حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130006 |
H. 18 Rabi’-ul Âhir 1434 M. Cuma, 01 Mart 2013 |
-Basın Açıklaması- "Suriye Halkının Dostları" Konferansı Amerika, Suriye Halkına Komplo Kurma ve Kasap Beşar İle Vahşî Rejimini Destekleme Hususunda Burnuna Kadar Bataklığa Batmıştır
Suriye ayaklanmasını ortadan kaldırmak için devam eden şüpheli toplantılar ve konferanslar silsilesi kapsamında 28.02.2013'de Roma'da "Suriye Halkının Dostları" Konferansı düzenlendi ve bu düşman-dostlar, Washington'dan "öldürücü olmayan" yardımlar ve Avrupa Birliği'nden "öldürücü olmayan" askerî teçhizatlar sağlamak yoluyla Suriye halkını kurtarma kararı aldılar. Nitekim kapanış açıklamasında şunlar geçti: "Arap ve Batılı hükümetler, Suriye halkının tek meşru temsilcileri olmaları itibarıyla muhalefet koalisyonunu siyasî ve maddî olarak daha fazla destekleme sözü verdiler." Ayrıca açık bir şekilde, aralarındaki daha önceki anlaşmalara bağlı kaldığı gerekçesiyle hala vahşî Suriye rejimine silahlar ve mühimmatlar teslim eden Rusya'ya dikkat çekilerek "diğer ülkeler tarafından rejime yönelik devam eden silah sevkıyatlarından dolayı üzüntü duyduklarını" ifade ettiler. Nitekim bu kararlara ve vaatlere, şairin şu sözü intibak etmektedir:
Seraptan susuzluğu gideren kimse gibi olmak Rüyada öğle yemeği yiyen kimse gibi olmaktır
Bu konferans, Amerika ile Batılı Avrupa ülkelerinin, Suriye'deki olayların dizginlerinden tutmak ve olayları kendi çıkarlarını garantime ve nüfuzlarını yoğunlaştırma doğrultusunda yönlendirmek için çalıştıkları diğer konferanslar gibidir. Nitekim bu konferans sırasında ve öncesinde, Ulusal Koalisyon'un şiddetle muhalefetin silahlandırılmasını talep ettiği, Amerika ile katılımcı diğer ülkelerin de silahların radikal Müslümanların eline geçmesinden korktukları gerekçesiyle bunu önledikleri ortaya çıktı. Ayrıca Kerry bunu, Amerika'nın "siyasî çözümle birlikte" olduğunu vurgulayarak yenilemiş ve "Muhalefet Koalisyon'un, barışçıl geçişi gerçekleştirmeyi başarabileceğini ve Amerika'nın, iptali için geciktirilmesi karşısında Koalisyon'un gelecek hafta İstanbul'da düzenlenecek olan konferansta kurmayı planladığı geçici bir hükümetin bu konferansta kurulmasını engellediğini" eklemiştir. Bunun yanı sıra Ulusal Koalisyon'un üyesi Semir Neşar, "Amerikan-Rusya girişiminin, Esed rejimi ile Koalisyon arasındaki diyalogun açılmasına neden olabileceğini, bunun geçici bir hükümetle sonuçlanabileceğini ve Koalisyon tarafından geçici bir hükümetin kurulması fikrine aykırı düşen bir husus olduğunu" söyledi. Ayrıca 26.02'de Berlin'de Kerry ve Lavrov arasında yapılan görüşmeye de dikkat çekilmiştir. Nitekim Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, görüşmeleri "ciddi ve derin" olarak nitelendirmiştir. Dahası iki bakan, geçici bir hükümetin kurulmasına izin veren bir formül üzerinde anlaşmayı amaçlayan Cenevre Anlaşması'nın uygulanması keyfiyetini tartışmışlardır. Lavrov da Suriye muhalefetinin rejimle diyalog için temsilcilerini adlandırmasını talep etmiştir. Bu konferansta kabul edilen ve devre dışı bırakılanların geneli, Amerika ile birlikte Rusya'nın niyetinin, Suriye'nin geleceği konusunda aralarında bir konsensüsün olması ve bunun da ajanı kasap Beşar'ın ardından iktidara tutunmayı sürdürmeyi güvence altına alan Amerika'nın gözetiminde olması için Ulusal Koalisyon ile Suriye rejiminin ortak bir geçici hükümetin kurulması şeklinde olduğu üzerinde geçmiştir.
Ey Şam-Suriye'deki Sabırlı Müslümanlar!
Suriye'de olup bitenler noktasındaki belanın başı Amerika'dır. O halde ona başvurmak ve çözüm noktasında ona yardım etmek akıl işi midir?! Zira kasap Beşar, Amerika'nın ajanı olup Amerika, kendisine ajanlık yapacak alternatif bir yöneticiye ulaşmak için çalışmaktadır. O halde laik bir anayasanın yapılmasını denetlemesi, ardından temsilciler meclisinin kurulması ve ardından da ülkeye alternatif ajan bir yöneticinin olduğu yeni bir Devlet Başkanı seçilmesi için Koalisyon ile facir Suriye rejiminden olan ajanların katıldığı geçici bir hükümetin kurulmasına imkan mı vereceksiniz?! Halbuki radikal Müslümanların eline geçeceğinden korktuğu gerekçesiyle sizlerden silahı engelleyen bizzat odur. Zaten dikkat çekilen radikallerin, İslamî Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışanlar olduğu ve aynı zamanda vahşî Suriye rejiminin silahlanmasına göz yumulduğu da bilinmektedir. Yine kasap Beşar'a insanî, malî, istihbarat ve silah tedariki gibi gerekli olan tüm şeylerin uzatılması için İran, Türkiye, Irak ve Lübnan gibi bölge yöneticilerinden olan ajanlarına talimat veren de bizzat odur... O halde tüm bunlara göz yummak, ardından da müdahale talebinde bulunmak caiz midir?! Ayrıca sizlerin maslahatı için mi yoksa kendi çıkarları için mi müdahale edecek?! Dolayısıyla sizin için en büyük tehlike bizzat Amerika'dır. Tüm bunlardan daha tehlikeli olansa, başkanlığında birçok tutumunda görüldüğü üzere hızla Amerika'nın isteklerine yanıt veren Muaz el-Hatib'in olduğu Ulusal Koalisyon'un liderliğinde gördüğümüz tehlikelerdir.
Sizin dininizin en büyük düşmanı ve "İsrail'in" en büyük yardımcısı Amerika'dır. Ayrıca şuan Afganistan ve Irak'taki Müslümanlara karşı işlediği katliamların geçmişte işlediklerinden daha çok olduğu kanıtlanan da bizzat odur. Dolayısıyla o, sizlerin dininize yöneldiğinizi gördüğünden dolayı korkmakta ve bu hususta uyarıda bulunmaktadır. Ayrıca kasap Beşar tercihinin, sizin dininizin tercih edilmesinden daha iyi bir tercih olduğunu da görmektedir. Sonra bu Amerika'nın, Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışan ve teröristler olarak nitelendirdiği Müslüman savaşçıları öldürsün diye muhalefet savaşçılarını eğittiğini biliyor musunuz? Nitekim 28.02'de "New York Times" Gazetesi, Amerikalı yetkililerin, yönetimin yeri belli olmayan "bölge üstünde" muhalefet savaşçıların eğitilmesi direktifi verdiğine dair sözlerini aktardı. Yine gazete aynı kaynaklardan, eğitimlere ev sahipliği yapan ülke açıklanmadığı gibi misyonun boyutunun ve kapsamanın açıklanmamasına rağmen şu anki mevcut eğitimin misyonunun "Suriye çatışmasında" daha derin bir Amerikan müdahalesini temsil ettiği şeklindeki sözlerini de aktardı. Gazete şöyle bir eklemede bulundu; Amerika, kendi desteklediği Suriye muhalefet koalisyonunun desteklenmesi yoluyla aşırıcılık yanlısı gurupların gücünü frenlemeyi arzulamaktadır. O taktirde bu güç, Amerikan ajanı el-İbrahimî'nin talep ettiği uluslar arası barış gücüne dahil edilecektir. Bunun birlikte el-İbrahimî, Amerika'nın alternatif bir ajan yönetici oluşturmaya dönük projesine hizmet etmede askerî konseylerin rolü hakkında istediği hususlar için bu güce savaş yetkilerinin verilmesini de talep etmektedir. Aynı şekilde İslamcı militanlar arasında yer alanlar da dahil onlar ile rejimin gücünü oluşturacak olan özgür düzenli orduya sızdırabildikleri arasında beklemeleri için kendi istihbaratları ile diğer ülkelerin istihbaratlarının elini serbest bırakmıştır. Nitekim bunların tamamının Suriye'deki siyasî, askerî ve güvenlik boyutlarını tutmaya dönük bir Amerikan planı olduğu görülecektir.
Ey Hayırlı Suriye'deki Mümin Müslümanlar!
Amerika ile Batı'nın sizlere dönük çizdikleri planlarından aman ha sakının. Dolayısıyla sizlere yönelik bu büyük komployu, sadece ilan etmiş olduğunu projenizle bozabilirsiniz ki bu da, Hilafet'in kurulması projesidir. Nitekim Amerika'nın, Avrupa ülkelerinin, bunların bölge yöneticilerinden olan ajanlarının, "İsrail'in", Rusya'nın ve Çin'in sizi kendisiyle korkuttukları ve sizi kendisine karşı kışkırttıkları işte bu projedir... Bu yüzden Amerikanın planladığı bu tuzağa, tüm farklı gurupların şuandan itibaren Hilafet'in râyesinin livası olan el-Ukab râyesinin, yani Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesi altında birleşerek karşı koymaları gerektiği gibi kendilerine yönelik uluslar arası komplolara karşı tek bir yumruk olmaları gerekmektedir. Elbette Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın tuzağı, onların tuzaklarından daha büyüktür. Elbette Allah emrine galiptir ve elbette müminlere olan nusret vaadi de gerçekleşecektir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ إِرَمَ ذَاتِ ٱلْعِمَادِ ٱلَّتِى لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِى ٱلْبِلاَدِ وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُواْ ٱلصَّخْرَ بِٱلْوَادِ وَفِرْعَوْنَ ذِى ٱلأَوْتَادِ ٱلَّذِينَ طَغَوْاْ فِى ٱلْبِلاَدِ فَأَكْثَرُواْ فِيهَا ٱلْفَسَادَ فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلْمِرْصَادِ "Rabbinin Âd kavmine ne yaptığını görmedin mi? Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine? Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı. O vadide kayaları yontan Semûd kavmine? Kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a? Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda fesadı çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir." [Fecr 6-14]
Ayrıca Allahu [Subhânehu ve Te'âla], daha önce resullerine nusret vermiştir. Dolayısıyla O, sadece Allah'a iman ederek, sadece O'na tevekkül ederek, sadece ondan yardım isteyerek, sadece O'nun emrine bağlı kalarak ve sadece O'nun şeriatının ikame edilmesini ve onunla muhakeme olmayı talep ederek resullerin yolunda olduğumuz sürece bizlere de nusret verecektir. Ey Allah'ım! Bizlere, müminlerle ilgili rahmetinin gerekliliklerini ve kafirlerle ilgili gücünün mucizelerini göster. Ey Allah'ım, amin! Dualarımızın sonu, alemlerin Rabbi olan Allah'a hamddir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilayeti
Medya Bürosu Başkanı
Mühendis: Hişam el-Baba
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |