Tunus mutabakat hükümeti, Tunus topraklarını kirleten katil Yahudi varlığının pasaportlarını taşıyan 50 kişilik bir gruba bir demeç verdi. Gruba esir Filistinli çocuk ve kardeşlerimizi katleden kasap Şaron’un baş destekçisi aşırı Yahudi Şas Partisi’nden Haham Rafael Cohen başkanlık ediyordu. Tunus hükümeti, 26 Mayıs 2016 Perşembe günü biten El-Griba Sinagogu’nu haccetmek bahanesiyle ülkemize gelen terörist düşmana topraklarımızı açtı. Bu kisve ve bahaneyle yine bakanlar, bu terörist grubu çiçek ve kırmızı halılarla karşıladılar. Bakanlara, Turizm Bakanı, Kültür Bakanı ve Din İşleri Bakanı önderlik ederken birçok politika uzmanı da onlara eşlik ediyordu. Abdul Fettah Moro, Muhsin Merzuk ve Batılı efendilerine itaatkâr, hizmetkâr ve dost olarak görünmek isteyen pek çok kimse de bu “Hacca” katıldı.

Böylece bu güruh, Tunus halkı ve duygularını hiçe sayarak her gün Filistinli kardeşlerimizi katleden, Mescidi Aksa’yı abluka altına alarak yıkmak isteyen, pek çok Filistin Müslümanının orada namaz kılmasına mani olan Yahudi teröristler ve devletin Yahudi hacılarına küstahça eşlik ettiler.

Ey Ukbe ve mücahitler ülkesi Tunuslu Müslümanlar!

Eylem ve söylemleriyle bu hükümet, Burgiba ve Bin Ali hükümetlerinin bir kopyası olduğunu teyit etmektedir. Ancak o hükümetlerin sadece zayıf bir sürümüdür. Sömürgeciliğe boyun eğmekten başka bir şeye gücü yetmiyor. Bakanlar, milletvekilleri ve medya kasıtlı olarak yüce İslam dininden kaynaklanan duygulara açıkça meydan okuyorlar. Dini zorunluluk olarak bilinenlerle alay ediyorlar. Kuşkusuz bu hükümet, İslam şiarları, özellikle Allah’ın kutsal kıldığı Filistin topraklarından sizi koparmak, kendi kıblesi, efendisi ve sadık dostu kâfir Batıya sizi bağlamak için gece gündüz çalışıyor. Sizi zalim, totaliter, bozguncu, yıkıcı kapitalizm ve hayat sistemleri yüzünden insanlığı sefalet ve sıkıntıya sokan Avrupalı efendisinin kuyruğu yapmak istiyor.

Ey güç ve kuvvet ehli! Ey ordu ve güvenlik güçleri içindeki subaylar!

Sömürgecilerin sadık dostu yöneticilerin bu iğrenç eylemlerine sakın razı gelmeyin. Allah ve Rasûlü ve müminlerin reddettiği gibi siz de zillet giysisini reddedin. Hükümet, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra toprakları Kudüs’ün gasp edicisi ve kardeşlerinizin katili düşmanı koruyan muhafızlar haline getirerek zelil olmanıza müsaade etmiştir. “Rafael Cohen gibi Yahudi Hahamların fetvasıyla Ramazan’da sabah namazı kılarken el-Halil İbrahim Caminde Müslümanları katleden kasapları hatırlayın.”

Ey subaylar! Ey ordu ve güvenlik güçleri içindeki subaylar!

Buna razı oluyor musunuz? Düşmanlarınız ve kardeş katillerinizin hizmetkârı olmaya razı geliyor musunuz? İçinizde şöyle diyebilecek bir yiğit var mı? Ki biz sizi yiğitler olarak biliriz. Siyonistler Filistinli Müslümanları katlederken Mescidi Aksa’yı da Yahudileştiriyorlar. Tunus ordusu ve polisi de onları koruyor ve her yıl “haclarını” kolaylaştırıyor?

Biz sizi onur ve şerefinize düşkün kahraman Müslümanlar olarak biliyoruz. Bugün sizi buradan haykırıyor ve diyoruz ki Filistin, Irak, Afganistan, Tunus ve tüm İslam ülkesi, “Diğer İnsanlara nazaran tek bir ümmettir” “Tek bir beden gibidirler. Ondan bir uzuv şikâyet ederse, uykusuzluk ve ateşle vücudun diğer uzuvları da ona iştirak ederler.”Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü hatırlayın:

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَيُطِيعُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيم“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah Azizdir, hikmet sahibidir.”^{[Tevbe 71]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

المسلمون يد على من سواهم“Müslümanlar kendilerinin dışındaki kimselere karşı bir eldirler.”Hükümetin düşmanları karşılayarak yaptığı bu aptalca eylem, Filistin’deki kardeşlerinize ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ihanettir. Biliyorsunuz ki المسلم أخو المسلم لا يسلمه ولا يخذله“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve teslim etmez.”Biz sizi yiğit Müslümanlar olarak biliyoruz.

Ey subay ve askerler!

Biz, Kudüs’e yardım etmek, çevresini gaspçı pis Yahudilerden temizlemek ve sömürgeci kâfirlerin işgal ettiği tüm İslam ülkesine destek olmak için yanıp tutuştuğunuzdan eminiz. Ancak bu aptal hükümetin, hakka ve Müslümanlara destek olma arzunuzu gerçekleştirmek için size önderlik etmediğinin de bilincindeyiz. Çünkü hükümet, Allah’ın yüce kitabı ile hükmetmiyor, Allah yolunda cihat etmiyor, etmeyi de düşünmüyor. Aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın düşmanlarını açıkça dostluk gösteriyor.

Şüphesiz bu hedefiniz, yüce bir hedeftir. Ancak bu alçaklar için çok büyüktür. Bu yüce hedefi, ancak Allah ve Rasûlü’ne iman eden, Allah’ın kulları için seçip beğendiği İslam’a alternatif kabul etmeyen, Müslümanların düşmanı sömürgecileri dost edinmeyen bir liderlik gerçekleştirebilir. Hizb-ut Tahrir, sizden, siz de ondansınız. Allah’ın kelimesini yüceltmek, sömürgecilikten kurtulmak ve İslam ile izzeti müminlere ait kılmak için gece gündüz aranızda ve sizinle birlikte durmadan çalışıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ Aziz Kitabında şöyle buyurdu:

وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ“Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.”^{[Münafikün 8]} Bir Halifeye biat etmek için bizim yanımızda olun ki o, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Halifesi olsun, bizi Allah’ın kitabı ile yönetsin, Allah’ın dininin ihlal edilmesine öfkelensin, Müslümanların akan kanının öcünü alsın, Müslümanları birleştirsin, iptal edilen hadleri ikame etsin, sınırları korusun. İşgal edilen Müslüman toprakları kurtarmak için kışlada tutsak olan ordulara komutanlık etsin. Kudüs’ü, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra topraklarını ve tüm Müslüman ülkeleri bize geri iade etsin. Allah ve Rasûlü düşmanlarına şeytanların vesveselerini unuttursun. Şüphesiz o gün uzak değildir. Çünkü bu, Allah’ın mümin kullarına bir vaadidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü hatırlayın:

وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ، إِنَّ فِي هَذَا لَبَلاَغًا لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ  “Andolsun Zikir’den sonra Zebur’da da: “Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır” diye yazmıştık. İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardır.”^{[Enbiya 105-106]}