حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SR–BA–2022–MB–TR–05 |
H. 12 Zilka’de 1443 M. Cumartesi, 11 Haziran 2022 |
Güvenlik Bölgesi Riski ve İrade Yoksulu Karar
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca içeri doğru 30 kilometre genişliğinde bir güvenlik bölgesi oluşturmayı planladığını duyurdu. Erdoğan, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden saldırıları püskürtmek için yeni bir askeri harekâta hazırlandıklarını sözlerine ekledi. Erdoğan, “güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, “Suriye’nin kuzeyine yapılacak yeni bir askeri operasyonun ABD askerlerini riske atacağını” söyledi. Price, ‘‘Gerilimin herhangi bir şekilde yükseltilmesini kınarız. Mevcut ateşkes hatlarının korunmasını destekliyoruz’’ dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Türk dostlarımızın dış güçler tarafından sınırlarında oluşturulan tehditlerle ilgili hassasiyetlerini dikkate alıyoruz. ABD, gayrimeşru şekilde orada bir örgütü besliyor ve biz buradaki hassasiyetlerinizi anlıyoruz. Çünkü Rusya’yla ilgili de aynı şekilde dış aktörler, aynı faaliyetlerde bulunuyorlardı. Bu tehditlerin sınırlarımıza dayandığını çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla Suriye meselesiyle ilgili iş birliğimize devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Suriye’deki Rus kuvvetleri komutanı Korgeneral Aleksandr Tşayku, Salı günü Suriye Demokratik Güçleri başkomutanı Mazlum Abdi ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Suriye topraklarına yeni bir askeri operasyonu kabul etmeyeceklerini söyledi.
Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanlığı Danışman Yardımcısı Barbara Leaf, Orta Doğu Politikasından Sorumlu Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dana Stroul ile Senato Dış İlişkiler Komitesinde ABD’nin Suriye politikası üzerine bir oturumda konuştu. Oturumda Leaf, “Türkiye’nin olası bir operasyonunun, ABD’nin Suriye’deki misyonunu da tehlikeye atacağını iddia ederken, “Türk hükümetini bu operasyondan geri adım attırmak için elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz.” diye konuştu. “Kaygılarımızı ifade ediyoruz ama şu anda sadece bu konuda değil diğer konularda da karşılık vermeye yanaşmıyorlar. Dolayısıyla açık olmak gerekirse geri adım atmıyorlar.” yanıtını verdi.
Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! ABD ve Rusya yetkililer, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası askeri operasyonu hakkında çelişkili açıklamalar yapsalar da Şam devrimi halkının unutmaması gereken bazı gerçekler var:
Birincisi: Şam devrimine müdahale eden tüm ülkeler, devrimi ortadan kaldırmak, Şam’daki ajan ve suç rejimini korumak için müdahale etmişlerdir.
İkincisi: Dost kisvesi ve görünümündeki Türkiye, ulusal çıkarları ve güvenliği bahanesiyle Suriye’de Amerika’ya hizmet etmek, Şam devrimine karşı komplo kurmak, aldatmak, hedef ve amacından saptırmak için önemli bir rol oynamıştır.
Üçüncüsü: Türkiye’nin güney sınırında Suriye’nin kuzeyinde kurmaya çalıştığı güvenli bölge, ulusal güvenliğiyle ilgilidir. Erdoğan, olası operasyon ile düşen popülaritesini artırma çabasında. Güvenlik bölgesi Şam Devrimi’nin yararına olmadığı gibi halkı korumak için de değildir.
Dördüncüsü: Büyük güçlerin planlarına göre politikalar belirleyen, politikalarını bu ülkelerin politikalarıyla ilişkilendiren, istek ve kararlarını uygulamak için uluslararası onay bekleyen ülkeler, gerçek çıkarlarını gerçekleştiremeyecek kadar çaresizdir. Türkiye büyük yeteneklere sahip bir ülkedir. Ordusu, enerjisi ve devasa kapasitesi var. Yine de güvenli bölge kurmak için Amerika ve aktif ülkelerden onay beklemektedir.
Beşincisi: Hastalığın kaynağı ve Şam devriminin başına gelen musibetin nedeni, sözde devrimi destekleyen ülkelerle olan ilişkidir ve uluslararası destek olmadan devrimin zafere ulaşamayacağını düşünenlerdir. Bu düşünce, sahiplerini teslimiyete götürdü, kirli siyasi para, nefislerindeki son iyiliği de yok etti. Böylece bağımsız karar alamadılar, devrim halkının kararını gasp ettiler, onu destekleyen ülkelere ve istihbarat servislerine teslim ettiler. O ülkelerin uşağı olmaya rıza gösterdiler, Şam devrimine karşı komplocu planlarını gerçekleştirmelerine olanak sağladılar.
Altıncısı: Devrim, suç rejimini devirmek için yola çıktı. Fakat sabitlerini bağlı kalmadığı, baskı, zorba ve suç rejimini yıkıp yerine İslam sistemini, adalet sistemini kurmadığı sürece Şam halkının tüm büyük fedakârlıkları boşa gidecektir.
Dar veya geniş bir bölgenin kurtarılması, devrim için bir zafer değil. (Münbiç, Tel Rıfat ve çevresi) gibi beldelerin kurtarılması ve yerinden edilmiş insanların oralara yerleştirilmesi şüphesiz iyi bir şey. Ama eğer bu, o bölgeler ve çevresindeki insanların yüreğindeki devrim ateşini söndürmek için düşmanlarımız kurduğu bir tuzak ise, çok tehlikelidir.
Yedincisi: Şam devriminin maruz kaldığı hastalık bilinirse, Allah’ın izniyle etkili ve faydalı bir tedavi sunulabilir. Bugün Şam devrimi için en önemli şey, uyanık siyasi bir liderliktir. O liderlik, Rabbine tevekkül etmeli, yalnızca Allah’ın metin ipine sarılmalı, diğer ipleri koparmalı, halkının, kardeşlerinin ve tüm ümmetin yeteneklerine inanmalı, onlarla birlikte ve onlar için çalışmalı, düşmanlarının tuzaklarını ve planlarını bilmeli, tuzaklara karşı uyarmalı, tuzakları başarısızlığa uğratmalı, ümmetin samimi evlatlarıyla birlikte basiretle yürümelidir. Tüm kesimleri ve enerjileri tek bir potada eritecek net ve kristalize bir projeye sahip olmalı, net ve dosdoğru şeri metoda göre hedef ve sabitelerini gerçekleştirmek için basiret ve ferasetle hareket etmelidir. Bu liderlik, ümmetin imanından kaynaklanan, sadece Rabbimizin razı eden ve başkalarına asla aldırış etmeyen projesinin bir parçası olmalıdır.
Sekizincisi: Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz, net ve billur bir proje için çalışmaktadır. Hizb-ut Tahrir halkına yalan söylemeyen bir liderdir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu benimser. Kendilerini Allah’a adayan, liderimiz, efendimiz ve Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem hidayeti üzerine yürüyen ümmetin samimi çocuklarının çabalarıyla bu proje pratik bir gerçekliğe dönüşecektir. Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz Cenab-ı Hakk’ın vaadine, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesine inanırlar ve ümmetin evlatlarına güvenirler. Zafer, başkasına değil sadece Allah’a güvenen samimi ve dürüst kişilerin elleriyle gerçekleşecektir. Allah’ın izniyle bu çok yakındır.
Dinimizi desteklemek, izzetimizin kaynağını tesis etmek, kurtuluşumuzu gerçekleştirmek için hadi onlar ile el ele verin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında, hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.”[Mümin 51]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |