Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Gençlerine Yönelik Gerçekleşen Bir Dizi Tutuklamalar ile Zorba Şam Yanlısı ve Muhalif Medyada Hizbe Karşı Yürütülen Karalama Kampanyaları! Hizb-ut Tahrir, “Siyasi Çözüm Cürmüne HAYIR, Rejimi Devirmeye ve Hilafeti Kurmaya EVET” Kampanyası Başlattı

Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti, 13 Ağustos 2020’de Amerika’nın siyasi çözüm cürmüne karşı bir kampanya başlattı. Kampanyada Hizb, köleliği sürdürmek, köleliğin koşullarını maksimum düzeyde iyileştirmek için zorba Şam rejimini yenileyecek bu iğrenç cürme karşı uyarılarda bulundu! İdlib bölgesini kontrol eden HTŞ, kendisine çizilen rolü mükemmel şekilde ifşa etti. Ve Soçi anlaşmasının şartlarını uyguladıktan sonra sadece bu suçu işlemenin bir enstrümanı olduğunu gösterdi. M4’teki Rus devriyelerinin koruma görevini üstlendi. HTŞ, kampanya sırasında Hizb-ut Tahrir gençlerine yönelik bir dizi tutuklamalar gerçekleştirdi. İdlib’de beş, ardından Beneş kentinde iki, daha sonra da Atme kasabasında iki genci tutukladı. Tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunmak için kadınların Atme kasabasında düzenlediği gösterinin ardından da bir genci tutukladı. Böylece kampanyanın ardından HTŞ’nin tutukladığı gençlerin sayısı ona ulaşmış oldu. Bu basın açıklaması yazıldığı ana kadar gençlerin çoğunun tutukluluğu devam ediyordu.

İster zorba Şam isterse muhalefet yanlısı medya olsun büyük bir kısmı, eğilimleri doğrultusunda haberi büyük oranda çarpıttı. Politikalarına hizmet edecek şekilde servis ettiler. Doğruluk ve objektifliği ya da tarafsızlık ve önyargısızlığı dikkate almadılar. Meseleyi etki alanları üzerinde grupların çatışması olarak lanse ettiler. Hizbin prestijini küçümsemeyi, onu aşırılık ve terörizmle nitelemeyi unutmadılar. Halep’in Batı kırsalında silahlı bir grup oluşturmaya çabalamakla suçladılar.

Bu durumda genel olarak İslam ümmetine ve özel olarak Şam halkına şu gerçekleri açıklamak kaçınılmazdır:

Hizb-ut Tahrir, 1953 yılında Şeyh Takiyyuddin El Nebhani tarafından kurulmuş siyasi bir partidir. Amacı, 1924’te mücrim Mustafa Kemal’in Müslümanların Devletini (Hilafet) yıkmasından sonra askıya alınan İslami hayatı yeniden başlatmaktır.

Hizb-ut Tahrir, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de ilk İslam Devletini kurarken izlediği metodu, kendisine metot edinmiş, sonra da Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma çağrısı için harekete geçmiştir. Modern zamanların en kötü şöhretli zorbalarından birine karşı bir devrime tanık olan Şam toprakları da dâhil olmak üzere İslam dünyasının birçok ülkesinde faaliyette bulunmaktadır. Hizb-ut Tahrir, diktatörlerin devrilmesini destekledi ve Şam halkının yaptığı fedakârlıkları, uluslararası konferansların koridorlarında, İslam ve Müslümanlar düşmanı ülkelerin komplolarında zayi etmemek için gidişatı doğru yöne sevk etmeye çalıştı. Hizb, güvenilir bir öğütçüdür, halkı asla yalan söylemeyen ve söylemeyecek bir liderdir. Hizb, Cenevre, Astana ve Soçi konferanslarının yanı sıra sonuçları bugün hala mevcut olan kirli siyasi para konusunda uyardı. Şam devriminin tanık olduğu büyük hüsranın nedenlerinden biri olan ateşkes, müzakereler ve çatışmanın azaltılması bölgeleri hakkında uyarılarda bulundu. Ayrıca Türk rejiminin oynadığı habis rol konusunda da uyardı. Hizb, şu anda Şam devrimini yok edecek ve tiranın bekasını koruyacak olan Amerikan siyasi çözüm cürmüne karşı da uyarılarda bulunuyor.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Her dürüst izleyici, Hizb-ut Tahrir’in uyardığı her şeyin gerçekleştiğini bilir. Uyarılara kulak verilmemesi, Şam devriminin şuan vardığı şeyin nedenidir. Yine her dürüst takipçi, Hizb-ut Tahrir’in silahlı gruplar ve Müslümanların diğer çocuklarla ile çatışmaya girmediğini de bilir. Aksine kâfir Batı ve Müslümanların ajan yöneticilerine karşı mücadele eder. Bu acımasız bir mücadeledir, dalkavukluk, yardakçılık ve yalakalık yoktur. Bunun sonucunda başta baba ve oğul Şam zorbaları olmak üzere zorbaların tutuklamasına, katliamına ve kovuşturmasına maruz kalmıştır. Bunlara medyanın karalama, iftira atma, alay etme ve prestijini küçümseme kampanyaları da eşlik etmiştir. Bütün bunlar, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e karşı kullanılmış üsluplardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَأَرْسَلَ فِرْعَوْنُ فِي الْمَدَائِنِ حَاشِرِينَ، إِنَّ هَؤُلَاءِ لَشِرْذِمَةٌ قَلِيلُونَ، وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَائِظُونَ، وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَاذِرُونَ “Firavun da asker toplamak üzere şehirlere adamlar gönderdi. (Adamlarına) “Bunlar, sayıları az, önemsiz bir topluluk; Fakat bize karşı nefretle doludurlar. Biz de kuşkusuz tedbirli, tek vücut bir topluluğuz” (dedi).”^{[Şuara 53-56]}

Hizb-ut Tahrir, tüm komploları ortaya çıkararak ve deşifre ederek kâfir Batıya karşı siyasi mücadele yürütüyor. Ayrıca küfür fikirlerine ve kavramlarına karşı fikri mücadele de veriyor. Nitekim Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma ve İslam hükümlerini yürürlüğe koyma metot ve yöntemini izleyerek güç ve kuvvet ehlinden nusret de talep ediyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ “De ki: «İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah’a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah’ı tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.”^{[Yusuf 108]}

Hizb, Allah’ın izniyle, fikrine sadık kalacak; metodu üzerinde kararlılıkla yürüyecektir. Allah, dinine yardım edene, vaadini ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirene dek ümmet ile birlikte ve ümmet için çalışmaya devam edecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”