حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2018–MB–TR–18 |
H. 11 Şevvâl 1439 M. Pazartesi, 25 Haziran 2018 |
Siber Suçlar Yasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Ümmete Karşı İşlenmiş Bir Suçtur
Razzaz hükümeti geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı açıklamada 2018 tarihli Siber Suçlar Yasasında değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısını meclisten geri çekmeyeceğini belirtti. Düzenlediği basın toplantısında Razzaz hükümeti, (önceki) hükümetin kanun tasarısı ve esbabı mucibesini “Başbakandan yapılan resmi açıklamalara göre” 28 Mayıs’ta meclise sunacağını söyledi.
Bazı yetkililer, bu tasarının gerekliliğini savunmakta zorlandılar. Önceki hükümet resmi sözcüsü, siber suçlar yasasında değişiklik önerilerinin genel özgürlükleri etkilemeyeceğini, ifade özgürlüğü ya da düşünceyi kısıtlamayacağını söyledi. Söz konusu değişikliklerin nefret söylemini açıkça tanımladığını belirtti. Yasama ve Görüş Divanı Başkanı Nufan El Acarmeh, son zamanlarda nefret söylemindeki artışın, yasa koyucudan yeni yasa yapma ve ceza koymayı gerektirdiğini vurguladı. Kanunda önerilen değişikliklerin onaylanması için bu ayın sonunda meclise sunulacağını kaydetti. Medya Kurulu Direktörü Muhammed Katişat, değişiklik tasarısına eklenen suçlar, aslında insanların çıkarlarını ve haklarını korumak için olduğunu söyledi. Buna karşılık nefret söylemini suç haline getirdiğini belirtti.
Yetkililer tarafından yapılan çeşitli açıklamalar ve yürürlükteki bu tür yasalar, İslam ülkelerindeki diğer rejimler gibi Ürdün rejiminin korku ve panik içerisinde olduğunu ve bu yüzden manipülasyona başvurduğunu gösteriyor. Bunun için böyle baskıcı ve cezai yaptırımlar getiren yasaları yürürlüğe sokuyor. Ancak kısa bir süre önceki cezaları ağırlaştırmak için bazı değişiklikler ilave ediyor, yeni cezalar getiriyor. Siber suçlar yasasında değişiklik yapılmasına dair yasa tasarısı bunun en son örneğidir. Yasa tasarısı, artan bilinç, ümmetin saptırıcı ana akım medyadan kurtuluş arzusuna ve medya sansürüne bir misillemedir. Artık sosyal medya gibi “alternatif ve interaktif bir medya” var. Sosyal medya, devlet medyasının sansürünü, kontrol ve manipülasyonunu, ölüm kalım meseleleriyle ilgili uyguladığı karartmaları kırdı. IMF ile yapılan anlaşmalar, büyük yolsuzluk davaları, Netanyahu, Kuschner ve Greenblatt gibi ümmetin düşmanlarıyla yapılan görüşmeler, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Rejim ve hükümet, ülke ve halkın çıkarlarına karşı kurduğu entrikayı, yaptığı anlaşmaları, aldığı önlemleri, ümmetin düşmanları yararına gizlice onayladığı teslimiyetçi anlaşmaları gizliyor...
Dolayısıyla hükümetin, mecliste onaylanması için siber suçlar yasasında değişiklik yapılmasına dair bu kanunu tasarısını sunması kaçınılmazdı. Bu kanunla ümmet korkutuluyor, terörize ediliyor, konuşan ağızlara ket vuruluyor. Ümmet, yöneticileri muhasebe etme, kâfir Batı ve Yahudi varlığıyla işbirliğini hesaba çekme şeri görevini uygulamaktan alıkonuluyor. Böylece kâfir Batı, bölgedeki çıkarlarını gerçekleştiriyor. Sözde yüzyılın anlaşması ve verilen diğer tavizlere gelebilecek tepkilere önlüyor. Halkına yalan söylemeyen, yöneticilerin uykularını kaçıran öncü dava erlerini Allah yolundan alıkoyma girişimlerini sürdürüyor. Çünkü dava adamları, hükümetin entrikasını, İslam ile mücadelelerini deşifre ediyor. Ümmete otoritesini geri verme ve İslami şeriatın hükümlerini uygulamak için kapsamlı kalkınma projesini gerçekleştirme çabalarına karşı verdikleri mücadeleyi ifşa ediyor.
Siber suçlar yasasında değişiklik yapılmasına dair yasa tasarısının dayanak noktası, insanların hak ve çıkarlarını korumak değildir. Yetkililerin, değişiklik yasa tasarısının esbabı mucibesinde iddia ettikleri gibi (ulusal birliği) muhafaza da değildir. Aksine rejim, eylemleri ve baskıcı insan yapımı yasalarını yasallaştırmak için insanların mustarip olduğu sorunları istismar ediyor. Hatta İslami fikir ve hükme inananlara, bağımsız siyasal İslami Devlet projesi taşıyanlara karşı adeta savaş yürütüyor. Bu sayede zorba cürümlerini örtbas ediyor. Yozlaşmış iktidarın eleştiri ve muhasebe edilmesini önlemek için Allah’a davet edenleri, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayanları nefret söylemi adı altında tutukluyor. Batının değer ve hayata bakış açısını Müslümanlara dayatmak için sömürgeci kâfir Batının isteklerini uyguluyor. Devlet medyası ve siyasiler, İslam ve düşüncelerine karşı nefret söylemi pompalıyor. Baskıcı yasaları korumak için laiklik ve sivil devlet goygoycularına platform sunuyor.
2018 Siber Suçlar Yasasında yapılması öngörülen değişiklikler yasa tasarısında, nefret söylemi şöyle tanımlanmaktadır: “Fitne çıkaran, dinsel, mezhepsel, ırksal veya bölgesel narayı kışkırtan ya da bireyler veya gruplar arasında ayrımcılık yapan her eylem ya da söylemdir.”Nefret söyleminde bulunanlar üç yıl hapis cezası çarptırılabiliyor. Bu belirsiz ve kapalı tanımlama, soruna çözüm değildir. Önceki insan yapımı yasaların görsel, işitsel, basın-yayın ceza kanununda yapılan bazı değişiklikler de soruna çözüm olmayacaktır. Açıkçası bu değişikliklerden amaç, ağızlara ket vurmak, zihinlere engel koymak, hakka davet edenleri korkutmaktır. Yasalaşırsa, partililer, sendikacılar, gazeteciler hatta internette aktif olan sıradan insanlar bile bu değişikliklerden nasibini alacaktır. Uluslararası Kâr Amacı Gütmeyen Hukuk Merkezi, “Nefret söylemi tanımı, belirtildiği gibi, meşru ifadeleri haksız şekilde kısıtlayabilir. Çünkü sunulan tanım, belirsiz ve kapalıdır”diyerek tanıma bir yorumda bulundu.
Sorunun temeli, insan yapımı kanunların insanlığın sorunlarını çözememesidir. Bu da insan yapımı yasaları kusurlu ve keşmekeş hale getirmektedir. İnsan yapımı yasalarda reform yapmak veya artırmak ya da eksiltmek, mevcut sorunları çözemez ve ortaya çıkan yeni sorunlara da çözüm üretemez. Hatta uygulanan aynı yasadan bile hesapta olmayan yeni sorunlar doğar. Allah Subhânehu ve Teâlâ ne kadar doğru söylemiştir:
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”[Mülk 14] Ürdün devletinin ve tüm Müslüman ülkelerin sorunu, insanların sorunlarının tedavisinde İslami Şeriatın yanı sıra insanlar arasında adaleti yerleştiren, yönetici ve yönetilen her hak sahibine hakkını veren şeri hükümlerle eş zamanlı olarak Şeriatın öngördüğü cezaların uygulanmamasıdır.
Onun için biz, tüm aktörleri, aktivistleri, sendikacıları, gazetecileri, avukatları ve ilgili tüm tarafları, siber suçlar yasasında değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısının mecliste yasalaşmasına engel olmak, dahası insan yapımı zorba yasaları İslami yasalarla değiştirmek için ciddi çaba sarf etmeye çağırıyoruz. Bilinmelidir ki ne bu yasa ne de hak ve adalet davetçileri ve dava erleri ile mücadele için rejimin çıkardığı yasalar, hak ve adalet devleti, ümmetin gerçek projesi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma çalışmasını engelleyemez. İslam ülkelerindeki rejimler, bu projenin etkinliklerini duymak ve görmekten oldukça çok korkuyorlar. Proje, tüm laik eğilimlere kendi fikrini empoze ediyor. Doğrudan temaslarla ya da sosyal medya veya internet siteleri aracılığıyla Allah’a olan bağlılık ve sadakatini gösteriyor. Hükümet ise bu yasa yoluyla cezaları ağırlaştırarak bu sitelere girmekten insanları korkutmaya çalışıyor. Yasa, İslam’a yapılan davetleri, iyiliği emredip kötülüğü yasaklamayı, nefret söylemi haline getiriyor. Rejim, hedefine ulaşmak, İslami değerleri dışlamak, ümmetin bilinçli ve kalkınmacı projesine mani olmak, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasını engellemek için yasayı bir baskı aracı olarak kullanacaktır.
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَىٰ إِلَى الْإِسْلَامِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ“İslâm’a çağırıldığı halde Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.”[Saff 7]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |