حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD-BA-2024-MB-TR-08 |
H. 26 Ramazan 1445 M. Cuma, 05 Nisan 2024 |
Genel Af Hükümsüzdür, İslam Şeriatı Uygulandığında Genel Affa Gerek Kalamayacak, İslam Hak Edeni Cezalandıracak, Affetmeyecek, Masum İnsanları İse Asla Hapse Atmayacaktır
Suç, çirkin bir fiildir. Çirkin, Şeriatın çirkin gördüğü şeydir. Bu nedenle Şeriat, bir fiili çirkin görmediği sürece o fiil suç olarak değerlendirilmez. Şeriat, bir fiili çirkin görmüşse, çirkinlik derecesine bakılmaksızın, yani suçun büyüklüğüne ya da küçüklüğüne bakılmaksızın o fiil suç olarak kabul edilir. Şeriat, çirkin bir fiili günah olarak kabul etmiş ve cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Suç, bizatihi suçtur. Geleneksel olarak, cezanın amacı insanları suç işlemekten caydırmaktır, yani insanları suç işlemekten alıkoymaktır. İslam cezaya cebiri de eklemiştir yani ahirette de cezayı gerektirir. Dünyada cezalandırıldığında, ahiretteki ceza düşer.
Ceza, sınırlı bir insan aklından çıkmışsa, kesin olarak yanlıştır, ama eğer, insanın Yaratıcısından gelmişse, hata olasılığı kesin olarak sıfırdır.
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” [Mülk 14] İslam’ın tüm zaman ve mekân için elverişli olduğuna inanan bir Müslüman, Şeriatta had ve tazir için öngörülen cezaların doğruluğundan ve hikmetinden bir an bile olsun şüphe etmez.
İslam Şeriatı, insanın başına gelen her olayın hükmünü, neyin helal, neyin haram olduğunu açıklamıştır. Bu nedenle Şeriat, emir ve yasaklar getirmiş ve insanları, emredilene uymakla ve yasaklanandan kaçınmakla yükümlü kılmıştır. Buna aykırı davranıldığında, çirkin bir fiil, yani suç işlemiş sayılır. İnsanların Allah’ın emrettiği şeyleri yapmaları ve yasakladığı şeylerden kaçınmaları için bu suçların cezalandırılması kaçınılmazdır. Bu emir ve yasaklara aykırı davrananlar cezalandırılmadığında bu emir ve yasakların hiçbir anlamı kalmaz. İslam Şeriatı, bu suçlara ahirette ve bu dünyada cezalarını olduğunu açıklamıştır. Ahirette suçluyu cezalandıran Allah Subhânehu ve Teâlâ’dır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, suçluyu kıyamet günü cezalandıracaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ“Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.” [Rahman 41]
Dünyada cezayı ise, yönetici uygular. Yani devlet, Allah’ın hadlerini, cinayet, tazir ve muhalefet hükümlerini uygular. Suçluya işlediği bir günahtan dolayı bu dünyada verilecek bu ceza, suçlunun ahiretteki cezasını düşürür, böylece cezalar, caydırıcı ve önleyici olurlar. Caydırıcı olmalarına gelince, insanları günah ve suç işlemekten caydırırlar. Önleyici olmalarına gelince, ahirette cezayı zorunlu kılar. Böylece devletin bu dünyada verdiği ceza nedeniyle Müslümandan ahiretteki ceza düşer.
Diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Ürdün’deki rejimin, halkın bir kısmını memnun etmek veya hapishanelerdeki aşırı kalabalığı hafifletmek için ve özellikle de yöneticiye karşı öfke ve hoşnutsuzluğun arttığı zamanlarda dini günlerde veya yöneticinin kişisel inisiyatifine göre çıkardığı genel affa gelince, temelden geçersizdir, sinir bozucu olduğu kadar endişe vericidir. Çünkü hükümleri aslen insan yapımı kanunlardan çıkarılmış olup, İslam’la hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca hükümlerin çoğu, siyasidir, rejime muhalefet etmekle ilgilidir, eleştiri ve muhasebe kapsamına girerler. Rejim bu kimseleri, özellikle de davet taşıyıcılarına hapse attığında, çağdışı insan yapımı anayasasının hükümlerini göz ardı etmekte, güvenlik, istihbarat servisleri ile Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin istediği hükümlere göre suçlamalar uydurmaktadır.
Milletvekillerinin acil oturumda kabul ettiği ve Kralın onayladığı af yasası, rejimin ve insan yapımı yasaların suç kabul ettiği suçları kapsıyor. Uyuşturucu suçları, zina, hırsızlık, zimmete para geçirme, sahtekârlık, yalan tanıklık, sahtecilik, sefahate teşvik gibi suçlar affediliyor. Tahliye edilen mahkumların 7355’i ıslah merkezlerinde; 4688’i çeşitli kabahatler ve 2667’si de uyuşturucu ile ilgili kabahatler nedeniyle cezaevinde bulunmaktadır. Peki kamu yararı ve sivil haklar bu suçların neresinde?
“Devletin iç güvenliğine karşı işlenen suçlar, fitne, terörizm, siyasal sistemi baltalamak, ulusal birliği ve Devletin mali durumunu zayıflatmak, kötü niyetli ve yasadışı dernek suçları” bu aftan muaf tutulmuştur. Bu terimler çok geniştir ve hâkimden hâkime ve zamandan zamana değişir. Bu kavramlar, ulusal güvenlik ve toplumsal barış adı altında, güvenlik servislerinin yorumuna göre oluşturulmuşlardır. Hizb-ut Tahrir gibi siyasi partilerde çalışanları ya da diğer aktivistleri, görüşlerini ve hoşnutsuzluklarını ifade edenleri, Gazze halkını desteklemek için orduların seferber edilmesi çağrısında bulunan gösterilerde tutuklananları, içeri atmak için üretilmişlerdir.
Her afta olduğu gibi Hizb-ut Tahrir gençlerinin, aftan muaf tutulmaları Hizb için bir onur ve şereftir. Hizb, rejime göre yasadışıdır, İslam’a göre Allah’ın farzlarından bir farzdır. Hizb sadece Allah’ın bir emrini yerine getirmek ve sadece O’na muhlis olmak için çalışmaktadır. Mükafatı Allah’a aittir, ümmetin düşmanlarının ve onlara bağımlılığının koruyucusu haline gelen bu tür rejimlerden bir af beklememektedir. Aslında İslam davetini taşıdıkları ve hükümlerini uyguladıkları için rejimlerin bu gençlerini tutuklaması caiz değildir.
Cezalara, hükümlerine ve bunların nasıl uygulanacağına gelince, Müslümanların görevi İslam’la hükmeden bir yönetici (Halife) olmadığında onu var etmek için elinden gelen çabayı göstermektir. Halifenin varlığı farzdır, hem de büyük bir farzdır. Zira Halife, âlemlerin Rabbinin koyduğu hadleri uygular, vacibin ancak kendisi ile tamamlandığı şey de vaciptir. Özellikle de hadlerin uygulanması, ümmetin iyiliği ve işlerinin doğruluğu için gerekli büyük bir farzdır. İbn Mace Sünen’inde Ebu Hurayra’dan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
حَدٌّيُعْمَلُبِهِفِيالْأَرْضِ،خَيْرٌلِأَهْلِالْأَرْضِمِنْأَنْيُمْطَرُواأَرْبَعِينَصَبَاحاً“Yeryüzünde uygulanan bir had, 40 sabah bereketli yağmur yağmasından daha hayırlıdır”
إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللهُ وَلَا تَكُن لِّلْخَائِنِينَ خَصِيماً“Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab’ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!” [Nisa 105]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |