حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SR-BA-2009-MB-TR-0001 |
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1430 M. Cumartesi, 23 May 2009 |
- Basın Açıklaması - Mesele Hiç de Öyle Değil Ey Başkan!
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, bugün 23.05.2009'da, Şam'da düzenlenen İslâm Konferansı Teşkilatı'nın 36. konferansı münasebetiyle İslâm ülkelerinin dışişleri bakanları önünde bir konuşma yaptı. Konuşma, Arap yöneticilerinin adetleri olduğu üzere bir vızıltı şeklindeydi. Bu konuşma; İslâm'ın ve Müslümanların... İslâmî akîdenin savunulması... İslâm'ın bir hoşgörü dini olup terör dini olmadığı... Barış süreci başarısız oldukça hakların geri alınması yolunun direniş olduğu... "İsrail'in" barışın önünde bir engel olduğu... Stratejik bir hedef olarak Suriye'nin barışa karşı tutumunu değiştirmeyeceği... Kudüs'ün Yahudileştirilmesi karşısında durulacağı... Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılması... İrade gücünün olması gerektiği... Ardından izolasyona değil açılıma... Müslümanlar arasında ekonomik işbirliğine... Ve benzeri şeylere çağrıda bulunulan ballandırılmış bir konuşma edasında ortaya çıkmıştır. Bu da konuşmanın, Devlet Başkanının sarf ve nahivde gaf yaparak merfûyu nasbedip veya mensubu merfû yapınca derhal geri dönerek hatasını düzeltecek ölçüde "bıktırıcı" bir konuşma olduğunu göstermektedir!
Ayrıca konuşmayı inceleyen bir kimse bu konuşmanın, ne aç bırakan, ne tok tutan, ne genelin, ne de özelin aldanacağı eski yeni tekrar edilmiş bir konuşma olduğunu görür. Bunun içindir ki konuşma, içerisinde geçen iki noktanın dışında ne yoruma ne de değerlendirmeye değerdir. Bu iki nokta ise, bazı insanlarda aldatılma şüphesi doğurabilecek pek çok yanlışı gizlemektedir. O iki nokta şunlardır: Devlet Başkanı'nın, İslâm ile İslâmî akîdeyi savunduğunu ifade etmesi ve konuşmasında barış süreci başarısızlığa uğradıkça bölgenin kurtarılmasına ilişkin hakların geri döndürülmesi yolunun direniş olduğunu belirtmesidir. Her iki ifadede de açık bir saptırma, dahası hayâsızlık yatmaktadır!
Birincisine gelince; hapishaneleri genelde Müslümanlardan, özelde ise Hizb-ut Tahrir'den olan muhlis ve muttakilerle dopdolu olduğu halde nasıl olur da Devlet Başkanı İslâm'ı ve İslâmî akîdeyi savunabilir?! O kimseler ki ancak Allahu Subhânehu'nun şu kavlinde ifade ettiği gibi el-Azîz-ul Hamîd olan Allah'a imân etmelerinden dolayı hapsedilmişlerdir:
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلاَّ أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ "Onlardan sırf Azîz-ul Hamîd olan Allah'a imân etmelerinden dolayı intikam aldılar." [el-Burûc 8]
Ayrıca kırkın üzerinde Hizb-ut Tahrirli ve bir çok diğer Müslüman hapishanelerinde sıkboğaz edildiği, işkenceye ve eziyete maruz bırakıldığı halde nasıl olur da Devlet Başkanı İslâm'ı ve İslâm akîdesini savunabilir?! Oysa Allahu Subhânehu ve Te'alâ şöyle buyurmuştur:
وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُبِينًا "Mü'min erkeklere ve Mü'mine kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." [el-Ahzâb 58]
O halde Devlet Başkanının İslâm ve Müslümanlar hakkında söyledikleri, dünyada ve âhirette boynuna dolanacak bir iftira değil midir?
İkincisine gelince; Devlet Başkanı, barış sürecinin Madrid'den bugüne kadar başarısızlığa uğrayıp barışa zarar verdiğini ve konuşmasına göre bölgenin kurtarılmasına ve hakların geri döndürülmesine ilişkin çözümün direniş olduğunu ikrar edip teyit etmektedir. Ancak hem Devlet Başkanı, hem de herkes şunun farkındadır ki Yahudi varlığı ile olan en sakin cephe işgal edilmiş Suriye toprağı olan Golan cephesidir. Öyleyse direniş nerde kaldı ey Başkan!
O halde işgal edilen toprağın geri alınması için Devlet Başkanının direniş hakkında söyledikleri, zerre kadar hayâsı olan kimsenin söyleyemeyeceği açık bir yalan, çarpıtma ve aldatma değil midir?
Mesele hiç de öyle değil ey Başkan! Zira insanlar, sandığından daha uyanık oldukları gibi Hilâfeti, merkezi olan Şam'a geri getirmek için gecelerini gündüzlerine katarak çalışan İslâm erleri vardır. İşte o zaman ruveybida çöplüklerini surlarının arasından püskürtecek ve işte o gün zalimler nasıl bir inkılâp ile devrileceklerini bileceklerdir.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |