Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, 18 Ocak 2021 Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Cenine kentinde, göçebe Araplar ile bölgedeki kabile bileşenleri arasında çıkan çatışmada 129 kişinin yaşamını yitirdiğini, 198 kişinin de yaralandığını söyledi. Güney Darfur eyaletinde iki kabile arasında bir sivil çatışma patlak verdi. Kanlı olaylar sonucu Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala’ya 65 kilometre uzaklıktaki Tawil bölgesinde 20’den fazla kişi hayatını kaybetti.

Bu trajik olaylar ilk kez olmuyor. Batısıyla, güneyiyle Darfur, kanlı olaylara tanık oluyor. Geçen yıl Ocak ayında, Cenine kentinde benzer olaylar yaşandı. Olaylarda 54’ten fazla kişi yaşamını yitirdi, 60 kişi yaralandı ve on binlercesi yerinden yurdundan edildi.

Sudan yönetimine gelen ardışık tüm hükümetler, kabilecilik temelli siyasi kutuplaşma nedeniyle bu savaşların patlak vermesinin belli başlı faktörü olmasalar da kabile bazlı savaşı yok edemediler. Bu hükümetin, selefi gibi, bu çatışmaları ortadan kaldıramayacağına inanıyoruz, çünkü insanların işlerinin güdümüne dayanmıyor, aksine ajan hükümetlerdir, misyonları, halkın geçim ve güvenliği pahasına da olsa ülkemizde sömürgeci kâfir Batının politikalarını uygulamaktır.

İslam, Müslümanların kanını haram kıldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” ^{[Nisa 93]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

لاَ تَرْجِعُوا بَعْدِي كُفَّاراً، يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ “Sakın benden sonra birbirinizin boyunlarını vuran kâfirler gibi olmayın.” Yalnızca yüce İslam, bu çatışmaları ilelebet sona erdirebilir. İslam bu kabileleri tek bir potada eritecektir. Nitekim ilk yıllarda bunu yapmıştır. Arap Yarımadasındaki kabileler en önemsiz nedenlerden dolayı birbirleriyle savaşıyorlardı. İslam onları tek bir ümmet haline getirdi, Arap ile Acem, beyaz ile siyah arasında takva dışında hiçbir fark ve üstünlük yoktur. İnsanlar, İslam Devleti Hilafet yıkıldığında ve yerine mümin hakkında hiçbir ahit ve zimmet gözetmeyen ajan cılız karton devletçikler kurulduğunda, cahiliyeye geri döndüler, kabilecilik esasına göre birbirleriyle savaşmaya başladılar.

Ümmeti birleştirmek, İslam potasında eritmek ve onları Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti altında birbirlerini seven kardeşler yapmak için çalışan Hizb-ut Tahrir sadece bu çatışmaları ortadan kaldırabilir. Hizb, ümmetin işlerinin güdümüne devlete farz kılan İslam hükümlerini temel alarak sorunların köklerini yok edecektir. Tüm vatandaşların güvenliğini sağlamak ve iyi bir yaşam sunmak, bu güdüm arasındadır. Bu ise ancak Allah’ın yöntemine göre olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ “O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.” ^{[Araf 95]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti Resmi Sözcüsü