حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD-BA-2020-KRS-TR-06 |
H. 25 Zilka’de 1441 M. Perşembe, 16 Temmuz 2020 |
Bugün Batıl Bir Eşitlik, Yarın Tamamen Batılılaşma, Peki Ne Zaman Allah İçin Öfkeleneceksiniz?
13 Temmuz 2020 tarihinde Sudan Adalet Bakanlığının 1904 sayılı resmi gazetesinde bazı kanunlardaki farklı maddelerin iptal edilmesi de dahil olmak üzere bir dizi yasa yayımlandı. Bu kanunlar, kadınların sünnet edilmesini suç saymak, Sudan dışına yolculuk etmeleri halinde kadınlara çocuklarının eşlik etme hakkını tanımak gibi kadınların değerini ve haysiyetini düşürüyor…
Televizyondaki bir röportajında Adalet Bakanı, ahvali şahsiye yasasının tamamen değiştirileceğini veya yürürlükten kaldırılacağını belirtti. Adalet Bakanı attığı Tweetinde, Sudan’da adaleti tesis etmek, Sudan adalet sistemini geliştirmek, uluslararası adalet standartlarını karşılamak, kadın erkek eşitliğini sağlamak için bu adımların yapı taşı olduğunu söyledi...
Ardışık hükümetlerin liberal laik düşünce çerçevesiyle uyumlu olması hariç kadın haklarını gözetmediklerine alıştık artık. Bir dizi kadının hayatını yitirdiği, yoksulluk, açlık ve sağlık bozulmasına yol açan Fetabarno oturma eylemine müdahale edilmesini ise kimse umursamıyor!
Demokrasi ve özgürlük sahiplerinin kendi inançlarını ayaklar altına alması, inandıkları şeri hükümleri ihlal eden bir yasa geliştirmeleri hayli ilginç. Düşünce polisi gibi kişilerin özgürlüğüne kısıtlamalar getirilmesi, anayasa belgesindeki kutsal özgürlükler ilkesinin ihlali değil midir? Müslüman kadının özgürlük gördüğü şeyi sadık kalması yakışık olmaz mı?
Ey özgürlük ve hürriyet savunucuları! Kadının belini büken ve gücü üstünde bir yük yükleyen koşulları görmüyor musunuz? Bu zorlu yaşam koşulları, aniden devrimin sırtına binen kadınları devrime sevk etti. Kadınlar, keyfi tutuklamalara, aşırı güç kullanımına, hapis ve kırbaç cezasına maruz kaldı. Kadınların gerçek taleplerine bakmıyor musunuz? Kamplarda yerinden edilmiş kadınların acısını, güvensizliğini, Nertiti ve Fetabarno’daki tecavüzleri, hamile kadınlar ve anneler arasında malnütrisyon hastalıkları salgınını, yetersiz sağlık ve eğitim hizmetlerini görmüyor musunuz? Başkent Hartum’da, pazarda çalışan binlerce kadın var. Yetkili makamların vereceği suç kartı karşılığında bir miktar para ödemek zorundalar. Vergi ve harçları saymıyoruz bile. Zamlar, artan para cezaları ve piyasa fiyatlar ile birlikte çayhane ve lokantada çalışan kadınların günlük geliri sürekli düşüyor. Bütün bunlar ve Sudan’daki kadınların acıları, devrimci hükümetin dikkatini çekmiyor. Sapıklıklarını ve kadını dininden soyutlama girişimlerini düzeltmek için devrim, doğru bir devrime gereksinim duyuyor! Adalet Bakanı ve izinden gidenler, bunu devrim hükümetinin en önemli başarıları olarak lanse ediyor. Oysa devrim hükümeti, ateşi Sudan’daki kadınları dağlayan koşulları küçük görmekten başka bir şey sunmamıştır!
Kadınların sünnet edilmesi ve ahvali şahsiye yasası, ne Sudan’daki kadınların hayal edilemez acılarını inceleyen ne de genel olarak kadınların gerçek sıkıntısına çözüm üreten bir meseledir. Müslüman kadınlar olarak İslam hukukuyla ilgili bir sorunumuz yok. Uluslararası hukukun karar vermesi için onu müzakerelere açamayız. Uluslararası hukukun temelini, gökyüzünün Rabbi ile yeryüzündekiler arasındaki ilişkinin varlığını inkâr edenler koymuştur!
Ey Müslümanlar! Âlemlerin Rabbini hoşnut eden bir konum sergilemelisiniz. Kadın-erkek meselesi söz konusu olduğunda sistematik şekilde çifte standart uygulayan tüm politikaları reddetmelisiniz. Mesele kadınların sünnet olmasından çok daha ötedir. Mesele, kapitalist kâfir Batının emirlerine uymaktır. Batı, Müslüman kadınları Batılı kadınların yaşam tarzına boyun eğdirmeyi, onu gurur, haysiyet ve onur giysisinden arındırmayı amaçlıyor.
Ey Müslümanlar! Bugün kadınların sünneti, yarın şüphesiz İslam dininden başka bir şey hedefe konulacaktır. Bakan, ahvali şahsiye yasasının gözden geçirileceğini belirtiyor. Peki, ne yapacaksınız?
Eliniz bağlı mı bekleyeceksiniz? İslam hukukumuzun bir kısmı, nasıl olur da açıkça istenmeyen bir durum olarak kabul edilebilir ve saldırıya uğrayabilir? Eğer şimdi öfkelenmeyecekseniz, peki o halde ne zaman öfkeleneceksiniz?
Sonra İslam’ın hangi kısmını “ilan edebiliriz?” Sadece İslam’a saldıran Batıyı hoşnut eden kısımlarını mı? Yoksa siyasi, sosyal ve ekonomik yönlerinden yoksun “Batılı İslam’ı” mı benimseyeceğiz? Bu İslam, dinlerin yaratıcısını hoşnut edecek mi?
Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet, çok yakındır hatta yakından da ötedir. Din düşmanlarının emirlerine boyun eğen tüm ajanlar devirecektir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Kadın Resmi Sözcüsü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |