Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti’nden El Burhan ve Sudan Halkına Açık Mektup

El Burhan’ın 25 Ekim 2021’deki darbesinden bu yana bir yılı aşkın bir süredir yaşanan çekişme ve güç testinin ardından bir yanda El Burhan, yardımcısı ve grubunu kontrol eden Amerika ile, diğer yanda Özgürlük ve Değişim Güçleri ile İngiliz ajanları ve yandaşları olan müttefik partiler arasındaki çatışma gün yüzüne çıktı. Çünkü iki taraf da (Amerika veya İngiltere) askeri ve sivil bileşen üzerindeki etkisini genişletemedi. Bu nedenle taraflar, Amerikalılar ve İngilizlerin doğrudan gözetiminde kâfir Volker tarafından hazırlanan çerçeve anlaşmasını imzalayarak geçici uzlaşma sağladılar. El Burhan, bugünlerde sivil bir hükümet kurmak amacıyla siyasi blokları anlaşmaya dâhil etmek için canla başla çalışmaktadır!

Çerçeve anlaşmasına göre, Sudan çok kültürlü, çok etnikli, çok dinli bir ülkedirBu, kocaman bir yalandır, çünkü Sudan halkının yaklaşık yüzde 98’i Müslümandır, dolayısıyla dinleri İslam’dır, kültürleri İslam kültürüdür. Söz konusu madde, İslam’ı hayat sisteminden ve yasamadan dışlamak için kurgulanmış bir hiledir. Yine Çerçeve anlaşmasına göre, Sudan, egemenliğin halka ait olduğu sivil, demokratik, federal, parlamenter bir ülkedir. Halk otoritenin kaynağıdır.Bütün bunlar, İslam’a aykırıdır. Sivil devlet, dini hayattan ayıran laik devlettir. Demokrasi, yasama hakkını insanlara verir, şeri hükümleri dikkate almaz. Demokraside egemenlik, Şeriata yani Kitap ve Sünnet ile bu ikisinin irşat ettiğine ait değildir. Federalizm, devleti bölünmeye maruz bırakır. Çünkü federalizm, yetkilerini kendi bölgelerinden alan yöneticilerin ve yasamanın çokluğu anlamına gelir. Her bölgenin kendi anayasası ve yasaları vardır.

Bu, çerçeve anlaşmasının yaydığı küfür buzdağının sadece görünen kısmıdır. Dinine düşkün her Müslümanın çerçeve anlaşmasını reddetmesi için bu bile yeterlidir. Çünkü Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّKim bizim dinimizde olmayan bir şey yaparsa o merduttur.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, El Burhan’a, çerçeve anlaşmasını imzalayanlara, Batılı büyükelçiliklerin güdümündekilere, projelerine hizmet edenlere, halkını perişan edenlere, çarpık iktidar koltuğunun kulu kölesi olanlara aşağıdaki gerçekleri hatırlıyoruz:

Birincisi: Sudan halkı Müslümandır, yüce İslam dinine inanır. Kimliği ve kültürü, hayatının ve devletinin temelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bütün insanlık için seçtiği büyük bir ümmetin bir parçasıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِSiz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allaha inanırsınız.[Ali İmran 110] Müslümanlar ve onların bir parçası olan Sudan halkı, insanları âlemlerin Rabbinin hükümleriyle yönetmek için çıkarılmış bir ümmettir. Gazaba uğrayanlar ve bilgisiz bu sapıklar, bu ümmeti nasıl yönetebilir?

İkincisi: Yüce İslam, bir akide ve hayat sistemleridir. Yani din ve devlettir. Yönetim koltuğuna oturan kişinin işi, İslâm’ı eksiksiz bir şekilde uygulamaktır. Bütün mahlûkatın efendisi Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَAralarında, Allahın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allahın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49] Allah Subhânehu ve Teâlâ, kâfirlerin Müslümanlar üzerinde bir yol bulmasına karşı uyarmıştır:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاًAllah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.[Nisa 141] Peki İslam’ın hükümleri ve sistemleriyle mücadele edenlere, insanların mukaddesatını ve ülkenin zenginliklerini sömürgeci kâfirlere, aygıtlarına ve örgütlerine peşkeş çekenlere ne dersiniz?

Üçüncüsü: Hükümleriyle yüce İslam, ülkeyi göğsümüze tünemiş sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtaracak, Batılı elçiliklerin, UNITAMS misyonunun ve ülkelerimizde yolsuzluğu yayan diğer Batılı örgütlerin tasallutuna son verecektir. İslam, sömürgecilik ajanı bu siyasi ortamı yok edecek, dinine ve akidesine sadık insanlar getirecektir.

Dördüncüsü: Bu çerçeve anlaşması, ülkedeki zorlu yönetişim krizini asla çözemez. Çünkü kriz, ordu ile siyasi bileşenler arasındaki bir anlaşmazlıktır. Çünkü gerçekte anlaşmazlık, büyük güçler (Amerika ve İngiltere) adına ajanlar arasında yaşanan bir koltuk mücadelesidir. Ve çünkü anlaşma, batıl bir esasa dayalıdır, dinin hayattan, devletten ve toplumdan ayrılması esasına dayalıdır. Anlaşma, samimiyetsiz güçler arasında geçici bir uzlaşmadır. Her taraf diğerini gözetlemektedir. Dolayısıyla yönetim krizi devam edecek ve krizi sadece İslam’ın hükümleri çözecektir.

Beşincisi: Bu çerçeve anlaşma, insanların kendisinden dolayı ayaklandığı ekonomik krizi çözemez. Çünkü anlaşmanın tarafları, dışarısıyla bağlantılıdır ve ekonomide kapitalist ideolojiye göre düşünmektedirler. Kapitalizm, bir küfür hükümleri sistemidir. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapar, sömürgeci kâfirlerin tefeci kredilere boğduktan sonra ülkemizin zenginliklerini talan etmelerine olanak sağlar.

Aklınızı başınıza alasınız ve sapıklıklardan geri dönesiniz diye bu gerçekleri size açıklıyoruz. Siyaset, sizin işiniz değildir, yönetim ve insanların işlerini gütmek, sizin mesleğiniz değildir, bilesiniz. Çünkü insan, kâinat ve hayat hakkında Latif ve Habir katından gelen, işlerin nasıl güdüleceği, sorun ve krizlerin nasıl çözüleceğine dair ümmetin akidesine dayanan ideolojik bir tasavvura sahip değilsiniz. İslam ideolojisinden uzak siyaset sahnesine girmenin tehlike olduğunu fark edin artık. Düşmanı dostla karıştırıyor, kendi ellerinizle ölüme doğru sürükleniyorsunuz. Ülkenizin fiili yöneticisi bile sömürgeci kâfir düşmandır.

Ey Sudan’ın fiili yöneticisi El Burhan! Rabbimize bir mazeret olsun ve Allah’tan korkup sakınasınız diye size yazdığımız bu mektup elinize ulaştığında, bilesiniz ki ömrünüzün son anlarını yaşıyorsunuz. Onun için Allah’a tövbe edin.

تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَصُوحاًYürekten tövbe ederek Allah’a dönün[Tahrim 8] Küfür hüküm ve sistemlerini uygulamaktan u dönüşü yapmak, Hizb-ut Tahrir’e nusret vermekten geçer. Hizb, yüce İslam ideolojisi ve nasıl uygulanacağının bilincinde, uluslararası çatışma gerçeği ve onunla nasıl başa çıkılacağının farkındadır. Vereceğiniz nusret ile ilkler gibi olursunuz.

وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُMuhacirlerin ve Ensar’ın ilkleri ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnut olmuştur, onlar da Ondan razıdırlar. [Tevbe 100]

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, Hizb-ut Tahrir’e nusret vermek, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak saf ve temiz İslam’ı iktidara getirmek, sömürgeci kâfirin ülkemizdeki nüfuzunu kökünden söküp atmak için samimi güç ve kuvvet ehlinin kararlılığını biliyoruz. İşte o zaman devlet adamlarının kim olduğunu, şeref ve haysiyet kavramlarının ne anlama geldiğini siz de bileceksiniz, insanlar da bileceklerdir.

إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغاً لِقَوْمٍ عَابِدِينَŞüphesiz bunda Allaha kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır.” [Enbiya 106]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti


H. 15 Cumâde’s Sânî 1444
M.  Pazar, 08 Ocak 2023

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER