Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PKu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130023 H. 18 Rabi’-ul Âhir 1434
M. Cuma, 01 Mart 2013

-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir'in, Hilafet'e Davet Etmeye Dönük Konuşma Ve Anlatım Kampanyası Tüm Hızıyla Devam Etmektedir "Halk Raşidî Hilafet İstiyor"

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti'nin, Hilafet'e davet etmeye dönük kampanyası konuşmalar ve anlatımlar yoluyla tüm hızıyla devam etmektedir. Zira kampanya, 2013 yılının Ocak ayında Pakistan'ın nüfusu yoğun olan kentleri ile en hassas kamu alanlarında başlamış ve insanları mevcut fasit sistemi kaldırıp atmaya ve Pakistan'da İslamî Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışan muhlis bir hizbi kucaklamaya davet eden konuşmalara insanların tepkileri, olumlu ve teşvik edici olmuştur.

Konuşmacılar, insanları yaklaşan seçimler noktasında uyarmışlar ve bu seçimlerin, eski yüzlerin yanına bazı yeni yüzlerin getirilmesinden öte bir şey olmadığını vurgulamışlardır. Dolayısıyla insanların yaşamış oldukları sefaletin ve aşağılanmanın gerçek nedeni, şu an tatbik edilen demokratik kapitalist sistem olup bu sistem kalmaya devam ettiği sürece bu sefalet de devam edecektir. Nitekim diktatörlükte de durum aynıdır. Ayrıca fesat, sefalet ve aşağılanmalar bizzat demokrasi tarafından üretilmektedir. Aynen diktatörlükte olduğu gibi. Zira demokraside egemenlik halka ait olup neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen de bizzat halktır ve egemenlik Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'ya ait değildir. Bu da demokratik sistemde sadece seçilmişler olarak bilinen bireylerin şahsî çıkarlarına hizmet etmek içindir. Zira onlar, kendi çıkarlarına hizmet eden yasalar çıkarabilmektedirler. Dolayısıyla her hangi fasit bir kişi, üye olabilmek için seçimlerde milyonlarca Rupi "yatırım" yapmaktadır. Çünkü yapmış olduğu bu "yatırım", daha büyük bir maddî menfaat olarak kendisine geri dönecektir. Dolayısıyla demokratik sistemdeki seçimler, halkın maslahatlarını gözetmek için değildir. Bilakis o, gerek fasit unsurların işlerini gerekse onların yönetimde olmalarını isteyen sömürgecilerin işlerini gözetmenin pratik yoludur.

Ayrıca konuşmacılar insanlara, sefaleti, fesadı ve aşağılanmayı üzerimizden kaldıracak olanın sadece Hilafet olduğunu, Hilafet içerisinde yöneticilerin yasalar çıkaramayacağını, bilakis diğer tüm tebaalar gibi Allah'ın hükümlerine boyun bükeceklerini, Hilafet'in gölgesinde yönetime geldiklerinde valilerin şahsî servetlerinin sayılacağını ve -şayet hasıl olursa- servetin artması durumunda valilik dönemleri sona erdiğinde bunun yönetimleri dönemlerinde kazandıklarından alınacağını vurguladılar.

İslam, elektrik, doğalgaz, dizel, gazyağı ve benzin eksikliği acılarını üzerimizden kaldıracaktır. Çünkü Hilafet Sistemi'nde, yakıtları ve enerjiyi kapsayan kamu mülkiyetlerinin özelleştirilmesi ya da devletleştirilmesi caiz değildir, bilakis bu mülkiyetlerin sahipleri bizzat insanlardır ve devletin rolü, sadece insanların bunlardan faydalanmalarını sağlamak ve bunu idare etmektedir. Binaenaleyh Hilafet, bu kamu mülkiyetlerini özel maslahatları için istismar edemeyecek, bilakis tüm toplumun bunlardan faydalanmasını sağlayacaktır.

Ayrıca Hilafet, mevcut sistemin altında insanları felce uğratan vergi rahatsızlığı noktasında bizlere yardımcı olacağı gibi bizleri dış borçların yükünden muaf tutacaktır. İşte o zaman Hilafet, ülkede büyük kaynaklara yatırım yapılması için insanların önünü açık tutacaktır. Zira İslam'da, devletin finansman kaynaklarına ve aynı şekilde geçici vergilerin konulmasının caiz olduğu ve herhangi bir şekilde fakirlere vergilerin konulmadığı şartlara karar veren bizzat şeriattır. Dolayısıyla İslam'ın, doğalgaz, petrol, bakır ve altın gibi kamu mallarının gelirleri, öşür ve harac gibi toprak gelirleri ve zekat yoluyla ticarî kaynaklardan elde edilen gelirler de dahil gelirlerin tahsilinde yegane bir sistemi vardır ve tüm bunlar, şeri hükümlere göre hak sahiplerine harcanacaktır.

Dış siyaset açısından olana gelince; Hilafet, yabancıların Müslümanlar üzerindeki hegemonyasını kesecektir. Çünkü Hilafet, fiili muharip halinde olan kafir ülkelerle olan ilişkileri kesecek, onların Büyükelçiliklerini, onlara bağlı askerî üsleri ve özel askerî kuruluşların konutlarını kapatacaktır. Ayrıca silah ve mallarda kafirlere itimat etmek yerine onların askerî ve siyasî yetkilileri ile ilişki kurulması yasaklanacaktır. Çünkü Hilafet, tüm İslam ülkelerini tek bir devlet altında birleştirmek için çalışacağı gibi kendilerine İslamî davetin taşınmasını kolaylaştırmak için muharip olmayan ülkelerle ilişki kuracak ve muharip olan ülkeleri de izole etmek  için çalışacaktır. Nitekim bunlar, Hizb-ut Tahrir'in Allah'ın izniyle Hilafet'in kurulduğu ilk andan itibaren tatbik etmek için hazırlamış olduğu bazı örmeklerden ibarettir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER