29 Ekim 1923’te batıl bir düzen olan Cumhuriyet ilan edildi. Şanlı tarihimize, İslam’ın kutsal değerlerine, Ümmetin vahdetine ve kuvvetine karşı içten içe bilenen, Osmanlı’ya karşı İngilizler ve sömürgeci tüm Batılı kafirler ile işbirliği yapanlar, Cumhuriyetin ilanından 4 ay gibi kısa bir süre sonra Hilafet’i kaldırıp Müslümanları sırtından hançerlediler.

İşte; sefalet, cehalet, zulüm, fesat, kaos ve kargaşa ile geçen bu 99 yıl, Türkiye başta olmak üzere İslam beldelerinde yaşayan bütün Müslümanlar için kara bir yüzyıldır. Müslümanlar ve insanlık bu yüzyılda İslam’ın ahkamından, izzet ve şerefinden, rahmet ve bereketinden, azamet ve adaletinden mahrum kaldı. Çünkü bu yeni rejimin sahipleri, Cumhuriyet’in ilanı ve Hilafet’in ilgası ile birlikte Osmanlı’nın gücünü yok edip Ümmetin birliğine kastettiler. Kur’an’ın dili olan Arapça’yı yasaklayarak Müslümanlar’ın İslam ile olan bağını kestiler. İslam ve Müslümanlar’ın değerlerine saldırdılar. Şapka ve Kıyafet Kanunu’nu Müslümanlara dayatıp karşı gelenleri darağaçlarında sallandırdılar. Medrese ve mektepleri kapatıp Kur’an’ın okutulmasını yasakladılar. Camileri ahıra çevirip minarelerden Türkçe ezan okuttular.

Cumhuriyetin İslam ve Müslümanlara yaptığı bütün bu kötülükleri unutan yöneticiler bugün ona methiyeler diziyorlar. Kazanım olarak gördükleri Cumhuriyet devrimlerini korumak ve daha ileri taşımak için çalışmaya devam edeceklerini söylüyorlar. Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik “Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz milletimizin büyük tarihi içindeki en büyük kazanımlarımızdandır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına büyük bir heyecanla, şevkle, coşkuyla hazırlanıyoruz” diye açıklama yaptı. Maalesef yöneticiler, “Türkiye Yüzyılı” adını verdikleri yeni bir kampanya ile 100 yıllık geri kalmışlığı, fakirlik ve dışa bağımlılığı Cumhuriyet rejimine ve kurucularına değil sadece bugünkü siyasi rakiplerine yükleyerek asıl failleri Müslümanlar nezdinde meşrulaştırıp aklamaya çalışıyorlar. Böylece Türkiye halkını Cumhuriyet ile bir yüzyıl daha karanlık dehlizlerde bırakmak istiyorlar.

Ey Müslümanlar! Hilafet’i yıkan Batılı kafirler, atadıkları valiler ve işbirliği yaptıkları kukla, diktatör yöneticiler ile beldelerimizde uzun yıllar hüküm sürdüler. Bu yönetimlerin bazılarına krallık bazılarına ise Cumhuriyet adını verdiler. Bazen sivil bazen askeri yönetimleri desteklediler. Ancak ne Türkiye ne de diğer İslam beldeleri, Cumhuriyet, krallık ya da diktatörlük rejimleri ile bu coğrafyaya daha fazla yön veremezler. Zira Müslümanlar artık kendilerini koruyacak, refaha ve huzura kavuşturacak bir sistemi arzulamaktadırlar.

Ey Müslümanlar! Sizler ecdadınızın 100 yıl önce kaybettiği kuvveti yeniden kazanmak istemez misiniz? 100 yıllık Cumhuriyet buhranından İslam ve Hilafet ile kurtulmak istemez misiniz? Adil ve huzurlu bir devlette yaşamak istemez misiniz? Fakirden alıp zengine veren değil adaletle dağıtan bir yöneticinizin olmasını istemez misiniz? Ey Müslümanlar! İstikbal, laik Cumhuriyetin değil İslam’ın olacaktır. Sizler, kapitalizm yüzyılından sonra İslam’ın yüzyılına şahit olmak istemez misiniz? Bu yüzyıla damga vuracak Raşidi Hilafet’in kurucuları olmak istemez misiniz? O halde durmayın, Allah Subhanehu ve Teala’nın vaadi, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan Hilafet için çalışın!

وَفِي ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ“Yarışanlar işte bunun için yarışsınlar!” (Mutaffifin 26)