حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YMu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130019 |
H. 18 Şevvâl 1434 M. Pazartesi, 26 Ağustos 2013 |
Basın Açıklaması Yemen'in Servetleri Sömürgeci ve Ortaklarına Ziyafet Mi Oldu?
İylâf adlı haftalık Yemen gazetesi 277.sayısında - 13 Şevval 1433 - 20 Ağustos 2013 Salı günü "18 Küresel Şirket Yemen'in 20 Petrol Bölgesinde Ayrıcalığa Hak Sahibi Oluyor" başlıklı bir haber yayınladı. Bu haberde 20 petrol bölgesinin 9'nun kara ve 11'nin denizdeki petrol alanları olduğu, Petrol Bakanlığı'nın bildirdiğine göre 20 petrol bölgesi için yapılan altıncı rekabetin sonucunda farklı uyruklardan 18 petrol şirketinin 45 şirket arasında öncelikli hak sahibi olduğu bilgisi yer aldı. Haberde görüşmelerle sorumlu komisyonun 45 şirketten sunulan teklif ve belgeleri incelemesinden ve değerlendirmesinden sonra böyle bir karara vardığı ve petrol bakanının Sebe haber ajansına şöyle bir demeç verdiği belirtildi: "Bu çabalar devlet başkanı Hadi'nin sınırlı yatırımı olan petrol bölgeleri de, petrol alanlarından gaz ve petrol üretiminin artışını yükselterek yeni yatırım kapıları açmak için verdiği emirler doğrultusunda olmuştur. Bu tekliflerden daha önce Yemen'in bu devletlerle seneler, on yıllar için imzaladığı antlaşmalar olmuştur. Bu durum da - Amerikalı, İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Filistinli, Kanadalı, Norveçli olması fark etmez - bu şirketlerin birbiriyle yarıştığı açgözlülük halini yansıtmaktadır." Bu haber Yemen devlet başkanı Hadi'nin birkaç gün önce Amerikalılarla ülkenin egemenliğinin hiçe sayıldığı ve hâkimiyetin kara, deniz ve havada Amerikalılara verildiği antlaşmaları yapmaya cüret etmesiyle eş zamanlı olarak gelmiştir. Amerikalılarla yapılan bu antlaşma yetmemekte midir? Amerika'nın siyasi, askeri ve iktisadi olarak Yemen'e iyice girmesi için hâkimiyetin açıkça ihlali söz konusudur. Peki, ülkenin hâkimiyetinden geriye ne kalmıştır? Ülke işlerinde böyle davranmak ümmeti aldatmak, kıskandırmak ve onun haklarından bir hakta kusur göstermektir. Yönetici sadece bu mülkleri denetim altında tutar ve Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın emrettiği şekilde ona bir emanet gibi davranır. Bundan dolayı bu sömürgeci şirketlere ayrıcalıklar verilmesi ve bu mülkiyetlerin tahsis edilerek bazı kişi ve şirketlerin malı olması doğru değildir. Ülkenin ve insanların kalkınmasını isteyen yönetici muhakkak ki ülkeyi dışarıya esir hale getirmez ve onu dışarıya teslim etmez. Tam tersi insanların kanaat ve mefhumlarını ifade eden İslam'ın ideolojisini ülkenin taşır hale gelmesi için çalışır. O ideoloji ülkeyi kalkındıracak onu açgözlü Batı'nın nüfuzundan bağımsız hale getirecek, ümmeti tarım, ticaret, sanayii vb. alanlarda kendi üretimine dayanır hale getirip ümmetin dünyada öncülüğe ehil olmasını sağlayacak, kendini iğnesinden füzesine kadar tamamen kendi üretimi olan silahlarla korumasını temin edecek, ümmetin gaz ve petrol sektörlerini çalıştırıp mühendis ve uzmanlar atamasına imkân sağlayacak olan ideolojidir. Bu ideolojinin taşınması için çalışmayı ihlas, irade, bilinç ve cüret sahibi olanlardan başkası yapmayacaktır. Nitekim İslam Devleti'nin ilk döneminde Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslümanlardan bir grubu Yemen'de kılıç üretimini öğrenmeleri için Yemen'e yollamıştır. İslam, petrolü genel mülkiyetlerden saymıştır. Nitekim bu konuda Kerim Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: الناس شركاء في ثلاث الماء والكلأ والنار "İnsanlar üç şeyde ortaktırlar su, mera ve ateşte ortaktırlar." Bundan dolayı özel mülkiyet olması caiz değildir. Buna binaen, yöneticinin, tacirin, bakanın mülkü olması veya hükümetle bölüşerek petrolü ümmetten esirgeyen petrol şirketlerinin mülkü olması caiz değildir.
Gerçekten Hizb-ut Tahrir güvenilir öğütçü ve çıplak uyarıcıdır. O hiç durmadan hakkı batıldan ayırıp, hakkı açıklamaktadır. O bunların İslam'a güvenilir bir bekçi olmaya, yeryüzünde İslam şeriatını uygulamaya kendini adadığı için yapmaktadır. Bu uğurda Allah yolunda kınayıcının kınamasından korkmamakta, eziyetlere katlanmakta, belalara sabretmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ vukuu kaçınılmaz bir hüküm verene kadar böylece devam edecektir. Hizb kendisinin dışındakiler selameti tercih ederek İslam'a ve Müslümanlara destekten geri durduğu bir vakitte bunları yapmaktadır.
Gerçekten Hizb-ut Tahrir Müslümanların hayrına ve menfaatine olacak Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasıyla işlerinin güzelce idaresini sağlayacak -ki Raşidi Hilafet Devleti zorba devlet değil hidayet devleti olacaktır- bir nizam için Müslümanları kendisiyle çalışmaya davet etmektedir. Aynı şekilde bu yöneticileri ve onların ülke ve kulları Batı'nın açgözlülüğü için satan ve insanları zelil olarak dilenen bir hale getirip, şairin şu sözünde bahsettiği hale sokan antlaşmalarını kaldırıp atmaya davet etmektedir.
كالعيس في البيداء يقتلها الظمأ والماء فوق ظهورها محمول
Hali çölde susuzluğun öldürdüğü deve gibidir. Hâlbuki su yanında taşınmakta, sırtının üzerindedir
Abdul Mümin Ez-Zeylaî
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |