حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YMu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201310 |
H. 16 Ramazan 1435 M. Pazartesi, 14 Temmuz 2014 |
Basın Açıklaması Söyledik, Söylemeye de Devam Ediyoruz: Güvenlik Konseyinden Herhangi Bir Hayır Gelmez Ey Yemen Halkı!
Yerel ve uluslararası medya organları, 11 Temmuz 2014 Cuma-Cumartesi gecesi Güvenlik Konseyi'nin Yemen'de özellikle de başkent Sana'ya 50 km mesafedeki Ümran şehrinde yaşanan çatışmalar hakkında bir açıklama yaptığını naklettiler. Zira silahlı Huti milislerinin Ümran şehrindeki 310. Tugayı hedef almışlar ve haftalar süren kanlı çatışmalar sonucunda özellikle Ramazan ayında her iki taraftan da geriye yaralılar ve ölüler kalmıştı. Bu taraflar arasında yaşanan çatışmanın tek hedefi yönetim üzerinde nüfuz sağlamak ve Batının özellikle de Hutilere gerekli her türlü desteği vermesini İran'a öğütleyen Amerika'nın planlarını gerçekleştirmektir.
Nitekim Yemen'deki kuzey cephesi sükûnet bulduğunda Amerika'nın yakmış olduğu yeşil ışık ile İran tarafından desteklenen güney hareketleri yoluyla güney cephesi açıldı. Amerika, Ortadoğu haritasını yeniden şekillendirme ve parçalama işlemini gerçekleştirebilmek için İran ve partisini etnik ve mezhep fitnesini gerçekleştirmenin bir aracı olarak kullanmak istiyor. Tüm bunlar İngiltere'nin; Yemen'i ve iki taraflı hareket eden adamlarını desteklemeye çalışmakla birlikte kendisine dost olan ordudaki adamlarını koruyamamış Amerika ve uşakları aracılığıyla ortadan kaldırılma operasyonu gerçekleştirilmişti. Amerika ise bu operasyonları kimi zaman orduyu yeniden yapılandırmak suretiyle, kimi zaman suikastlarla, kimi zaman da uşaklarının araçlarıyla gerçekleştirdi.
Bazı medyacılar ve siyasiler; İngiltere'nin Hutileri ve onların liderlerinden isimleri belirtilen bir kısmını İngiltere tarafından şekillendirilen ve Güvenlik Konseyinden çıkan karar gereğince mutlaka cezalandırılmaları gereken cemaatler ve kişiler listesine aldığını söylediler. Amerika'nın ise bu isimleri silmiş olması bu devletlerin, Güvenlik Konseyi kararlarını kendi çıkarları için kullandıklarına ve kendi çıkarlarıyla uyumlu olmadıkça Yemen halkının çıkarlarını önemsemedikleri anlamına gelmektedir.
Biz ise Yemende siyasi çözümün önünde var olan engellere yaptırımı öngören 2140 sayılı Güvenlik Konseyi kararının ardından çıkartmış olduğumuz beyanda bu hususu söylemiştik. Amerika ise güç kullanarak özellikle de orduyu yeniden yapılandırmak suretiyle Yemen üzerinde nüfuz kurmayı başarmıştır. Amerika'da haftalarca kalan Savunma Bakanı başta olmak üzere ordu komutanlarından bir kısmının dostluğunu kazanmak suretiyle Yemen'i nötralize etmeyi başardı. Yine aynı şekilde para veya tehdit veya birtakım şeyler vadetmek şekliyle İran ve Hûsî milisleri aracılığıyla da onların bir kısmının dostluğunu kazandı.
Ey Yemen halkımız! Ey oruç tutan Müslümanlar! Her ne kadar bu savaşçılar çekildiler ve Güvenlik Konseyi'nin kararına boyun eğdilerse de bu sadece yatıştırıcı, palyatif bir durumdur. Çok geçmeden ülkenin birçok yerinde aynı araçlar veya daha başka araçlarla cepheler açılacaktır. Çünkü Amerika, projesini ve planını sonsuza dek dondurmayacaktır. Bu milislerin silahlarını teslim edip siyasi sürece girdiklerini varsaysak dahi bu şu anda içerisinde bulunduğumuz durumda çok uzak bir husustur. Zira sulta ve yönetim üzerindeki çatışma, siyasi çekişmeyi, husumetini yönlerini artıracak ve bu büyük devletler savaşmak yoluyla gerçekleştiremediklerini siyasi yönden gerçekleştirmek için çabalayacaklardır. İşte bu taraflar; Suudi ve İran gibi Batının tahakkümü altında bulunan bölge devletlerinin ellerindeki araçlardan başka bir şey değildirler. Bu nedenle çatışma devam edecek ve Yemen halkı sessiz kaldığınız sürece bu çatışmanın yakıtı olacaktır!
Yemen'deki siyasilerin Rablerine dönmeleri, zalimlere ve onların Güvenlik Konseylerine meyletmemeleri gerekir. Onlar hakkında caiz olan husus sözleri nedeniyle Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın:
يَقُولُونَ نَخْشَى أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى اللّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُواْ عَلَى مَا أَسَرُّواْ فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ "... Korkarız bir zaman inkılâbı ile İslâm mağlûp olur derler. Fakat yakındır ki, Allah, Müslümanlara zaferi veya kendi katından bir emri (münafıkların açığa vurulması emrini) getirir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar" [Maide 52] ayetinde belirtilen kimselere benzedikleri gerekçesiyle onlara doğru koşuşturmalarıdır. İşte onlardan bazıları zalimlere karşı meylettiklerinden pişman olmuşlardır. Ancak onlar, batı ve kültürü ile olan işlerini sonlandırmadılar. Böyle yapmış olsaydılar ve bilseydiler bu onlar için daha hayırlı olurdu. Şimdi bizler daha önce seslendiğimiz gibi Yemen halkına sesleniyoruz, yalvarıyoruz ve diyoruz ki: Batıdan ve Güvenlik Konseyi'nden özellikle de Amerika'dan sakınınız, dikkatli olunuz. Aksi takdirde Şeytan onlara birçok vaatte bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaatte bulunduğu Batının planlarını gerçekleştirmek üzere ucuz istekler için onların kanlarını akıtmış olursunuz. Şimdi ise nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışan Hizb-ut Tahrir'in muhlis gençleri ile çalışmaya geliniz ki böylece kanlarımız korunsun, namuslarımız himaye edilsin, düşmanlarımızla savaşsın, Rabbimizin şeriatını içimizde tatbik etsin ve bizim için oruç kalkanımızdan daha güçlü bir kalkan olsun. Zira su ile oruç tutan kimselerin oruçları onların birbirleri arasında savaşmaları hususunda caydırıcı olmamıştır. Dolayısıyla bu kimselerde oruç tutmanın hikmetindeki takva nerededir? Eğer akledebiliyorlarsa onlara sorunuz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |