حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2016–MB–TR–07 |
H. 9 Muharrem 1437 M. Cuma, 18 Mart 2016 |
Sözde Bağımsızlık Sömürgeciliğin En Riskli Aşamasıdır
“Sömürgecilik iplerine değil, Allah’ın ipine sımsıkı sarılın” kampanyası kapsamında Hizb-ut Tahrir / Tunus, bu günlerde gündemi işgal eden iki önemli mesele hakkında pozisyonunu açıklamak amacıyla bir sempozyum düzenledi. Birinci mesele, Tunus’un bağımsızlığı, ikincisi ise ülkenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden mevcut olaylar ile ilgilidir. Hizb, sempozyumda şunu göstermiştir:
1- Tunus’un bağımsızlığı, sözde bağımsızlıktır. İnsanları kandırmak ve gerçekleri tahrif etmektir. Bugüne kadar Tunus, hep uzaktan hatta yakından diyebiliriz çıkarlarına hizmet etmek için sömürgenin atadığı yöneticiler bozuntusu üzerinden yönetilmiştir. Sömürgecilik hâkimiyetin tezahürleri, entelektüel, yasama, siyasi, güvenlik, ekonomik ve kültürel alanlarda açıkça görülmektedir.
2- Tunus, İngiltere’nin başını çektiği Avrupalı büyük güçler ile Amerika arasında uluslararası çatışma bölgesinde bulunmaktadır.
3- Terör olayları, Kuzey Afrika’da hâkimiyet kurmak için uluslararası çatışmanın yerel yansımasıdır. Tunus toprakları üzerinde devam eden çatışmanın yakıtı ise Tunus gençleridir. Amacı da tüm İslam ülkelerinde olduğu gibi sömürgeciliğe muhtaç bırakmak amacıyla Tunus’un gücünü kırmaktır.
4- Bin Kardan olayları şunu kanıtlamıştır:
A- Suç örgütleri cefasız ve vefasızdır. Ancak Tunus halkı, onları önleyebilecek ve tarihe gömebilecek kapasitedir.
B- Tunus ordusu, ülke ve halkı himaye etmek için yabancı sömürgecilik müdahalelere muhtaç değil.
C- Hükümet, ikiyüzlüdür. Cumhurbaşkanı, bazen Tunus ordusuyla alay edip aşağılıyor, bazen de Tunus ordusunu kahraman olarak niteliyor. Ama her defasında da hükümet, sömürgeciliği silah, eğitim, kadro ve tatbikat açısından ordunun tek hâkimi kılıyor.
D- Sömürgecilik, istihbarat teşkilatları aracılığıyla Tunus’ta yapay terör olayları üretiyor. Sonra da devlet kurumlarına iyice sızmak ve kaynakları yağmalamak amacıyla terör olaylarını istismar ediyor.
Ey Zeytune ülkesi! Ey Ukbe b. Nafi ve Tarık b. Ziyad ülkesi Müslümanları!
Güç geçtikçe açıkça görüyoruz ki mevcut hükümet, önceki hükümetler gibi sömürgecilik hükümetidir. Tunus halkı ve kolluk kuvvetlerinin, sömürgecilik, onun projelerini ve ajanlarını ülkemizden def etmek için kahramanca bir duruş sergilemesinin zamanı gelip de geçmektedir.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, sömürgeci güçler ile ilişkiye girmenin suç olduğu konusunda uyardık ve uyarmaya da devam ediyoruz. Ve şuna davet ediyoruz:
* Egemenlik kararı, sözde değil özde olmalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, kâfirin boyunduruğu altına girilmesini haram kılmıştır. Bu bağlamda Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”[Nisa 141] Allah Subhânehu ve Teâlâ, kâfire bağımlılığın suç olduğuna dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 139]
* Sömürge hükümetleri, kurumları ve onun istihbarat teşkilatı ile işbirliği yapmak büyük bir suçtur. Bu işbirliğinden mütevellit olarak sefalet, kargaşa, hakaret ve aşağılamadan başka bir şey görmedik. Sömürgeci devletlerin tüm elçilikleri ortadan kaldırılmalıdır. Çünkü elçilikler, casus yuvaları ve şer odaklarıdır. Oralarda ülke ve güvenliğine karşı entrikalar kurulmaktadır.
* Sömürgeci güçler ile yapılan tüm zalimane ve haksız anlaşmalar iptal edilmelidir. Zira bunlar, 1881 yılındaki Bardo anlaşmasının birer kopyalarıdır. Özellikle Tunus Başbakanı ile İngiliz Büyükelçiliği arasında Eylül 2015 yılında imzalanan anlaşma ile İngiliz sefareti ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan anlaşmalar böyledir.
* Yeraltı kaynaklarımızı sömürgeci şirketlere peşkeş çeken ve onların tekeline veren zalim sözleşmeler iptal edilmelidir.
Bunlar, akan kutsal kanı durdurmak, sömürgeci kâfiri ülkemizden def etmek, güvenlik ve kutsallarımıza uzanan kirli elleri kesmek için acilen ve ivedilikle yapılması gereken öncelikli icraatlardır. Köklü çözüme gelince, şu şekildedir:
* Belanın kökü olan kapitalizmi kurutmaktır. Hayat sistemi ve politik fikir olarak kapitalizm, ümmetlerin kuyruğunda pervane olmamızın temel nedenidir.
* İslam’ı yeniden iktidara taşımaktır. Ki ülkemiz, tamamen sömürgeden ve onun nüfuzundan kurtulsun ve Tunus, geniş İslam topraklarının yeniden bir parçası olsun. Lider ümmet olarak âleme hayır taşısın, Müslüman ülkelerdeki mevcut ulusal devlet sınırlarını kaldırarak İslam bayrağını ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Ukab sancağını göndere çeksin. Evrensel ideolojik devlet olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında izzeti itibarına yeniden kavuşsun. Hilafet, kâfir Batının entelektüel, siyasi, ekonomik ve askeri nüfuzuna ortadan kaldıracak, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in başlattığı daveti yeniden başlatacaktır. Davet ve cihat yoluyla hidayet ve nur Risâleti olarak İslam’ı âleme taşıyacaktır. İnsanları kapitalizmin dehlizleri ve sömürgeciliğin zulmünden kurtarıp İslam’ın aydınlığına, adalet ve rahmetine kavuşturacaktır.
وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لا يَعْلَمُونَ “Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler.”[Yusuf 21]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |