Cumartesi, 14 Muharrem 1446 | 2024/07/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Abbas İhanetinde İnat Ediyor ve İhanetini Halkın, Arapların ve İslam'ın İhaneti Yapmak İçin Uğraşıyor

İman edenlerin en azılı düşmanı ve gazaba uğrayan Yahudiler, Filistin halkına karşı çılgınca bir kampanya yürütüyorlar. Cezaevlerindeki mahkûmlarımıza, Mescidi Aksa ve Kudüs halkına saldırıyorlar. Evleri yakıp yıkıyorlar, baskın düzenliyorlar, malları tarumar ediyorlar. Yüzlercesini tutukluyor, onlara ve ailelerine işkence ediyorlar. Atılan kurşundan dolayı onlarcası yaralandı. Masum insanlar öldürüldü. Biz, onların Allah katında şehit olmalarını umuyoruz. Öldürülenler arasında on üç yaşında bir çocuk da var. Yahudilerin saldırganlığı devam ederken yeryüzünün en kutsal yerinde Kâbe çevresinde Cidde şehrinde 18 Haziran 2014 Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin kırk birinci oturumunda Devlet Başkanı Abbas, ihanet, utanç ve rezalet kokan bir konuşma yaptı. Konuşmasında kurulan hükümetin "uzlaşma hükümeti"olduğunu, hem kendi hem de hain FKÖ'nün metodu üzerinde yürüdüğünü vurguladı. Ardından "Hükümet, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün programına bağlıdır. Hükümet, İsrail'i tanıyor. Biz de İsrail'i tanıyoruz. Hükümet, terörü reddediyor, biz de terörü reddediyoruz. Hükümet, uluslararası meşruiyeti tanıyor, biz de uluslararası meşruiyet tanıyoruz. Burada halkın kabul etmediği ve sevilmeyen bir nokta var. Hükümet, İsrail ile güvenlik koordinasyonu yapılması gerektiğine inanıyor. Güvenlik koordinasyonu bir rezalet değil" dedi.

İslam dünyasında Müslümanları temsil ettiğini iddia eden İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları'nın gözleri önünde, yöneticilerin ihanete ve İsrail ile olan ilişkileri normalleştirmeye hazır olduklarını söyledi ve "Arap ve işgal altındaki Filistin topraklarından "1967'de işgal topraklarından" çıkmak şartıyla herkes İsrail'i tanımaya ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye hazırdır." diye konuştu.

Yahudi varlığının politikaları ile mücadele hakkında ise şunları söyledi; "Uluslararası arenada ve her yerde diplomatik ve siyasi yolla mücadele edeceğiz. Asla silah kullanmayacağız. Silah kullanmak istemiyoruz. Uluslararası platformlarda sadece sözler ile mücadele etmek istiyoruz."

Abbas, 28 Mayıs 2014 tarihinde Ramallah'taki karargâhında yaklaşık 150'den fazla gazeteci ve "İsrail'in Şimdi Barış hareketi" aktivistler ile yaptığı bir toplantı sırasında "İsrail ile güvenlik koordinasyonu kutsaldır ve ister anlaşalım isterse anlaşmayalım bu güvenlik koordinasyonu devam edecektir" dediği kaydedildi. Eğer güvenlik koordinasyonu kutsal ise, öyleyse güvenliklerini korumak için Yahudiler ile işbirliği yapmak, kutsal sayılan bir farzı eda etmek anlamına gelir!

Açıktır ki Filistin yönetimi ve FKÖ lideri Abbas, her platformda ve her alanda Filistin ve halkına ihanetini açıkça ifade ediyor. Yahudilerin endişelerini gidermek için de onların güvenliğine verdiği önemi her fırsatta dile getiriyor. Yahudilerin varlığını mübarek topraklarda yerleştirmek için İslam dünyasına onların varlığını tanıma ve onlarla tam normalleşme safhasına geçme çağrısında bulunuyor.

Ey mübarek toprakların halkı! Allah da, Rasûlü de, müminler de sadece izzetli olanlara izzetli konuşma yapılmasını kabul eder. Abbas, aslında konferansta Müslümanlara hitaben konuşsaydı, daha güzel olurdu. Mısır, Pakistan, Türk ordusuna ve genel olarak da Müslüman ordusuna yönelik bir konuşma yapmalıydı. Mübarek Filistin topraklarını Yahudilerin pisliğinden temizlemek için o orduların azim ve kararlılıklarını seferber etmeliydi. Ama halkından ayrı düşerek ihaneti tercih etti ve katılımcılara hitaben "Asla silah kullanmayacağız. Silah kullanmak istemiyoruz." "Hükümet, İsrail'i tanıyor, biz de tanıyoruz" "Herkes, İsrail'i tanımaya ve İsrail ile olan ilişkileri normalleştirmeye hazırdır" türünden konuşmalar yaptı.

Onun bu konuşmasını dinleyen ama reddetmeyen adam kılıklı Dışişleri Bakanlarına gelince, ortalığı toz duman olup da yüzlerinin sürtülecekleri günü bekliyorlar. Bunlar, kendi insanlarını görmezden geldiler ve onlara karşı komplo kurdular. Filistin halkını hiç görmüyorlar.

Ey grup ve hareketler içindeki özellikle de el Fetih ve Hamas içindeki samimi insanlar! Abbas'ın kurban olan kardeşlerinizi ve arkadaşlarınızı nasıl görmezden geldiğine hem tanık oldunuz hem de işittiniz. Hatta onlara cephe aldığını, onların işgale karşı mukavemet çalışmalarını kaos ve yıkım olarak addettiğini, bu tür eylemlere bir daha asla izin verilmeyecek dediğini kulaklarınızla işittiniz. Yahudilerin güvenliğini tehdit eden veya istikrarını sarsan her şeyi darbe indirmek için nasıl Yahudiler ile el ele yürüdüğüne tanık oldunuz. Tüm bunlardan sonra daha Rabbinizi hoşnut edecek doğru dürüst tutum alma zamanınız gelmedi mi? Mücrim ve Allah'ın dinine ihanet edenlerin maskesini düşürme vakti gelmedi mi?

Ey mübarek toprakların insanları! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İsra yerine ihanet edenlere dur deme zamanı gelip de geçmek üzeredir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğunu bilmiyor musunuz?

لتأمرن بالمعروف، ولتنهون عن المنكر، أو ليوشكن الله أن يبعث عليكم عقابا من عنده ثم لتدعونه فلا يستجيب لكم "Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azap gönderir. Sonra Allah'a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez." [Beyhaki]

Filistin, Allah'ın mübarek kıldığı topraktır ve İslam akidesi ile bağlantılıdır. Bu topraklar üzerinde ne pazarlık olur ne de müzakere. Kendilerini Allah'ın dinine adamış ve Allah için cihat eden, hak ile güçlü, münker karşısında susmayan, herhangi bir düşmanı da dost edinmeyen adam gibi adamlar, bu toprakları kurtarma şerefine nail olacaktır.

Ey İslam dünyasındaki Müslümanlar! Size Mübarek Filistin topraklarından hitap ediyoruz, siz bizsiniz, biz de siziz. Filistin yönetimi, İslam dünyasındaki cebirsel rejimlerin kopyacı metamorfoz modelidir. Bunlar, göz göre göre kâfir yapımıdır. Çıkarlarını korumak için onları oraya getirdi. İzzet, vahdet ve dinin ikamesi yolunda adım adım ilerleyen hayırsever ümmetin isteklerinden kâfiri himaye etmek için onları ümmetin tepesine dikti. İslam'a karşı savaş açmak, Müslümanlar arasını ayırmak, kâfirleri dost edinmek, Yahudiler, Amerika ve diğer ümmetin düşmanlarının çıkarlarını korumak, bunların arasındaki ortak paydadır. Size mübarek topraklardan sesleniyoruz, azgın yöneticilerinizi kaldırın çöp kutusuna atın. Dini ikame edin, tekbirler getirerek tek bir saf olun. Ülkeyi ajanlardan ve kâfirlerin nüfuzundan kurtarın. Mübarek toprakları Yahudilerin pisliğinden temizleyin ki Allah'ın sevgisine ve rızasına nail olasınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُم بُنْيَانٌ مَّرْصُوصٌ "Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever." [Saff 4]

Sonuç olarak ey mübarek topraklardaki hayırsever insanlar! Ümmetinizin yanında saf tutun. Görevlerini yerine getirmeleri için Müslüman ordular içindeki samimi insanlara seslenin. Haydi, izzet ve dinin ikamesine koşun. Mescidi Aksa'yı kurtaracak ve mübarek toprakları Yahudi pisliğinden temizleyecek çalışmaya yönelin. Tefritçilerin sesinden daha yüksek ses çıkarın. Eğer zillet güruhu, orduya seslenmekten acizse, İslam ile izzetli, Allah ile güçlü olan sizler, onlara Allah şu sözü ile hitap edin:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ "Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir." [Tevbe 38]

Müslümanlara deriz ki; Rabbani esinti ve nefhalar ile bu Ramazan'ı karşılayın. Bedir, Mekke'nin fethi ve Ayn-ı Calut esintilerini taşıyarak Ramazan'a kavuşun. İzzet ve müjde esintilerinden esinlenin. İslam'ın zaferi, dinin ikamesi ve Müslümanların Halifesine biat ederek hoş geldin Ramazan deyin. Bedir'deki Ensar, Aynı Calut'taki mücahitlerin karşılaması gibi Ramazan'ı karşılayın. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizinledir. Amellerinizi asla zayi etmez. Bu, size Hizb-ut Tahrir'in bir çağrısı ve içinizdeki hayırlı insanların bir nidasıdır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü'ne icabet edin." [Enfal 24]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)


H. 24 Şa'bân 1435
M.  Pazartesi, 23 Haziran 2014

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER