حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN-BA-2020-MB-TR-35 |
H. 16 Rabi-ul Evve 1442 M. Pazartesi, 02 Kasım 2020 |
“Muhtar El Halfavi’ye Yanıt”
Macron Sessiz Kalsa Bile... Borazanları Hezeyanlarına Devam Edecektir
İslam ümmeti, dünyanın dört bir yanında seferber oldu, istisnasız herkes sokaklara döküldü, en yüksek sesle “İlla Rasûlullah” diye haykırdı, yöneticilerin ihanetine, orduların hıyanetine halklar tepki verdi. Bu övgüye değer halk ayaklanması ile eş zamanlı olarak medyadaki bazı kırgın ruhlar, kibirli, küstah laiklik söylemlerini dillendirdiler. Söylemlerine rasyonellik, politik farkındalık ve olayların gidişatının doğru anlaşılması giysisi giydirdiler. Gerçekte laiklik, kendisine atfedilen şeyden oldukça uzaktır.
Mukh Al-Hadrah ve sahibi Muhtar El Halfavi, 28 Ekim 2020’de Şems FM Radyo’daki “Elmatinale” programında, Hizb-ut Tahrir’den bahsetti ve 23 Ekim 2020 tarihinde yayınladığı “Cumhurbaşkanı Başkan Kais Said Düşmanlarımızın Yanında Yer Alıyor ve Peygamberimize Yardım Etmiyor”başlıklı bildirisini ele aldı.
Bu gazetecinin Hizb-ut Tahrir’e attığı iftiralarından, “terörizmi beyazlatma” suçlamalarından bahsetmeyeceğiz. Çünkü biz, Tunus’ta terör gerçeğini deşifre etmeye çağıranların öncüleriyiz ve hala da çağrıda bulunuyoruz.
Gazetecinin, Hizb-ut Tahrir’in “Cumhuriyetin bir paraziti” olduğu yönündeki yanlış iddiasından da bahsetmeyeceğiz. Çünkü varlığımız doğal bir varlıktır. Ümmetin akidesinden fışkırıyor. Bahsettiği demokratik cumhuriyet sistemi ise, ümmete aşılanmış ve kalkınmasını engelleyen parazit bir sistemdir.
Gazetecinin o ya da bu yalanlarından, hezeyanlarından söz etmeyeceğiz. Tüm bu iftiralarından bahsetmeyeceğiz, çünkü nefretin bir ürünüdür, devrimci ruhu temsil eden herkes, özellikle de bu hareketi canlandırmak ve doğru yönde yönlendirmek için çalışanlar bunu bilir. Bu siyasi hareket, ümmetin gerçek siyasi projesini temsil edenler ve İslam sistemini pekiştirmek isteyenlerle kaynaşmıştır.
Ey El Halfavi! Ne söyleyeceğimizi bildiğinden eminiz. Çünkü “aklıselim” düşündüğünü iddia ediyorsun. Bu yüzden sana Fransa’daki ifade özgürlüğü putu ve kalıtsal yanılsaması hakkında bahsedeceğiz. Belki boş bağımlılık zincirlerinden kurtulursun.
Bu tartışma, özgürlük kavramının gerçeği, sınırları ve sınırlama gerekçeleri söz konusu olduğunda ancak yararlı olabilir. Bugün yaşadığımız tartışma ise müptezel olmasa da beyhudedir.
Fransa’da, İslam ile ya da Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile ya da İslami kutsallar ile alay edebilirsin. İfade özgürlüğü adı altında bunu yapabilirsin. Ama Holokost ve Semitizm ile alay ettiğinde, o zaman alaycılık suçlamasıyla yargılanırsın.
Ayrıca, entelektüel Müslüman göçmenler ve mesleki yetkinliklere sahip olanlar, kapitalist sistemlerinden geriye kalanları yeniden canlandırabilirler. Eğer kimliklerine ve yaşam tarzlarına sarılırlarsa, Macron’un iddia ettiği gibi, bir tür toprak kolonizasyonu söz konusu olabilir.
Ayrıca, Princeton Üniversitesi profesörü Bernard Lewis’in neden 1995’te para cezasına çarptırıldığını cevaplayabilir misiniz? Çünkü Ermenilerin yirminci yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti tarafından soykırıma maruz kaldığını inkâr etmiştir.
Irksal ve cinsiyete dayalı ifadeyi suç sayan yasayı ve peçeyi yasaklayan yasayı unutmadık...
Fransa ve tüm Batı ülkelerinde ifade özgürlüğünün gerçek yüzü budur. Özgürlük putunun sadece sözde kaldığını gösteren birçok örnek var.
Ey El Halfavi! İsimleri müsemmaları ile adlandır. Ümmet ve akidesi tarafında yer al. Nişaneleri belli Haçlı Seferleri gölgesinde ifade özgürlüğünden bahsedilemez. Bil ki Hizb-ut Tahrir’e attığın iftiralar ve gerçekleri tahrifat, ümmetin İslam seçeneğine yöneldiği bir zamanda hiçbir işe yaramayacaktır. Ümmet, işlerini ve hayatını düzenlemek için artık İslam’ı siyasi bir sistem olarak görüyor.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |