حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130001 |
H. 14 Rabi-ul Evve 1433 M. Salı, 24 Ocak 2012 |
-Basın Açıklaması- Ey Suriye'deki Müslümanlar: Düşmanlarınızın Eliyle Kriz Yönetiminin Hayatta Kalması İçin Israrcı Olanların Vesayetini Alaşağı Ediniz
Arap Birliği, Suriye'deki krize son vermek amacıyla ulusal birlik hükümeti kurmaya ve erken seçim yapmaya dönük siyasî bir girişim başlatmıştır. Zira 22.01.2012 Pazar günü, Kahire'deki Arap Dışişleri Bakanları toplantısının ardından Katar Başbakanı Hamad Bin Casim'in yaptığı açıklamaya göre bu, Yemen tarzı bir çözüm olacaktır. Nitekim bu toplantı öncesinde Suriye dosyasını izlemekten sorumlu Arap Bakanları Komisyonu bir oturum yapmış ve bu oturumda, yalan ve iftira olarak adlandırılan bir rapor teslim alınmış ve bu kritik raporu, Arap Gözlemcileri Misyonu Başkanı el-Ferîk ed-Dâbî teslim etmiştir. Bu rapor, gözlemcilerin sadece geçen ay Suriye topraklarında bulundukları dönemi kapsamaktadır. Nitekim Arap Birliği Konseyi'nin yaptığı öneriler ışığında katılımcı bakanlar, Suriye'deki Arap gözlemcilerin çalışmasının uzatılması, sayılarının artırılması ve kendilerine gerekli olan desteğin sağlanması kararı almışlardır. Ayrıca Bakan Hamad'ın söylediğine göre, "Esad'ın onurlu bir şekilde çıkışını ve otoritenin barışçıl geçişini" güvence altına alan yol haritasını kapsayan siyasî bir süreç için de çalışılmaktadır.
Hakeza bugün Kahire'de toplananlar, kendilerinden geçmişler ve Yemen krizine dönük Körfez girişimiyle de gurur duymuşlardır. Ancak onlar, Salih'in kaç kez aldattığını, kaç kez yalan söylediğini ve kendisini insanlardan kurtaran ancak alemlerin Rabbinden kurtaramayan dokunulmazlık yoluyla bugün çıkıp gidinceye kadar kaç kişiyi öldürdüğünü ya unutmuşlar yada unutmuş gibidirler. Halbuki bu verilen kararlar, Suriye'deki durumları kötüleştirmeye, insanların masum kanlarını ve acılarını artırmaya ve facir rejimin cürümlerini tırmandırmaya devam etmiştir. Ayrıca zulüm, baskı ve cürümler öyle bir duruma ulaşmıştır ki insanlar, hesaba çekilmekten yada ceza görmekten kaçmayı garantilemeye çalışmaktadırlar. O halde şehitlerin kanları ile işkence gören ve mahkum olan kurbanların kanlarını heder eden Arap Birliği'nin yayınladığı bu kıt kararların içerisindeki bu açık güvencelerin ardından, devrimi sarmalamak ve kurbanla kasabı aynı kefeye koymak için formüle edilmiş bu kararlar nasıl olacak peki!
Ey Karşılığını Sadece Allah'tan Bekleyerek Sabreden Müslümanlar!
Aslında hain Arap rejimleri ve aldıkları kararlar, Batı'nın rahminden gelen ve onun emirlerine itaat eden rejimler olup sadece yüzlerin değişmesiyle yetinmenizi ve Suriye rejiminin kendi hakimiyetleri altında kalmasını istemektedirler. Zira onlar, krizinden çıkması ve verdiğiniz kurbanlara ve akıttığınız kanlara bakmaksızın cezalandırılmaktan kurtulması için rejime çözüm sunmaktadırlar.
Suriye ulusal konseyi ve diğer muhalefetlerin tutumuna gelince; kesinlikle bunlar da aynı Arap rejimlerinin yolunda yürümekteler, sizi ve tahir ayaklanmanızı, üzerinize savaşlar ve belalar açan bizzat sömürgeci kafir devletlerin liderlik ettiği Güvenlik Konseyi'nin eşiğine atmak istemekteler ve kriz yönetiminin düşmanlarınızın ellerinde kalması için ısrar etmektedirler. Dolayısıyla onlar, bilerek yada bilmeyerek sadece araçlardan ibaret olup ayaklanma için çok büyük tehlike oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla da onlar, Allah'ın dininin düşmanı olan çoğulculuk ve demokrasi sloganlarını ağızlarında geveleyip durdukları gibi yönetim sistemine İslam'ın gelmesi ve Batı'yı küstürmemek bahanesiyle de sloganlarının yükseltilmesi hususlarında sizleri uyarmaktadırlar!!
Ey Suriye'deki Muhlis Subaylar!
İslam Devleti, yüzyıllar boyunca dünyanın birinci devleti olmuştur. Nitekim Batılı kafir devletler, hala belleklerinde Hilafet'in, sahte hadaratlarının geleceğini mahrum edeceği, açgözlülüğe ve halkları sömürmeye dayalı olan yaşam yollarını tehdit edeceği kabusunu görmektedirler. Hatta onların, sırf Hilafet Devleti'nin anılmasından ve onun geri dönüşünün tasavvur edilmesinden dolayı dahi tüyleri ürpermektedir. Bu nedenle onlar, İslamî yönetimin geri dönüşüne karşı tüm güçleri ve imkanlarıyla savaş açtıkları gibi Hilafet'in geri dönmesini engellemek için de bizim cildimizden olan bir takım ajanları ve sırtlanları da kullanmaktadırlar. Şayet Allah'tan korkuyor, dininize ve ümmetinize de düşkünseniz yapmanız gereken, İslamî hayatı geri getirmek üzere Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmanız ve sizlerin hayrı için istemiş olduğu hususlarda onunla birlikte olmanızdır. Böylece Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın razı olacağı şekilde gücümüzü ve çabalarımızı birleştirerek vaat edilmiş Hilafet Devleti'ni kuralım. Kim bilir belki de Hilafet Şam'da olur da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in her iki müjdesi de bir araya gelmiş olur. Zira o, şöyle buyurmuştur:
ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır." [Ahmed]
Ve şöyle buyurmuştur:
عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "İslam Dârı'nın merkezi Şam olacaktır." [Taberî]
Belki de bu ikisini üçüncü müjdesi takip edecektir. Zira Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), şöyle buyurmuştur:
...تُقَاتِلُونَ الْيَهُودَ حَتَّى يَخْتَبِيَ أَحَدُهُمْ وَرَاءَ الْحَجَرِ فَيَقُولُ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا يَهُودِيٌّ وَرَائِي فَاقْتُلْهُ "...Yahudilerle savaşacaksınız. Hatta onlardan biri taşın arkasına saklanacak da taş diyecek ki: "Ey Allah'ın kulu arkamda bir Yahudi var gel onu öldür." [Buhari]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |