حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2018–MB–TR–09 |
H. 19 Cumâde’s Sânî 1439 M. Çarşamba, 07 Mart 2018 |
Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, Allah Yolundan Alıkoymak İçin Zalimane ve Kindar Bir Şekilde Hamza Muhammed Beni İsa’yı Üç Yıl Hapis Cezasına Çarptırdı
Zorba güvenlik güçleri ve Ürdün yargı sisteminin Hizb-ut Tahrir ve gençlerine yönelik kuduzca saldırısı devam ediyor. Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, 07 Mart 2018 Çarşamba günü, Hizb-ut Tahrir gençlerinden Hamza Muhammed Beni İsa’yı halkı rejime karşı kışkırtmak ve yasadışı Hizb-ut Tahrir derneğine üye olmak suçlamasıyla haksız yere ve kindar bir şekilde üç yıl hapis cezasına çarptırdı. İsa, 1 Ocak 2018’den beri tutukluydu.
Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz, resmi pozisyon ve makamlarını kullanarak Hizb-ut Tahrir ve gençlerine baskı yapan, Allah’ın indirdiğiyle yönetmeyen rejime körü körüne itaat ederek gençleri cezaevi ve zindanlara dolduran, ümmet düşmanları ile ittifaka girip insanları zillet ve helake sürükleyen, Rabbimiz Allah dedikleri için Hizb-ut Tahrir gençlerine musallat olan, İslami hayatın yeniden kurulmasına çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan, Allah ve Rasûlü’nün emrettiği şekilde İslam temelinde rejimi muhasebe eden, Allah’ın
وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَآ أَنزَلَ اللّهُ “Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet.”[Maide 49] kavli celiline uyarak gerçek hayatta İslam hükümlerini uygulamak için çalışan gençlere güvenlik güçleri ve Devlet Güvenlik Mahkemesi yoluyla zorbalık ve zulüm yapan rejim ve avanelerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlatıyoruz:
إِنَّ اللَّهَ لَيُمْلِي لِلظَّالِمِ حَتَّى إِذَا أَخَذَهُ لَمْ يُفْلِتْهُ “Allah zalime mühlet verir. Ama gazabını indirmeye hükmettiğinde ise o kişiyi hiç kimse kurtaramaz”
Kuşkusuz Hizb-ut Tahrir, şeri nasslara dayanan meşru bir partidir. Feragat edilmesi imkânsız şeri bir farzı yerine getirmek için çalışır. Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın buyruğuna uymak için kurulmuştur:
وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”[Ali İmran 104] Hizb, Allah’a tevekkül ederek, tüm engeller ve zorluklara göğüs gererek hedefini kilitlenmiştir. Zalimlerin zulmüne aldırış etmez. Kindarların kini onu bu yoldan caydıramaz. Fikri siyasi çalışma yapar, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metoduna motamot uyduğu için şiddet içerikli hiçbir fiziksel eyleme başvurmaz. Rejimce kaleme alınan insan yapımı yasaları baz alarak Hizb-ut Tahrir’i yasadışı dernek olarak tanımlayan kanunun bizim nazarımızda hiçbir değer ve kıymeti harbiyesi yoktur. Bunlar, ümmet düşmanı sömürgeci kâfirlere boyun eğmek, İslam ve Müslümanlara savaş açmak, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasını önlemek için yapılmış yasalardır. Düzeni yıkmaya teşvik etmek suçlamasına gelince, bu, İslam davasını taşıyan Hizb-ut Tahrir gençlerine verilen cezanın ağırlaştırılmasını amaçlayan bir suçlamadır. Aptalca bir suçlamadır. Rejimin İslam’a savaş açmasıdır. Eğer İslam ve hükümleri, İslam hükümlerini uygulayan devlet, siyasi düzen tarafından istenmiyorsa, o zaman Hizb-ut Tahrir gençlerinin İslam hükümlerini uygulama çağrısı nasıl düzeni yıkmaya teşvik etmek olabilir?
Ey Müslümanlar!
Hakkı haykıran, istihbarat ve rejimin zindanlarında tutuklu bulunan 11 Hizb-ut Tahrir’li din ve kan kardeşlerinizden zulmü bertaraf etmek için çalışmak şeri bir vecibedir. Bunlar, mahremiyetleri ihlal edildikten, çocuk ve eşlerine gözdağı verildikten sonra hapis, gözaltı, sindirme, yargılama ve haksız cezalara maruz kalmış gençlerdir. Zulmü def etmek, zalime engel olup hakka döndürmek için harekete geçmenin zamanı gelmedi mi? Bu sizin için Rabbinizin azabından bir kurtuluştur. Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
وَاللَّه لَتَأْمُرُنَّ بالْمعْرُوفِ، وَلَتَنْهوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ، ولَتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدِ الظَّالِمِ، ولَتَأْطِرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْراً، ولَتقْصُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ قَصْراً، أَوْ لَيَضْرِبَنَّ اللَّه بقُلُوبِ بَعْضِكُمْ عَلَى بَعْضٍ، ثُمَّ لَيَلْعَنكُمْ كَمَا لَعَنَهُمْ“Hayır, Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrailoğulları’na lânet ettiği gibi size de lânet eder.”
Şöyle buyuran Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya hamdolsun:
فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ أَنجَيْنَا الَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ السُّوءِ وَأَخَذْنَا الَّذِينَ ظَلَمُواْ بِعَذَابٍ بَئِيسٍ بِمَا كَانُواْ يَفْسُقُونَ“Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.”[Araf 165]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |