hizb-ut Tahrir'in üyesi Bilgi Teknolojisi Müdürü Habibullah Selim de aynı emniyet birimleri tarafından Karaçi'den kaçırılmış ve hala da nerede olduğu bilinmemektedir.

Sayın medya mensupları, dikkatlerinizi aşağıdaki hususlara çekmek isteriz:

 

1- Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], hangi sebepten dolayı olursa olsun ve cürümleri ne kadar büyük olursa olsun yapılan işkenceler de dahil Müslümanlara herhangi bir şekilde zarar vermekten nehyetmiştir. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِم، كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَىَ الْمُسْلِمِ حَرَامٌ، دَمُهُ وَعِرْضُهُ وَمَالُهُ "Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkîr etmesi yeterlidir. Her Müslümanın kanı, ırzı ve malı diğer Müslümana haramdır."

Ve şöyle buyurmuştur:

إِنَّ اللَّهَ يُعَذِّبُ الَّذِينَ يُعَذِّبُونَ النَّاسَ فِي الدُّنْيَا "Şüphesiz Allah, dünyada insanlara işkence edenlere azap edecektir."

Bu, genel anlamdadır. Peki tek "suçu" Rabbim Allahu [Subhânuhu ve Te'âla]'dır diyen bir Müslüman'a işkence etmekte ne demek oluyor? Yoksa yeryüzünün şeytanları ve tabiileri, Hilafet'i kurmak için çalışan muhlislerin takip edilmesi için çağrıda mı bulunmaktadırlar? Zira Allahu [Subhânuhu ve Te'âla], Kutsi hadiste şöyle buyurmuştur:

قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ قَالَ مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ "Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle dedi: Allah, şöyle buyurmuştur: Kim benim dostuma düşmanlık ederse, kuşkusuz ona savaş ilan ederim." [Buhari rivayet etti]

Kardeşiniz Navit Butt için söylediğiniz yada yazdığınız her bir kelimeden dolayı sizleri mükafatlandırması için Allahu [Subhânuhu ve Te'âla]'ya dua ediyorum.

 

2- Subhânehu ve Te'âla, şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ "Ey îmân edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, sevgi göstererek dost edinmeyin! Oysa onlar size gelen hakkı inkâr etmişlerdir." [el-Mumtehine 1]

Ve şöyle buyurmuştur:

إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَآءً وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ "Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten onlar inkar edivermenizi istemektedirler." [el-Mumtehine 2]

Bir taraftan Navit Butt ve Hizb-ut Tahrir'in muhlis siyasetçileri ile diğer taraftan General Keyâni ve askerî ve siyasî liderlikteki hain zümresi gibi bu asrımızın gerçek mücrimleri arasındaki farklılık, çok büyük bir farklılıktır. Zira Navit Butt, Pakistan'a karşı sömürgecilik planlarını ifşa etme "cürümü" adı altında Keyâni'nin baltacılarının işkence zindanlarına atılırken General Keyâni ise Amerikalı meslektaşlarıyla, özellikle de NATO'nun 2011 Kasımındaki saldırıları yüzünden parmaklarından Pakistanlı Müslüman askerlerin kanları damlayan General John Allen ile sevinçlerinden havalara uçmaktadırlar. Ayrıca Keyâni, Pakistan'ın en büyük şehirlerinden olan Karaçi şehrine ulaşması amacıyla bölgedeki haçlı savaşını genişletmek için komplo kurmuştur.

 

3- Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوْا الظَّالِمَ فَلَمْ يَأْخُذُوا عَلَى يَدَيْهِ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمْ اللَّهُ بِعِقَابٍ مِنْهُ "İnsanlar zalimi görürler de engel olmazlarsa, Allah'ın onları, katından bir ceza ile kuşatması çok yakındır." [Tirmizi]

Siyasî ve askerî liderlikteki zalimler, Pakistan'ı polisiye bir devlete dönüştürmeye çalışmaktadırlar. Zira Pakistan'da, beşerî kanunlarına bile saygı göstermeyecek boyutta orman kanunlarıyla hükmetmektedirler. Dolayısıyla tanıdıkları tek kanun, haçlıların çıkarlarına hizmet eden kanundur. Bu nedenle bir yandan Yüksek Mahkeme, Gilâni'nin kendisini Amerika'nın bir kuklası değil de gerçek bir yönetici olduğunu zannettiği bir zamanda Amerikan kuklalarından bir kukla olarak aşağılandığı bir sırada, Gilâni'nin uykudan uyanması için yüzüne bir tokat vurmak ve kendilerini ülkenin gerçek yöneticileri zannedenlere de bir hatırlatmada bulunmak amacıyla hızla harekete geçerken diğer taraftan dokuz ay boyunca işkence zindanlarına atılan Hizb-ut Tahrir'in üyesi Dr. Abdulkayyum'un sağlık durumuna rağmen mahkeme parmağını dahi kımıldatmamıştır! Şimdi şu soruyu sormak zorundayız: Şayet mahkeme ve yargıçlar Navitt'i tagutlara teslim edecek olurlarsa onlar, Navit Butt'un davası hakkında dokuz ay boyunca sessiz kalmaya devam mı edeceklerdir? O halde bu tağutlar harekete geçerek Firavun'un dediği gibi demeyecekler mi?

فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى "Ben, sizin en yüce Rabbinizim dedi." [Nâziât 24]

قَالَ فِرْعَوْنُ مَا أُرِيكُمْ إِلاَّ مَا أَرَى وَمَا أَهْدِيكُمْ إِلاَّ سَبِيلَ الرَّشَادِ "Firavun dedi ki: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum." [Mümin 29]

Keyâni gibi tagutlar muhasebe edildiklerinde dış odakların "komplocusu" şeklinde tek bir kelimeyle nitelendirilmelidirler. Bu arada bütün herkes onların, yabancı eşyalar olduklarını, gecelerini ve gündüzlerini Allah'a, Resulüne ve müminlere savaş açmaları için kendilerine emredip nehyeden kafirlerle birlikte geçirdiklerini ve sömürgeci kafirlerin çıkarlarına hizmet ettiklerini de bilmektedirler.

Keyâni ve İslam dünyasının dört bir tarafındaki Müslümanların diğer hain yöneticileri çok iyi bilsinler ki; ümmeti İslam'ı ve Hilafet Devleti'nin olduğu devletini kurmaya dönük çalışmaktan vazgeçirmeye muktedir olamayacaklardır. Zira yeryüzünün dört bir köşesindeki ümmet, artık işine azmetmiş ve İslam yolunda tagutların karşısında durmuş ve hiçbir tembellik yada korku onu bundan vazgeçiremeyecektir.

 

4- Keyâni, Pakistan Silahlı Kuvvetleri içerisindeki muhlis subayların, hizbin topraklarımızdaki yabancı varlığa son vermek için ciddiyetle çalıştığı Hilafet'i kurması amacıyla Hizb-ut Tahrir'e nusret vermelerini kolaylaştırmak için bir kenara çekilmek yerine Amerika ile birlikte Hilafet Devleti'nin kurulmasını engellemeye dönük umutsuz bir çalışmanın içerisine katılmaktadır.

Amerika, bazı ajanlarının nasıl devrildiklerini gözlemlemesinin yanı sıra diğer ajanlarının da nasıl devrilmek üzere olduklarını gözlemlerken o, İslam dünyasının dört bir tarafındaki sonuna tanıklık etmektedir. Buda bizlere, Kureyş'in İslam yönetiminin ilk defa Medine-i Münevvera'da kurulmasından önceki son günlerini hatırlatmaktadır. Bizler de deriz ki: Ey Keyâni! Sen ve efendilerin istediğiniz kadar bağırıp çağırsanız da kesinlikle projeniz başarısız olmuştur ve güzel akıbette muttakilerin olacaktır.

وَاذْكُرُوا إِذْ أَنْتُمْ قَلِيلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الأَرْضِ تَخَافُونَ أَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَآَوَاكُمْ وَأَيَّدَكُمْ بِنَصْرِهِ وَرَزَقَكُمْ "Hatırlayın ki hani siz yeryüzünde az bir mustazaf topluluk idiniz. (Öyle ki) insanların sizi kapıp götürmelerinden korkuyordunuz da Allah sizleri barındırdı, sizi nusreti ile destekledi ve size rızıklar verdi." [el-Enfâl 26 ]

 

5- Pakistan Silahlı Kuvvetleri içerisindeki güç ve kuvvet ehlinden olan nusret ehlini, sömürgeci kafirlere değil de Allah'a, Resulüne ve müminlere olan dostluklarını ilan etmeye ve onların kurtuluş için olan mübarek savaşlarında ümmetin yanında yer almadıklarını açıklamaya davet ederiz. Zira gözlerini Batı başkentlerine diken siyasî ve askerî liderlikteki hainler, boyunlarınıza tahakküm etmeye devam edecekler ve ardından da ümmet, alt üst olmaya ve düşmanlarının elinde bir olay olarak kalmaya devam edecektir. Aynı şekilde sizleri de; Batı'nın sizin için vaat ettiği tuzaklarına düşmemeye, bilakis Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya tevekkül etmeye ve O'nun rızasını talep etmeye davet ederiz.

Şuanda vakit, Hilafet Devleti'ni kurması için Hizb-ut Tahrir'e nusret verme vaktidir. Zira hainlerin ellerini ümmetin üzerinden çekecek ve cürümlerinden dolayı onları cezalandıracak olan bizzat Hilafet Devleti'dir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ * مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah, onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (O gün) zihinleri bomboş olarak, kendilerine bile dönüp bakamaz durumda ve gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar..." [İbrâhîm 42-43]

 

Ve's Selemu Aleykum

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER