بسم الله الرحمن الرحيم
Cinayet Suçları ve Huzurlu İnsanların Terörize Edilmesi, Büyük Bir Günahtır, Filistin Yönetimi ve Yahudi Varlığının Sorumlu Olduğu Sinsi Bir Plandır
Allah’tan korkun, kanınızı ve onurunuzu koruyun ey mübarek toprak halkı! Allah’tan korkun, kendinizi ve çocuklarınızı koruyun ey mukaddes toprak halkı! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu buyruğu yeter:
لَا تَحَاسَدُوا، وَلَا تَنَاجَشُوا، وَلَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَدَابَرُوا، وَلَا يَبِعْ بَعْضُكُمْ عَلَى بَيْعِ بَعْضٍ، وَكُونُوا عِبَادَ اللهِ إِخْوَاناً، الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يَخْذُلُهُ، وَلَا يَحْقِرُهُ التَّقْوَى هَاهُنَا وَيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ «بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ، كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ، دَمُهُ، وَمَالُهُ، وَعِرْضُهُ“Birbirinize haset etmeyiniz, neceş yapmayınız, (satın almak niyetinde olmadan, malın fiyatını artırmak) birbirinize buğz etmeyiniz, arka dönmeyiniz, bir kısmınız bir kısmınızın satışı üzerine satış yapmasın. Allah’ın kulları kardeşler olun! Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu alçaltmaz, ona yalan söylemez, onu hor görmez, takva işte şuradadır. Üç kere söyledi ve göğsüne işaret etti. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi yeter. Her Müslümanın her Müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır.”[Müslim]
Ey mübarek toprak halkı! Artan cinayetler ve mülklere açılan ateş, bir grubun yönetiminde bir tür organizeli suçtur. Filistin halkının iradesini kırmayı ve onları fitne bataklığında boğmayı amaçlıyor. Batı Şeria bölgelerinde yaşananlar, Kudüs ve 48’te işgal edilen Arap kasabalarında yaşananlardan pek farksızdır. Uzak yakın herkes, uyuşturucu ve silah tüccarlarının, suç çetelerinin Yahudi varlığındaki polis teşkilatının gözü önünde faaliyet gösterdiklerinin farkında. Polis, mülklere ateş açıldığında ya da saldırı olduğunda iş işten geçtikten sonra müdahale ediyor. Ardından suçluları tutuklamak için ciddi hiçbir eylemde bulunmuyor. Kudüs ve Arap kasabalarında yaşananlar, Batı Şeria’dakilerin bir kopyasıdır. Uyuşturucu ve silah satıcıları, suç çeteleri, güvenlik birimlerinin gözü önünde suç işliyorlar. Güvenlik güçleri, isimlerini ve kimliklerini bilmesine rağmen suçluları ciddi şekilde takip etmiyorlar. Ateş açma suçu işlendiğinde, iş işten geçtikten sonra ancak harekete geçiyorlar. Uyuşturucu ve silah satıcıları, eğer bir sebepten dolayı tutuklanırlarsa, insanlar arasında bozgunculuk çıkarsınlar diye hemen serbest bırakılıyorlar.
Ey aziz Müslüman kardeşler! Dininize olan bağlılığınız, dayanışmanız ve uyumunuz düşmanlarınızı öfkelendiriyor, Filistin sorununu tasfiye girişimlerine meydan okumanız, dininizi ve çocuklarınızı hedef alan projelere karşı duruşunuz, düşmanlarınızın pek hoşuna gitmedi. Çünkü düşmanınız, üstünlüğünüzün kaynağı olan İslam’a darbe vurma, ailelerinizi, çocuklarınızı ve toplumunuzun dinamiklerini yıkma politikası izliyor. Bunun için tüm araç ve yöntemleri kullanıyor, hatta yasa tasarıları, eğitim müfredatı ve medya politikaları, yaygın yolsuzluk ve üst düzey suçluların korunmasıyla paralel hareket ediyor. Hepsi de İslam’a saldırıyı ve mübarek toprak halkının kararlılığını kırmayı amaçlıyor. Eğitim politikaları ve müfredatının çocuklarınızı İslam’ın kavramları ve değerlerine göre yetiştirmek üzerine kurulu olmadığını biliyorsunuz. Öğretmenin öğrencilerini disipline etmesi yasaktır. Eğer bunlardan birini yaparsa, cezalandırılır ve uyarılır. Dolayısıyla öğretmen prestijini kaybetti ve eğitim, statüsünü yitirdi. Medya, samimilere ve İlahi İslam davetçilerine yasaktır, oysa ikiyüzlülere, Batı kültürü sırtlanlarına ve laiklere kapıları açıktır. Batı finansmanındaki kurum ve derneklerin organizeli faaliyetleri de buna eşlik ediyor, yozlaşmayı yaymak ve değerleri yıkmak için ülkeyi enine boyuna dolaşıyorlar. Daha sonra Filistin halkını bitirmek ve boyun eğdirmek için yardımcı yıkım faktörü olarak organizeli suç geliyor.
Ülkede yaşananlar, kazara değildir, kasıtlı bir eylemdir. Neredeyse her gün El Halil ve Kudüs’ün banliyölerinde maganda kurşunları atılıyor, evler ve dükkânlar hedef alınıyor, insanlara ve mallarına saldırılıyor. Olanlar, yönetim ve güvenlik birimlerinin sanki umurunda değil. Öte yandan, güvenlik güçlerinin mücahitlerin ve direnişçilerin takip kampanyalarına tanık oldunuz, evden eve takip ediyorlar. Tutuklananlar, silahlarını teslim edene kadar işkence görüyor. Bir yerleşimciye ateş açan bir silaha el konuluyor, sahibi takibata uğruyor. İnsanları günlük hedef alan bir silah ise kovuşturma veya tutuklama olmaksızın serbest bırakılıyor. Bu, Filistin yönetiminin Yahudi varlığının bir güvenlik kolu olarak faaliyet gösterdiği gerçeğini doğruluyor.
Otoritenin camileri kapatmak, namaz kılanları kovmak, dövmek, eziyet etmek için güvenlik birimlerini nasıl seferber ettiğini gördünüz. Facebook’ta aleyhinde paylaşımda bulunan, otoriteyi eleştiren veya ihmalkârlığını muhasebe edenler takibe uğruyor. Gümrük memuru “haydutlar”, vergi almak, para tahsil etmek için insanları sokak sokak takip ediyor. İnsanları terörize eden suçlular, özgür bırakılıyor, takip edilseler bile ciddi bir şekilde takip edilmiyorlar. Güvenlik birimlerinin görevi insanları korumak ve sivil barışı sağlamak olduğunu iddia eden Filistin Otoritesinin gerçekliği bu!
İslam Devletinin sorumluluğu, insanların tartışmasını önleyen nedenleri sağlamaktır, en büyüğü de insanların kalbine takva aşılamaktır. Bir davada çekişme yaşanırsa, yargı adalet ve insafla çabucak sona erdirecektir. İslam Devletinin mottosu, Ebu Bekr Sıddık Radiyallahu Anh’ın şu sloganıdır: “Zayıf olanınız hakkını alıncaya kadar benim yanımda en güçlünüzdür. Güçlü olanınız da kendisinden hak sahibinin hakkını alıncaya kadar benim nazarımda en zayıfınızdır.”Böylece insanlar arasında güvenlik ve adalet egemen olacaktır. Fakat Filistin Yönetimi de dâhil olmak üzere Müslüman dünyasındaki rejimler, kalplere huzur veren İslam ile savaşıyorlar, yolsuzluğu yayıyorlar, besliyorlar, insanlar arasındaki anlaşmazlıklara verimli bir ortam yaratıyorlar. İnsanlar, yargıya gittiklerinde davaları aylarca hatta yıllarca sürüyor, mahkemeler bir oturumdan diğerine ertelenip duruyor. Eğer yargıç, Allah’ın indirdiklerinden uzak insan yapımı bir yasaya göre karar verirse, o zaman insanlar arasında güvenlik ve adalet nasıl egemen olabilir?
Ey mübarek topraktaki sevdiklerimiz! Hepinize, takvalı ve asi olanınıza, iyilikte acele edenlere, kötülük işleyenlere sesleniyoruz, size Allah korkusunu tavsiye ediyoruz. Takva, Allah’ın, peygamberlerine ve tüm insanlara bir vasiyetidir. Size Allah’ın şu sözlerini okuyoruz:
وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” [Nisa 93] Size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Veda Haccındaki vasiyeti ile sesleniyoruz. SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
أَيُّ يَوْمٍ هَذَا؟» قَالُوا: يَوْمٌ حَرَامٌ، قَالَ: «فَأَيُّ بَلَدٍ هَذَا؟» قَالُوا: الْبَلَدُ الْحَرَامُ، قَالَ: «فَأَيُّ شَهْرٍ؟» قَالُوا: شَهْرٌ حَرَامٌ، قَالَ: «فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ حَرَامٌ عَلَيْكُمْ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا كَحُرْمَةِ شَهْرِكُمْ هَذَا كَحُرْمَةِ بَلَدِكُمْ هَذَا لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ، لَا تَرْجِعُوا بَعْدِي كُفَّاراً يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ “Dikkat edin bu (gün) hangi gündür? Diye sordu. Dediler ki: “Haram gündür.” SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Bu belde hangi beldedir? Diye sordu. Dediler ki: “Haram beldedir.” SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Bu hangi aydır” diye sordu. Dediler ki: “Haram aydır.” SallAllahu Aleyhi ve Sellem: İşte kanlarınız ve mallarınız da, yüce Rabbinize kavuşuncaya kadar, bu gününüz, bu ayınız ve bulunduğunuz bu yer gibi, birbiriniz için haram ve dokunulmazdır. Burada bulunan bulunmayana tebliğ etsin. Sakın benden sonra, İslam öncesi halinize dönüp birbirinizin boynunu vurmayın!” buyurdu.”[El Hâkim] Size Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözüyle sesleniyoruz:
لَزَوَالُ الدُّنْيَا أَهْوَنُ عَلَى اللَّهِ مِنْ قَتْلِ رَجُلٍ مُسْلِمٍ “Şüphesiz dünyanın yok olması Allah katında Müslüman bir kişinin öldürülmesinden daha ehvendir.” [Tirmizi] Ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu buyruğuyla sesleniyoruz:
مَنْ حَمَلَ عَلَيْنَا السِّلَاحَ فَلَيْسَ مِنَّا “Kim bize silah çekerse, bizden değildir.”[Buhari]
İşte peygamberlik hidayeti budur, yapışın. Şeytanın adımlarını uymayın, yoksa Allah yolundan saparsanız. Sabırlı ve kararlı olmanızı, insanlar arasında fitne arayışında olan suçluların peşinden gitmemenizi öneriyoruz. O fitne, helak etmedik ne bir güçlü ne de bir zayıf bırakır. Kimse canından veya malından emin olamaz. İnsanların evlerinden ve topraklarından göç etmeleri sonucunu doğurur, düşmanınızın istediği şey de budur işte. Uyanıklığınız, farkındalığınız, Yüce Allah’ın hükmüne bağlılığınız, Rasûl’üne itaatiniz, Allah’ın gazabına uğrayanlar ve onların dostlarına karşı üstün geleceksiniz. Böylece mübarek toprak, İslam ümmetinin iyilik meşalesi olarak kalacak, orada İslam’ın üstünlüğü nefes alacak, Hilafeti kurmak ve Beytül Makdis’i gaspçıların ve hain ajanların pisliğinden kurtarmak için ümmetin gayretlerini bileyecektir.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]
Sonuç olarak, tüm Filistin halkını, aşiretleri, ileri gelenleri, hareketleri, hizipleri, bir an önce ülkeyi düşmanların planlarından kurtarmaya, bu karmaşadan Filistin Yönetimi ve güvenlik birimlerini sorumlu tutmaya çağırıyoruz. Çünkü suçlular ve yozlaşmış insanlara kalkan olanlar, onlara engel olmayanlar, sivil barışı tehdit ediyor.
Allahım, mübarek toprak halkını, dinlerini, canlarını, soylarını ve mallarını koru, katından onlara yardımcı bir kuvvet ver.
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 13 Cumâde’s Sânî 1442
M. Salı, 26 Ocak 2021