حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
No: TN–BA–2016–MB–TR–16 |
H. 11 Ramazan 1437 M. Perşembe, 16 Haziran 2016 |
Şeffaflık Kapsamında Ülkenin Zenginlikleri Yağmalanıyor
Enerji ve Maden Bakanı Menci Merzuk, 14 Haziran 2016 Salı sabahı “Tunus’un, Tunus’ta imzalanan ve sayısı 82’yi bulan tüm petrol anlaşmaları belgelerini bugün resmi olarak sitede yayınlamaya başladığını duyurdu. Ve tüm ilgili tarafların yatırımcı ile ETAP arasında imzalanan katılım ve üretim paylaşımı sözleşmelerini söz konusu sitede bulabileceklerini söyledi.”
Bu açıklamanın ardından şu hususlara dikkat çekmek isteriz:
1- Enerji ve Maden Bakanı tarafından bu sözleşmelerin yayınlanmasının temel etkeni, iddia ettiği gibi kesinlikle şeffaflık değil. Aksine Tunus Müslümanlarının ülkenin muazzam zenginliğine yönelik artan bilinci, petrol sözleşmelerinde dönen büyük yolsuzluklar ve halkın bu zenginliklerde hak arayışına girmesidir.
2- Bakan, ülke zenginliklerindeki hakkını arayan halkın, gitgide artan bu talebini frenleyemeyeceğini bilmelidir. Yabancı şirketler tarafından zenginliklerimizin yağmalanması, şeffaflık süreci ile giderilemez ve örtbas da edilemez. Tunus halkı, yağmalanan hakkını geri istiyor. Çünkü İslam, bu hakkı kamu mülkiyetinden kabul etmektedir. Bu yüzden bu yeraltı zenginlikleri geri ülke halkına iade edilmelidir.
3- Bakan, daha cesur kararlar açıklayabilirdi. Örneğin, Tunus zenginliklerini peşkeş çeken politikacıları, sömürge ajanlarını ve bozguncu sermayedarları muhasebe edip azletmek, yabancı şirketleri ülkeden kovmak, ülkeyi bu ülkenin evlatlarına bırakmak gibi...
Bu sanıldığı gibi zor değildir. Bilimsel ve teknolojik yeterliliğe sahibiz. Kaldı ki petrol sahasında ve madenlerde istihdam edilenler Tunus’un evlatlarıdır. Ayrıca kendi kendine yeterlilik oranında %40’a ulaşmak için yenilenebilir enerji kaynakları kapsamında hemen Tunus çölü istihdama açıklamalıdır.
4- Ajanlar ve zavallılar, yabancı nüfuzu ülkeden söküp atamaz, ülkenin zenginliklerini ülke halkına teslim edemez. Bunlar, sömürge döneminden beri çok ucuza sömürgeci şirketler yağmalanan tuz madenciliği sözleşmelerini bile değiştiremediler. Gerçek lider, ülke ve halkın kalkınması için çalışır, ülkeyi sömürgecinin esaretine bırakmaz, ona teslim etmez. Aksine halkın inanç ve mefhumlarını yansıtan, ülkeyi kalkındıracak ve açgözlü Batının nüfuzundan kurtaracak olan İslam ideolojisini âleme taşımak için çalışır. İslam ideolojisi, sanayi, ticaret, tarım ve diğer alanlarda kendi kendine yeterlilik oluşturur. Böylece ümmet, liderlik ve egemenliğe müstahak olur. İğneden füzeye kadar kendi yapımı silahlarla kendisini korur. Petrol ve gaz sektöründe çalışır, mühendis ve uzmanlar atar. Bunu ancak samimiyet, irade, uyanıklık ve cesarete sahip olanlar yapar.
Hizb-ut Tahrir, Müslümanları hayır ve ıslahlarına olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için kendisiyle birlikte çalışmaya davet ediyor. Hilafet, dünyanın kurtarıcısıdır. Hilafet, yöneticiler ve onların sözleşmelerini tarihin çöplüğüne atacaktır. Ülke ve halkı açgözlü kapitalizme satan, aşağılık bir şekilde halkı sokaklarda dilendiren bu sözleşmeler değil midir? Halkın durumu:
Sırtında su taşıdığı halde çölde susuzluktan ölen deveye benziyor
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 71345949 / 21430700 http://www.ht-tunisia.info/ar/ |
Fax: 71345950 E-Mail: tunis@htmedia.info |