بسم الله الرحمن الرحيم
Trump’ın Rızasını Elde Etmek İçin Pervana Olan Pakistan Yöneticileri, Akhand Bharat’a (Büyük Hindistan) Destek Olmak ve Keşmir’e İhanet Etmek Çabasındalar
Ey Pakistan Müslümanları!
Gazetelerde de okuduğunuz gibi Pakistan yöneticileri, “güven artırıcı önlemler”ve “normalleşme” bahanesiyle Pakistanlı Müslümanlar ile işgal altındaki Keşmir’i Hint devletinin ekonomik, askeri ve politik boyunduruğu altına sokmak için Amerika ile işbirliği yapıyorlar.
Askeri boyunduruğa gelince, İslam’a ve Müslümanlara aleni düşmanlığını ilan eden Trump yönetimi, Hindistan devleti gibi İslam’a düşmanlık güden her şeytanla ittifak kurabileceğini söyledi. Pakistan yöneticileri, Trump’ın başkanlık serüveninin ilk günlerinde bile Keşmir’deki silahlı direnişten korkak Hint askerlerine yardım etmek için canhıraş çalıştılar. Pakistan yöneticileri, acımasız Hint saldırganlığı karşısında üstün becerilere sahip silahlı kuvvetlerimize “sağduyu” çağrıları yaparken, Keşmir’in kurtuluşu için savaşan örgütlere karşı linç kampanyası başlattılar. Pakistan yöneticilerinin bu linç kampanyası doğrudan Hint istek ve arzuları doğrultusundadır. Öyle ki 31 Ocak günü Hindistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vikas Swarup düzenlenen bir basın toplantısında, “Sınır ötesi teröre karışan terörist örgütlere vurulacak inandırıcı bir darbe, Pakistan’ın samimiyetinin kanıtı olabilir”diye konuştu.
Tıpkı daha önce Afganistan’da Haçlı işgaline karşı aşiret direnişini sonlandırmak için Pakistan yöneticilerinden “daha fazlasını” yapmasını isteyen ABD gibi şimdi de Hindistan, barbar Hint devletine karşı devam eden Keşmir’deki direnişi bastırmak için Pakistan hükümdarlarından “daha fazlasını” yapmalarını istemektedir. Oysa Keşmir, kurtarılması gereken bir İslam ülkesidir ve Hint devleti lehine bir karış toprağından bile vazgeçmek haramdır. Pakistan ordusunun yürüttüğü bu linç kampanyası Hint ordusunun yararınadır. Ancak buna rağmen Pakistan yöneticileri, Keşmirli Müslümanları sırtından bıçaklayan bu linç kampanyasının ısrarla Pakistan’ın çıkarına olduğunu ifade etmektedir. 31 Ocak günü ISPR tarafından yapılan bir açıklamada, “Ulusal çıkarlar göz önünde bulundurularak devlet kurumlarınca politik bir karar alınmıştır!” ifadeleri kullanıldı. Soruyoruz, güvenlik gerekçesiyle dünyanın altıncı büyük ordusunu, düşman Hint askerlerinin hizmetine sunmanın neresi bizim çıkarımıza? İşgal altındaki Keşmir Müslümanlarını yüzüstü bırakarak Allah’ın gazabına nail olmanın neresi bizim yararımıza?
Siyasal boyunduruğa gelince, Pakistan yöneticileri, bizim İslam’a olan derin merbutiyetimizi koparmak için Trump yönetimi ile işbirliği yapıyorlar. İslam, Hint devletinin hâkimiyeti önünde duran en büyük engeldir. İslam, Hint Yarımadası sakinlerini Hint bağnazlığından kurtararak yüzyıllar boyunca onların güvenlik ve refahını sağlamıştır. İngiliz Raj işgaline karşı kahramanca direniş sergilemek üzere Müslümanları tek bir sancak altında toplamıştır. La İlahe İllallah (Urduca ka Matlab kiay la ilha ilahe) çağrısı için milyonlarca Müslüman, gönüllü olarak canını ve malını feda etmiştir. İslam, ister doğrudan Pakistan’a olsun, isterse işgal altındaki Keşmir’de olsun herhangi bir Hint saldırganlığı karşısında Müslümanların güç ve kuvvet kaynağıdır. Bugün İslam, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet yoluyla Hint Yarımadası’ndaki yüz milyonlarca Müslümanı yeniden birleştirebilir.
Körü körüne Haçlı bozuntularına itaat eden Pakistan yöneticileri, varlığımız nedeni ve gücümüzün kaynağı İslam ile mücadele ediyorlar. Eğitim ve medyada “Liberalleşme” sloganı altında İslami değerleri yozlaşık Batı değerleri ile değiştirmek için sancaktarlık yapıyorlar. Bu zorba yöneticiler, siyasi işlerimizde İslam’ı referans almamızı önlemek için siyasal İslam çağrılarına karşı sindirme atmosferi yarattılar. Adım kaçırdılar, zulüm karşısında sessiz kalmak istemeyenleri gözaltına alıp işkence yaptılar. Daha Aralık 2003 yıllarında Büyük Hindistan projesi ile ilgili uyarılarda bulunan Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayetinin Resmi Sözcüsü cesur yürek Naveed Butt, kaçırıldığı 11 Mayıs 2012’den beri kayıp.
Ey Pakistan Müslümanları!
Ekonomik boyunduruğa gelince, Pakistan’ın hain yöneticileri, bir yandan Müslüman ülkelerde Hindistan için ticari fırsatlar yaratmaya çalışırken, öte yandan Hintli şirketlerin önünde duran ticari sınırları kaldırmak için uğraşıyorlar. Bir yandan enerji sıkıntısı ve ağır vergiler nedeniyle sanayi ve tarım sektörümüz kötürüm durumda iken diğer taraftan rejimin sütunları, Pakistan’ı borç tuzağına düşüren ve birçok kaynağın anahtarını Çin’e teslim eden Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’na (CPEC) Hindistan’ın da katılımı için çağrılarda bulunuyorlar. 20 Aralık 2016’da Güney Komutanlığı Komutanı General Amir Riaz, CPEC’ye katılmak ve “gelecekte gelişimin meyvelerini paylaşmak” üzere Hindistan’a bir çağrıda bulundu. 4 Şubat 2017 tarihinde Planlama ve Kalkınma Bakanı Ahsan İkbal de şunları söyledi: “CPEC ile ticaret yaparsanız, bu bölgeden Çin’e kolayca erişim sağlayabilirsiniz. Bu yüzden çok umutluyuz ve Hindistan ile ilişkilerimizi normalleştirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Ey Pakistan Müslümanları!
Pakistan liderliği içindeki hainler, “Normalleşme” ve “güven artırıcı önlemler” kisvesi altında bizi Akhand Bharat’a (Büyük Hindistan) ve işgal altındaki Keşmir’de toplu ihanete doğru sürüklüyorlar. Bizi Batılı Haçlılara ve kindar Hint müşriklerinin ellerine teslim etmek için yoğun çaba sarf ediyorlar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle uyardı:
مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ “(Ey müminler!) Ehli Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Hâlbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.” [Bakara 105]
Hizb-ut Tahrir’in cesur gençleri ile sesimizi yükseltmenin ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak baskıcı yönetime son vermenin artık zamanı gelmiştir.
Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları!
Bugün Haçlılar ve onların müttefikleri Yahudi ve Hint devletleri tarafından ümmetin kutsalları ihlal ediliyor, onuruna saldırılar yapılıyor. İslam dünyasındaki mücrim yöneticiler ise bizi yüzüstü bırakıp düşmanlarımıza destek olmak için hep birlikte dinimize saldırıyorlar. Müslümanlara destek olmak, asil Ensar’ın halefi olan siz nusret ehline farzdır. Onun için haydi Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hilafet, ümmetin kutsallıkları ve onurunu tüm düşmanlardan koruyacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِمًا فِي مَوْضِعٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِمًا فِي مَوْضِعٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ نُصْرَتَهُ “Hürmetinin ezildiği ve ırzının çiğnendiği bir yerde bir Müslümanı yüz üstü bırakan bir kimseyi, Allah yardım görmeyi istediği bir yerde yüz üstü bırakır. Irzının çiğnendiği ve hürmetinin ezildiği bir yerde bir Müslümana yardım edene, Allah, yardım görmeyi çok istediği bir yerde yardım edecektir.”[Ebu Davud]
Haydi, yanıt verin!
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 20 Cumâde’l Ûlâ 1438
M. Cuma, 17 Şubat 2017