Perşembe, 17 Safer 1446 | 2024/08/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PKu2013BAu20132010u2013RSu2013TRu20130038 H. 15 Zilhicce 1431
M. Pazar, 21 Kasım 2010

-Basın Açıklaması- Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in Onuruna Saldıran Bir Kimsenin Hak Ettiği Ceza Sadece Ölümdür Haçlıların Papası, Taraftarlarının Irak ve Afganistan'da Milyon Küsur Müslümanı Katletmesini ve Guantanamo Tutuklularına Yönelik Va

Batı, ajan yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve Haçlıların papası, hep birden Pakistan mahkemesi tarafından küfür kanununa göre suçlu görülen Asiye Bibi'yi savunmak için seferber oldular. Haçlıların Papası, Asiye Bibi'nin akıbeti için timsah gözyaşları dökerken Irak ve Afganistan'da milyon küsur Müslümanın topluca katledilmesini, Batının Guantanamo ve Ebu Garip hapishanelerinde Müslümanlara yaptığı işkence, zulüm ve vahşeti görmezden gelmektedir. Batının ve Pakistan'daki laik lobinin istediği hukukun üstünlüğü bu mudur? Haçlı ordularının ruhani lideri Papa 16. Benedik, Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna yapılan saldırının cezası hakkında dedikodu yapacağına eşcinsellik ve çocuklara cinsel tacizde bulunmak gibi rahiplere açılan davaları çözerek kendi işine bakmalıdır.

İslam şeriatına göre Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna yapılan saldırının cezası, ölümden başka bir şey değildir. Zira Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], Mekke-i Mükerreme'yi fethettiğinde, "Kabe'nin örtüsüne yapıştıkları halde" birkaç kişinin öldürülmesini emretmiştir. Nitekim Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna saldıran bu kişilerden biri, Kabe'nin örtüsüne yapıştığı halde Müslümanların öldürdüğü Abdullah İbn-u Kıtâl'dı. Ayrıca Sâra ve Garîbe adında iki kadını da öldürmüşlerdi. [et-Taberi]

Keza hicretin üçüncü senesinde Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], bir Yahudi olan Kab İbn-ul Eşraf'ın Muhammed İbn-u Meseleme'nin öncülük ettiği bir operasyonla öldürülmesini emretmiştir. Kab ise Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] hakkında iğrenç telaffuzlarda bulunmayı alışkanlık edinen kimselerden biriydi. [et-Taberi] Dolayısıyla Müslümanların Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna saldıran bir kimseyi bağışlaması asla caiz değildir. O halde bu hain yöneticiler, Allah'ın kanununu değiştirmeye nasıl cüret edebilirler?

Batılı sivil toplum kuruluşları, İslami ukubatlardan intikam almak için güçlerini bir kez daha birleştirdiler. Eğer Bibi, masum olup Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna saldırı cürümünü işlememişse onun suçlanması, Pakistan'da uygulanan mevcut Batılı yargı sisteminin bir hatası olup İslam'ın bu hususta belirttiği ukubatın bir hatası değildir. Zira İslam'ın yargı sisteminde bir kişi hakkında hüküm verilmesi, doğru kanıtlara istinaden olur ve sahte kanıtların kullanılması caiz değildir. Bazı kimselerin küfür kanununun suiistimal edildiği dolayısıyla bu kanunun kaldırılması gerektiğini gerekçe göstermeleri bu kişilerin, cinayetle ilgili 302. kanun ve cinayete teşebbüsle ilgili 307. kanun gibi diğer ceza kanunu maddeleri için de aynı gerekçeyi kullanabileceği anlamına gelmektedir.

İngiliz ceza kanunlarının hepsi hatalıdır ve mücrimler tarafından sistematik şekilde suiistimale açıktır. Örneğin herhangi bir kişiye karşı bir dava açıldığında polis, hakkındaki suç ispat edilmeden sanığı hapse atarken İslam ukubatı nizamında bu tür zulümlere yer yoktur. Dolayısıyla bu sivil toplum kuruluşları şayet adilseler, İslam'ın ukubat nizamına saldırmak yerine kadın haklarını korumak amacıyla mevcut ceza kanununa köklü bir çözüm getirmek için çalışmalılar ve sömürgeci İngiliz nizamını İslam nizamı ile değiştirmeye çağırmalıdırlar.

Bu yöneticiler ile sivil toplum kuruluşları, Müslümanların işlerini önemsemedikleri gibi Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onurunun kutsallığını da önemsememekteler. Geçen her gün ve meydana gelen her yeni olayla birlikte Hilafet olmadan Müslümanlar için bir geleceğin olmadığı daha fazla açığa çıkmaktadır. Zira Nebi Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in onuruna saldıranların tamamını cezalandıracak olan sadece Hilafettir. Böylece hiçbir kimse hatta -kendi merkezinde- Papa bile bir daha bu tür saldırıları akıllarından dahi geçiremeyecektir.

Nâvid Butt
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir

Resmi Sözcüsü
Pakistan Vilâyeti

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER