Siyasi Büro Başkanı Abdul Rauf El Amiri, Merkezi Temas Komitesi Başkanı Yasin İbn Yahya, Merkezi Temas Komitesi üyesi Avukat Fethi El Humeyri ve Medya Bürosu üyesi Ahmed El Tatar’dan oluşan Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti’nden bir heyet, 01 Haziran 2023 Perşembe sabahı Adalet Bakanı Sayın Leyla Ceffal’a Tunus’ta artan Hizb-ut Tahrir tutuklamalarına ilişkin açık bir mektup verdi.

Mektupta, partinin siyasi çalışma metodu hatırlatıldı ve ideolojisi İslam olan bir siyasi parti olduğu vurgulandı. Fikri çatışma ve siyasi mücadele yoluyla Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak ve İslami hayatı yeniden başlatmak için çalıştığı, hiçbir maddi eyleme başvurmadığı ve hatta haram olması nedeniyle şiddete başvurmayı veya dış destek arayışını suç saydığı kaydedildi.

Mektupta ayrıca Hizb-ut Tahrir gençlerinin devrimden önce ve sonra kurulu rejimde maruz kaldıkları haksız yargılamalara da atıfta bulunuldu, 25 Temmuz’dan sonra konunun daha tehlikeli, daha adaletsiz ve keyfi hale geldiğinin altı çizildi. Durumun artık sadece bazı polis uygulamalarıyla sınırlı kalmadığı, adli statülerine rağmen savcılığın da olumsuz rol oynadığı, çoğu zaman bu gelişigüzel uygulamalara başvurdukları ve hatta bazı savcıların, soruşturma dosyalarını terör dairesine havale ettikleri belirtildi. Bu, ceza politikası için tehlikeli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Ayrıca mektupta Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini kuşatma ve gençlerini sindirme çalışmasının yürütüldüğü, Hizb-ut Tahrir’in Kalibe bölgesindeki medya bürosu başkanı Adil El Ensari’nin “olağanüstü hal yasasını ihlal etmek ve kamu düzenini bozan bildiriler dağıtmak” suçundan tutuklanıp mahkum edildiği, mahkemenin, alelacele iki yıl hapis cezasına çarptırıp infazını istediği ifade edildi!

Mektupta Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, yargının adil olmayan siyasi dayatmalara boyun eğmesini kınadı ve bu davranışları ülkemizdeki adalet sisteminin başarısızlığı, asgari bağımsızlık ve tarafsızlık standartlarının hiçe sayılması olarak değerlendirdi. Yargının ancak İslami hukuk sisteminde ve İslam’a dayalı Raşidi yönetim altında bağımsız ve adil olabileceğini, kayırmacılık nedir bilmeyeceğini, zalim ve zorbaya boyun eğmeyeceğini belirtti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ للهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَى أَلَّا تَعْدِلُوا اعْدِلُوا هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَاتَّقُوا اللهَ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” ^{[Maide 8]}