18-19 Aralık 2014 Perşembe ve Cuma günleri Yemen haber sitelerinin birçoğu, "Amerika Büyükelçiliğinin Hadi'ye askeri darbeden haberdar etmesi üzerine ordu kırmızı alarma geçti" başlıklı bir haber yayınladılar. Haberde şöyle denildi: "Yemen Cumhurbaşkanlığında görevli bir yetkili, Amerika'nın Sana büyükelçiliği yanı sıra Arap büyükelçilikleri de Cumhurbaşkanı Hadi'ye önümüzdeki birkaç saat içinde askeri darbe olacağını bildirdiler. Darbenin eski Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih başkanlığındaki Genel Halk Kongresine yakın subayların desteğiyle Birinci Zırhlı Tümen komutanı Tümgeneral Ali Muhsin el-Ahmar yandaşı askerler önderliğinde yapılacağını aktardılar."

Sözde Ulusal Meclis tarafından ordu ve güvenliği koruma bildirisi yayınlandı. Askeri, güvenlik, sivil ve hukukçuların geniş katılımıyla etkinlik düzenleme kararı alındı. İşte darbe haberi hemen bunun akabinde basına yansıdı. Gözlemcilere göre Ulusal Mecliste eski cumhurbaşkanı Ali Salih ile Ali Muhsin yandaşı subaylar etkin. Bundan önce de Suudi Arabistan tarafından yürütülen uzlaşma girişimine yönelik bilgiler basına sızmıştı. Uzlaşma işaretleri daha önce başlamıştı. Ama Amerika, o zaman Sana'ya girip Ali Muhsin'i kovan Husiler aracılığıyla bu uzlaşma girişimini sekteye uğratmıştı.

İster darbe haberi doğru olsun, isterse olmasın Yemen'in vakıası, siyasi olaylar ve uluslararası çatışma, Yemen'deki durumun ne hale geldiğini, birbirleri ile çatışan ülkelerin koridorlarında ve bunların siyasi uzantılarında neler olduğunu gözler önüne seriyor. İngiltere, darbe ya da seçimler yoluyla olsun nüfuzunu ve adamlarını geri kazanmaya çalışıyor. Bunun için hazırlık yapıyor. Tabii bu biraz zaman alacak. Ama tercihi seçimden yana. Çünkü seçim, istikrar sağlar. Seçimlerde rakiplerinin usulsüzlük ve zayıflığını istismar edebilir. Hizb-ut Tahrir, bundan birkaç ay önce özellikle Barış ve Ortaklık anlaşması ile ilgili olarak Yemen sahnesinde gelişen olaylar hakkında bir soru-cevap yayınlamıştı. Soru-cevapta Yemen üzerinde çekişen uluslararası aktörleri, İngiliz-Amerikan çatışması olarak adlandırmıştı. Amerika'nın, Husiler ve Güney Hareketini destekleyen İran aracılığıyla Yemen'de İngiltere nüfuzu ile çekiştiğini söylemişti.

Soru-cevapta Hizb, Yemen üzerinde bu ülkeler arasında çatışmanın devam edeceğini ve çatışma dursa da sadece geçici olarak duracağını ifade etmişti. Çünkü bu ülkeler arasındaki çatışma, inandıkları kapitalist ideolojinin bir ürünüdür. Kapitalist ideolojiye göre çatışma kaçınılmazdır ve onun pislerinden bir tanesidir. Halkların kaderi, sömürgeci devletlerin hiç umurunda değil, tek umurlarında olan şey çıkarlarıdır. Halklar, o devletlerin çıkarlarına hizmet ettiği sürece vardır.

Soru-cevapta Hizb, küstah Amerika karşısında nüfuzunu korumak için İngiltere'nin iki yönde hareket edeceğini açıklamıştı. Birincisi: Cumhurbaşkanı Hadi'yi güçlendirmek, Husiler ve Güney Hareketi karşısında Hadi'nin yetkilerini kullanmak için var gücüyle onu desteklemeye çalışacaktır. Hadi onlarla birlikte hareket ediyor gibi gözükse de aslında öyle değildir. Nitekim İngiltere, küstah Amerika karşısında her zaman bu politikayı güdüyor, demişti. Eğer böyle yapamazsa, diğer yön olan ikinci kartını devreye koyacağını, Ali Salih ve oğlu Ahmed ve yandaşları gibi adamları üzerinden tekrar nüfuz kazanmaya çalışacağını belirtmişti. Nitekim Ahmed'in Husilerle birlikte hareket ettiğini, onların arasına sızarak uzlaşma kapsamında tekrar gücünü toplamaya çalıştığını, İngiltere'nin onu bu yöne ittiğini, Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan aracılığıyla onun için tüm ortamı hazırladığını söylemişti.

Sözde Barış ve Ortaklık anlaşması çerçevesinde varılan bu orta çözüm politikası, uzun sürmeyecektir. Çünkü Yemen'i destekleyen İngiltere liderliğindeki donör ülkeler, Husilerin eylemlerinden ve devlet içinde devlet oluşturmalarından, Barış ve Ortaklık Anlaşmasını ihlal etmelerinden rahatsızlar. Bu da Amerika ve yandaşlarının başını büyük derde sokuyor. Bu ülkeler tarafından Ulusal Diyalog sonuçları temelinde ordu ve güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılmasını reddedici açıklamaları da buna ekleyebiliriz. Bu güçler nezdinde Ulusal Diyalog sonuçları helvadan put gibi. Amerika, yeniden yapılanma kisvesi altında Husileri ordunun içine sokmaya çalıştı. Çünkü Amerika, çıkarını gerçekleştirmek için Husileri teröre karşı savaşta uygun bir yakıt olarak görüyor. Yemen, krizler ve felaketlerle boğuşuyor. Bütün bunlar, uluslararası çatışmanın Yemen üzerindeki yansımalarıdır. Yemen halkı daha ne zaman uyanacak?

Ey Yemen halkı! Daha önce Batı, projeleri ve çürük fikirleri için sizi kobay olarak kullanıyordu. Şimdi ise uluslararası çatışmanın yakıtı haline geldiniz. Allah'ın ipini bırakıp Batının ipine sarıldınız. Kirli emeller uğruna verilen bağışlarla refah ve iyi bir yaşam elde edeceğinizi sandınız. Rabbinize geri dönüp Batının uşaklarına engel olmadığınız, ilk önce Allah'ın emrine sonra da Hizb-ut Tahrir'in Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet çağrısına icabet edip sömürgeci Batıyı kovmadığınız sürece asla refaha ulaşamayacak ve istikrar bulamayacaksınız.