20 Şubat 2017 günü bir basın toplantısı düzenleyen Enerji ve Su Bakanı Khawaja Asif, “Pakistan, Indus Suları komisyonu arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasından memnun. ABD, iki ülke arasındaki su sorununu çözmek için en üst düzeyde seferber olmuştur. 11-12-13 Nisan günlerinde Washington’da Ratle ve Kshhanganga hidroelektrik projeleri üzerinde sekreter düzeyinde görüşmeler olacaktır.”diye konuştu. Amerikan yanlısı BJP partisi, Hindistan’ın büyük illerinde seçimleri kazandığına göre Hindistan, Pakistan ile “normalleşme” sürecine devam edecektir. Bariz düşmanlık ilişkilere rağmen Hindistan’daki Amerikan ajanlarının “normalleşme” sürecine devam etmesi bekleniyor. Amerikan ajanı Pakistan rejimi de ABD planındaki rolünü oynamak için gün sayıyor.

Son üç yıldır Hindistan, Kontrol Hattı ve Çalışma Sınırları boyunca saldırılarda bulunmaktadır. Saldırılar sonucu onlarca sivil ve asker hayatını kaybetmiş, mal ve mülkler zarar görmüştür. Ayrıca Hint devleti, geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana işgal altındaki Keşmir’de Müslümanlara yönelik zulmünü iyice artırmıştır. Keşmirli Müslümanları kör etmek için Pellet silahları kullanmaktadır. Hindistan hükümetine göre, kullanılan bu silah sonucunda kendi vatandaşından 500 kişi de yaralanmıştır. Pek çoğu gözünden birden fazla ameliyat ve uzun tıbbi tedavi gerektiren “yapısal hasarlar” görmüştür. Bağımsız raporlar ise Pellet silahları nedeniyle yaralananların sayısının 4.500’den fazla olabileceğini belirtiyorlar. Bu yetmezmiş gibi Hint devleti, Pakistan genelinde suç faaliyetlerinde bulunmak ve ortalığı yangına çevirmek için Afganistan topraklarını kullanıyor. Yadev Kulbhoshan’ın tutuklanması Hindistan müdahalesinin en bariz kanıtıdır. Tüm bu saldırganlıklara rağmen politik ve askeri liderlik içindeki Amerikan ajanları, “itidal” politikasını benimsemektedir. BJP, seçimleri kazanmak için Pakistan’a karşı saldırganlık politikasını istismar etmektedir. Amerikan yanlısı BJP, seçimlerden büyük zaferle çıkınca Trump yönetimi, Indus Suları Antlaşması gerekçesiyle “normalleşme” sürecini başlatmak için Bajwa-Navaz rejimini seferber etmektedir.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Hindistan’ın bölgesel hegemonyasını güvence altına almak, Çin ve İslami dirilişi frenlemek için Pakistan Hindistan arasındaki “normalleşme” sürecinin bir Amerikan planı olduğu konusunda yıllardır uyarıda bulunmaktadır. 14 Aralık 2003’te Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Resmi Sözcüsü Naveed Butt, “Ümmet, Hintliler ve Hıristiyanların “Büyük Hindistan” projesiyle ilgili planlarını yok etmek için bir an önce Hilafet Devletini kurmalıdır.” diye bir uyarıda bulunmuştu. 17 Şubat 2017’de de Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti “Trump’ın Rızasını Nail Olmak İsteyen Pakistan Yöneticileri, Akhand Bharat (Büyük Hindistan) ve Keşmir’e İhanet Çabasındalar.” başlıklı bir bildiri yayımladı. Bildiride, “Ey Pakistan Müslümanları! “Normalleşme” ve “güven artırıcı önlemler” kisvesiyle Pakistan liderliği içindeki hainler, bizi Akhand Bharat’a (Büyük Hindistan) ve işgal altındaki Keşmir’de toplu ihanete doğru sürüklüyorlar.” diye uyarmıştı.

Şimdiye dek Pakistan, Amerikan talimatları doğrultusunda hareket ederek hiçbir şey elde edememiştir ve edemeyecektir de. Çünkü her zaman sömürgeciler, bir ulusu kontrol altına almak, istismar etmek ve bastırmak için efor sarf ederler. Bir devlet, müttefik adı altında sömürgecilere boyun eğer. Böylece kendi kendini öldürür! Daha önce Amerikan diktelerine boyun eğen Pakistan, Indus Suları Antlaşması bahanesiyle üç nehirden vazgeçmiştir. Şimdi de dayatılan ABD dikteleri, Pakistan’ın diğer nehirlere erişimine engel olmaktadır. Ve bu nehirler, düşman Hint devletinin kaprislerine terk edilmektedir. Su sorunu Keşmir’in Hindistan tarafından işgaliyle birlikte ortaya çıkmıştır. İşgal altındaki Keşmir kurtarılıp Pakistan’ın bir parçası haline getirilmedikçe ve yüzyıllar boyunca olduğu gibi Hindistan Yarımadası da yeniden İslam yönetimine iade edilmedikçe bu su sorunu çözülmeyecektir. “Büyük Hindistan” planını yok etmenin ilk adımı olarak Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki samimi subaylar, Pakistan’da Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta liderliğinde Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidir.

فَمَنِ ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ فَٱعْتَدُواْ عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا ٱعْتَدَىٰ عَلَيْكُمْ  “Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın.”^{[Bakara 194]}