حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD–BA–2016–RS–TR–15 |
H. 14 Muharrem 1437 M. Çarşamba, 23 Mart 2016 |
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti’nden Baş Yargıca Açık Mektup
11 Cumâde’s Sânî 1437 / 20 Mart 2016 Pazar günü, bazı Hartum gazetelerinde bir haber yayımlandı. Habere göre “Baş yargıç Profesör Haydar Ahmed Defullah, bir genelge yayınladı. Genelgede, 2009/3 tarihli genelgedeki diyetin değeri yeniden tespit edilerek 330 bin Cüneyh, kasta benzer maktulün diyeti de 337 Cüneyh olarak belirleniyordu. Genelgede 1991 yılındaki Ceza Kanunu’nun 42/1 Maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun da 212. Maddesi uyarınca böyle bir karar alınmıştır deniliyordu. Genelgenin amacı, Şeriatın hedefleri gözetilerek suçlulara daha fazla baskı yapmak, suçları önlemek, caydırmak ve caydırıcılıktır. Genelge, trafik kazalarının üzerinden altı ay geçtikten sonraki durum ile ilgili olarak sigorta şirketleri hakkındaki kanun hükümlerine de atıfta bulunuyordu. Ayrıca genelge, sigorta şirketlerine intibak eden üçüncü fıkra iptal edilene kadar 2009/3 tarihli genelge hükümlerinin geçerli olduğunu ifade ediyordu.”
Birincisi:Kuşkusuz Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya kulluk, hükümlerin İslam’a göre verilmesini gerektiriyor. İslam, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e vahiy yoluyla indirdiği bir dindir.
İkincisi:Şüphesiz ki İslam’ın hükümleri, Kuran, Sünnet ve bu ikisinin irşat ettiği İcma’us sahabe ve Şeri Kıyastan delil kuvvetine binaen alınır. İslam dışındaki her şey, hevaya uymak ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiğinden başkası ile hükmetmek demektir. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi bundan şiddetle sakındırmıştır:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” [Maide 44]
Üçüncüsü:Güvensizlik ve kanın heder olmasının ya da ucuza gitmesinin doğrudan nedeni, hadler, kısaslar, diyet ve benzerlerinde Şeriatın hükümlerini uygulamamaktır. Diyetler, normlar ve yozlaşmış yasalar ile ilgili hükümler de kaos sebebidir. Örneğin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hakkında hiçbir delil indirmediği kabileler ya da sigorta şirketleri veya farklı yöntemler aracılığıyla diyetler ödeniyor.
Dördüncüsü: Şeriat, diyeti net olarak belirlemiştir. Belirsizliğe yer bırakmamıştır. Diyet, kırk tanesinin karnında yavru olmak üzere yüz devedir. Maktulün velisi diyeti seçerse, kasten ölümlerde bu diyet ödenir. Bu, aynı zamanda kasta benzer öldürmenin de cezasıdır ve ağırlaştırılmış diyet olarak adlandırılır. Ağırlaştırılmamış diyet ise, yüz deve olup hata ile öldürme ve hataya yol açacak bir şekilde öldürme fiillerinde ödenir. Bunun delili, Nesâi’nin, Amr b. Hazm’dan yaptığı şu rivayettir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Yemen halkına yazmış olduğu yazıda şunlar yer almaktadır:
وفي النفس المؤمنة مائة من الإبل“Mümin bir canda yüz deve vardır.”
Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm’dan onun da dedesinden Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Yemen halkına yazdığı yazıda şöyle dediğini rivayet etmektedir:
أَنَّ مَنِ اعْتَبَطَ مُؤْمِنًا قَتْلاً عَنْ بَيِّنَةٍ فَإِنَّهُ قَوَدٌ إِلاَّ أَنْ يَرْضَى أَوْلِيَاءُ الْمَقْتُولِ، وَإِنَّ فِى النَّفْسِ الدِّيَةَ مِائَةً مِنَ الإِبِلِ“Bir mümin sebepsiz yere öldürülürse ve beyyine de varsa kısas uygulanır. Ancak öldürülenin yakınları razı olması müstesnadır. Canda yüz deve diyet vardır.”
Abdullah b. Amr’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
قَتْلُ الْخَطَإِ شِبْهِ الْعَمْدِ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا فِيهَا مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِى بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا“Şunu bilin ki hata ile öldürme kamçı veya sopa ile öldürmedir. Bunda, kırk tanesinin yavrusu karnında olmak üzere yüz deve diyet vardır.”
Parasal diyetin miktarına gelince, altında bin dinar, gümüşte ise on iki bin dirhemdir. Bunun delili, Nesâi’nin Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm’dan onun da babasından ve dedesinden yaptığı şu rivayettir:
وَعَلَى أَهْلِ الذَّهَبِ أَلْفَ دِينَا“Altın sahiplerine bin dinar”
Diyetin gümüş ile ödenebileceğinin delili ise, İkrime’nin İbn Abbas’tan yaptığı şu rivayettir:
قُتِلَ رَجُلٌ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم دِيَتَهُ اثْنَىْ عَشَرَ أَلْفًا“Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem zamanında bir adam bir başka adamı öldürdü ve Nebi de on iki bin dirhem diyet tespit etti.”
Şeri dinar, 4,25 gram altın ağırlığındadır. Yani altınla diyetin değeri, 4250 gram altına denktir.
Bunlar, diyetin şeri ölçüleridir. İnsanların akıllarına göre diyet belirlemek şeran caiz olmaz. Çünkü o zaman bu, heva ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiğinden başkası ile hükmetmek olur. Allah Azze ve Celle, Allah’ın indirdiğinden başkası ile hükmedenleri, fasık ve zalim olarak nitelemiştir. Şöyle buyurdu:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.” [Maide 45]
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.” [Maide 47]
Bugün biz, şeri diyeti Sudan Cüneyhi’ne vurursak, sizin belirlediğiniz diyet ile şeri diyet arasında çok büyük farkın olduğunu görürüz. Bir gram altının 300 cüneyh olduğunu varsaysak, o zaman diyetin değeri, 300x4250=1275000 Cüneyh’e denktir. Başka bir deyişle Şeriatın belirlediği diyet, sizin genelgede belirlediğiniz diyetin yaklaşık dört katıdır. 330 bin Cüneyhi neye göre ve hangi temele göre belirlediniz?
Beşincisi: Sigorta şirketleri, kapitalist şirketlerdir ve batıl temele dayalıdır. Haram bir işle uğraşırlar ve varlıkları da bir vebadır. Derhal feshedilmeleri gerekir. Diyetlerin takdirinde onları kayda değer ve itibara almak kesinlikle caiz değildir. Ayrıca biliyorsunuz ki bu şirketlerin varlığı, kanın ucuza gitmesinin en önemli nedenleri arasındadır. Öyle ki insanın değerli canı, sadece bir sigorta poliçesi değerindedir.
Tavsiye babından diyoruz ki genelgeyi yeniden gözden geçirin ve Şeriatın hükmüne dönün. Şeriatın hükmü, haktır, üstündür, üstün gelinmez. Her karar ve genelgenin üstündedir. Kendiniz ve emriniz altındaki yargıçlar hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkun. Yargıçlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiğinden, Allah’ın Kitabı ve Peygamberin Sünnetinde geçenlerden başkası ile hükmettikleri için günaha giriyorlar. İnsanlığın şanını yüce kılan ve öldürülmesini büyük bir suç sayan Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın yaratıkları hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkun.
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ أَنْ يَقْتُلَ مُؤْمِنًا إِلا خَطَأً وَمَنْ قَتَلَ مُؤْمِنًا خَطَأً فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةٍ وَدِيَةٌ مُسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ إِلا أَنْ يَصَّدَّقُوا فَإِنْ كَانَ مِنْ قَوْمٍ عَدُوٍّ لَكُمْ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةٍ وَإِنْ كَانَ مِنْ قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ مِيثَاقٌ فَدِيَةٌ مُسَلَّمَةٌ إِلَى أَهْلِهِ وَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مُؤْمِنَةٍ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِنَ اللَّهِ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا ، وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا“Bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, bir mümin köleyi azat etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. Mümin olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mümin bir köle azat etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mümin bir köle azat etmek gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay art arda oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”[Nisa 92]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |