حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SDu2013BAu20132013u2013RSu2013TRu20130053 |
H. 22 Muharrem 1435 M. Salı, 26 Kasım 2013 |
Basın Açıklaması Ekonomik Krizin Çözümü İslam'ın Ekonomik Sisteminde Yatıyor
Beklendiği gibi Hartum'daki es-Sadakat salonunda 23-24.11.2013 günleri Sudan Hükümeti tarafından ülke ve insanlarını vuran ağır ekonomik krizi çözmek için düzenlenen İkinci Ekonomik Forumu sona erdi. Evet, forum ekonomik soruna köklü bir çözüm ortaya koymaksızın, daha doğrusu krizin köklerini el alıp tartışmaksızın dağıldı. Diyalog, sebeplerden doğan sonuçlara odaklandı. Katılımcılar, sebepler ve buna bağlı olarak da çözüm üzerinde odaklanmadı. Safsata ve laf kalabalığından öte geçmeyen çözümsüz öneriler sunmakla yetinildi. İlgili bütün forum ve konferanslarda alışageldik konuşma aynen burada da tekrarlandı.
Biz Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak gerek rejim gerek ekonomik gerekse güvenlik konusunda yaşadığımız krizin, insanın tasallut ve kibrinden, hakkı olmayanı almak istemesinden kaynaklandığını söyledik ve hâlâ da söylüyoruz. Belanın başı, insanın kanun koyması ve Allah'ın kanunlarının terk edilmesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلا يَضِلُّ وَلا يَشْقَى وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى "Eğer tarafımdan size bir yol gösterici gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker. Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz." [Taha 123-124]
Şüphesiz ki ekonomik krizin çözümü, daha doğrusu ülkenin yaşadığı tüm krizlerin nedeni, kapitalist temele dayanan sistemde yatmaktadır. Kapitalist sistem, kendi halkına bile krizlere neden olmuş ve olmaktadır. Bugün Amerika ve Avrupa'da yaşananlar bunun kanıtıdır. Çözüm, Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet sistemini kurmaktır. Krizin çözümü aşağıdaki şekildedir:
1- Ülkenin kaynaklarını tüketen küresel faiz kurumları için ödenen yüksek faizleri reddetmektir. Tahmini olarak 2,2 milyar dolar tutarında olan Güney petrolün geçişinden elde edilecek paranın, 21.11.2013 Perşembe günü bakanlar kurulu toplantısında dış borçların ödenmesi için kullanılacağı kararı kabul edildi. İşte bu faizin ta kendisidir. Oysa elimize geçecek olan bu para, ümmete hizmet için kullanılmalıdır. Çünkü faiz, Allah ve Rasûlü'ne savaş açmaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَفَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لا تَظْلِمُونَ وَلا تُظْلَمُونَ "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece ne zulmetmiş ne de zulme uğramış olursunuz." [Bakara 278-279]
2- Allah Subhânehu ve Teâlâ bu ülkeye birçok zenginlikler bahsetmiştir. Altın bunlardan biridir. Devlet, para sistemini altın ve gümüşe dayalı para sisteme dönüştürmelidir. Yurt içinde ve dışında altın ve gümüşe dayalı para sistemi ile muamelede bulunmalı, onu hiçbir değer olmayan Avro ve dolara bağlamamalıdır. İslam, özellikle altın ve gümüşü geçerli akçe kıldı. Ve şeri hükümleri ona bağladı. Bu durumda ülkenin para biriminde değer kaybı asla olmayacaktır. Nitekim bugün paranın değer kaybetmesi dolara bağlı olmasından kaynaklanmaktadır.
3- Batıya bağımlı olmamak için tarıma teşvik edilmelidir. Öyle ki ihtiyacımız fazlasını ihraç eder hale gelmeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ Sudan'a bereketli toprak, bol su ve geniş ovalar bahsetmiştir. Ayrıca sanayiye özellikle de ağır sanayiye ilgi ve önem gösterilmeli, ümmete hizmet etmek için istihdam edilmelidir.
4- Petrol ve madenler, kamu mülkiyetidir. Devletin onları sadece ümmete hizmet yolunda harcamalıdır. Bunu da ya doğrudan dağıtım ya da hizmetler aracılığıyla yapar. Ensesi kalın rafine şirketlerine onlardan bir pay verilmez. Bu şirketler karınlarını ümmetin parası ile doyurmaktadır. Bu şirketler, sadece ücretleri neyse ücretlerini alırlar.
5- Devlet, paranın zenginler arasında dolaşmasını önler. Buna yönelik önlemler alır. Nitekim bugün para, çürük kapitalist sistemde zenginler arasında dolaşan bir metadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: كَيْ لا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ "O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet hâline gelmesin diye." [Haşr 7]
6- İslami Devlet, asla yandaşlara ve kadrolaşmaya muhtaç değildir. Çünkü İslam'da idare, kolaylık ve basitliğe, işin teslim edileceği kişilerde yeterliliğe dayalıdır. Ki bu da ümmete, işlerin yürütülmesinde harcanacak milyarca para tutarında tasarruf sağlayacaktır.
Eğer biz, bu ve benzeri İslam'ın ekonomik sisteminin hükümlerini uygularsak, bunun etkileri ümmetin refahına ve yaşam standardına yansıyacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ "O ülkelerin halkı iman etseler ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık." [Araf 96]
İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |