حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2022–MB–TR–26 |
H. 25 Safer 1444 M. Çarşamba, 21 Eylül 2022 |
Mutabakat Muhtırası ve Mali Yardımlar, Sömürgeci Amerika’nın Riskli Bir Hegemonya Aracıdır
16 Eylül 2022 Cuma günü Washington’da, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanı Ayman Safadi ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, stratejik ilişkilere ilişkin yeni bir mutabakat muhtırası imzaladı. Muhtıra, Amerika’nın önümüzdeki yedi yıl boyunca Ürdün’e vermeyi planladığı mali yardım ile Amerika’nın Ürdün’ün güvenliğine ve istikrarına olan bağlılığının çerçevesini çiziyor. Ürdün Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, iki bakan iki ülke arasında dördüncü muhtırayı imzaladı. Açıklamada “Amerika Birleşik Devletleri, 2023 mali yılında başlayıp 2029 mali yılında sona ermek üzere Ürdün’e yılda 1,45 milyar ABD Doları tutarında ABD dış yardımı sağlanmasını desteklemektedir. İkili ilişkiler açısından Stratejik Ortaklık Muhtırası, Ürdün’ün istikrarına, stratejik ortaklığın kalıcılığına bağlılığı temsil eden en kritik araçlarından birini temsil eder.” denildi.
Amerika, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra zengin ve kurnaz bir sömürgeci süper güç olarak siyaset sahnesine çıktı. Dış yardımlara öncelik verdi, Ulusal Güvenlik kapsamında ABD bütçesinde dış yardımlara belli bir limit ayırdı. ABD bütçesinin yüzde 1 oranını geçmeyen mali yardımlar, modern sömürge üsluplarından biridir. Ortadoğu’da neo-sömürgeci bir güç olarak belirdiğinden bu yana Amerika, halkları sömürgeleştirmek, hegemonyasını ve nüfuzunu yaymak için bu modern üslubu izliyor. Bu yardımlar, doğrudan askeri sömürgecilik kadar zararlıdır. Sömürgeci ülkelere siyasi, askeri, ekonomik ve güvenlik olarak sadakat, bağımlılık ve bağlılık yaratan üsluplar arasındadır.
Ürdün rejiminin Amerika ile imzaladığı mutabakat muhtırası, Amerika’nın Ürdün’e yapacağı mali yardım ile ilgili bir mutabakat değildir, aksine Amerika ve Ürdün arasında stratejik ortaklığa ilişkin ikili bir mutabakat muhtırasıdır. Mutabakat muhtırası, parlamentoya sunulacak anlaşmalardan değildir, bir niyet anlaşması gibi yasal veya uluslararası olarak bağlayıcılığı da yoktur. Daha da önemlisi, mutabakat muhtırası, genellikle güçlü bağışçı ülkenin yararına olan taraflarca açıklanmayan birçok gizli öğe içeriyor. Zayıf ve muhtaç devlet, açıklanmayan tüm emirlerinde o güçlü devlete boyun eğer. Safadi’nin El Memleket televizyona verdiği özel bir röportajda söylediği gibi, “Yardımlar, koşulsuz ve artabilir” değildir.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Amerika ve Ürdün arasındaki stratejik ortaklığa ilişkin ikili mutabakat muhtırası imzalanması hakkında yaptığı ortak açıklamada, “Amerika, Ürdün’ün güvenliğine ve refahına bağlıdır. Bu Mutabakat Muhtırası, bölgesel sınamaların ağır etkisini hafifletmesi, Kral II. Abdullah’ın ekonomik reform programını desteklemesi ve ABD ile Ürdün arasındaki yakın ilişki bakımından gücünü gösteriyor.” ifadelerine yer verdi.
Ürdün Dışişleri Bakanının, varlığını inkâr ettiği yardım şartlarının detayları, görünüşe göre aşağılayıcı olduğu için gizli tutuluyor. Ama genellikle Ürdün halkı, Amerika ve Yahudi varlığı arasındaki ilişkiler ve anlaşmalar ile ilgili olarak hükümet tarafından yapılan açıklamalara pek inanmaz. Zaten bu anlaşmalar, resmi ve gayri resmi yerel medyada yer almaz. Ürdün halkının tanık olduğu ve yaşadığı gerçeklik, Amerika’nın Ürdün’e yaptığı ucuz yardımları ve desteği yalanlamaktadır. Amerika, Ürdün’deki çıkarlarını gerçekleştirmek ve ulusal güvenliğini sağlamlaştırmak için bu yardımları vermektedir. Carnegie Endowment üyesi Aaron David Miller, bu Mutabakat Muhtırası hakkında şunları söyledi: ABD, önceliklerini Asya’ya kaydırdığı için, Mutabakat Muhtırası bağlamında ikili yardımlardaki artış, küçük bir yatırım olacaktır.” (Axios)
Amerika, geçen yıl Ürdün ile yaptığı ortak savunma paktı ile büyük çıkarlar elde etti. 14’ten fazla üs ve lokasyonda askeri varlığını güçlendirdi. Askerlerini Orta Doğu’ya konuşlandırmak için Ürdün önemli bir merkezdir. Bu kuvvetler yerel yasalara veya gözetime tabi değildir ve hareket özgürlüğüne sahiptirler. Şüphesiz Ürdün güçlerinden istenilen askeri roller, açıklanmayan en önemli mutabakattır. Amerika ayrıca, hükümet ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla, sosyal, eğitim, sağlık ve ekonomik kurumlara yardım sağlama koşulları ve kadınları güçlendirmeye yönelik yasalar ile yozlaşmış laik uluslararası değerleri ve yasaları empoze etmektedir. Çocuk Yasası’nın kurnazlıkla, hileyle ve sahtekârlıkla Temsilciler Meclisi’nden geçmesi buna sadece bir örnektir.
Bu yardımlar ve sözde ortaklık ve stratejik ilişki sayesinde Amerikan büyükelçisi, yerel ve belediye kurumlarına ziyaretler gerçekleştiriyor, sorgusuz sualsiz özgürce zehirli direktiflerini iletiyor. Ayrıca bu yardımlar Vadi Araba Anlaşmasının, Yahudi varlığını ve barış anlaşması imzaladığı ülkeleri destekleme stratejisinin bir parçasıdır. Amerika, bazı bölgesel ülkelerle Enerji, Gaz ve Su Niyet Anlaşması gibi ortak ekonomik ve bölgesel anlaşmaları imzaladı.
Ürdün ve Amerikan taraflarınca mutabakat muhtırasının amaçlarını örtbas etmek için öne sürülen gerekçeler, çürüktür kamuoyunu kandıramaz. Amerika bu yardımlara geçen yüzyılın ellili yıllarında başladı. Aparatı IMF aracılığıyla bütçe açığını ve fahiş borçları finanse etti, başarılı projeleri özelleştirdi. Bu yardıma olan ihtiyacı haklı çıkarmak için devasa zenginliklerin keşfedilmemesini sağladı. Ürdün’deki yoksulluk yapaydır, ABD’nin mali veya siyasi desteğinden ziyade İslam ideolojisine ve İslam ümmetinin samimi liderliğine muhtaçtır. Ürdün İslam ideolojisi ile kalkınacak, zenginlikleri ve kaynaklarının yağmalanması önlenecek, sömürgeci kâfir ve bozguncu elin etkisi ortadan kalkacaktır.
Ey Müslümanlar! Ey Ürdün halkı! Ülkeyi Amerikan ve Avrupa sömürgeciliğinden kurtarmak için askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel tüm yönleriyle bu sömürgecilik kovulmalıdır. Zengin Müslüman ülkelerdeki uydu rejimlerin iktidarlarını korumak için ihtiyaç duydukları ve propagandasını yaptıkları bu mali yardımlar, kaçınılmaz olarak ortadan kalkacaktır. Çünkü kâfir ve sömürgeci güce dayanıyorlar. Yardımların gelmemesi zarar vermez. Kâfir sömürgeci Batı, Allah’ın izniyle yakında ümmetle yüzleşecektir. Bu yüzleşme, Raşidi Hilafet Devleti kurulduktan sonra olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّواْ عَن سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ“Şüphe yok ki, kâfirler mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. Kâfirler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.” [Enfal 36]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |