بسم الله الرحمن الرحيم
Mürtet Hükmü ve Şeriat Hükümlerinin Uygulanması Sorunu... Bekleyen Düşman, Hezimete Uğramış Yöneticiler, Öncü Ümmet, Sadık Bir Parti, Akıbet Muttakiler İçindir
İslam'dan irtidat eden ve gayri meşru şekilde hamile kalan bir kadına mahkemenin ölüm cezası ve yüz sopa hükmünü vermesinin ardından kâfir Batı, kurum ve kuruluşları kararın uygulanmasını engellemek için seferber oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü yardımcısı Marie Harf, "Dinden çıktığı için idam ve zina nedeniyle de sopa cezasının verilmesinden çok endişeliyiz" dedi. [16.05.2014 Elapf] Hartum'daki Amerika, İngiltere, Kanada ve Hollanda büyükelçilikleri karar konusunda endişelerini dile getiren ortak bir bildiri yayınladılar. İtalya Dışişleri Bakanı aracılığıyla "Ülkesinin hamile Sudanlı bir kadının hayatını kurtarmak için çalıştığını" söyledi. [17.05.2014 el-Arabiya] 19 Mayıs 2014 Pazartesi günü, İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Sudan maslahatgüzarı bakanlık binasına çağırdı ve "Mahkeme kararını Holigan olarak tarif etti! Din özgürlüğü konusunda uluslararası yükümlülüklere saygı gösterilmesini" istedi. [20.05.2014 el-Ceride] Sudan Parlamento Başkanı, 16 Mayıs 2014 Cuma günü Sudan radyosuna yaptığı konuşmada "Kararı ilkel olarak niteledi ve Parlamentonun kırk yasayı yeniden gözden geçireceğini" söyledi. Dışişleri Bakanı Ali Karti ise 20 Mayıs 2014'de Sudan gazetesine verdiği bir röportajda "Kararın, dış ilişkilerimize zarar verdiğini" dile getirdi.
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz şunları vurgularız:
Birincisi: Şeriatın mürtet ile ilgili hükmü ölümdür. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ بَدَّلَ دِينَهُ فَاقْتُلُوهُ "Kim dinini değiştirirse, onu öldürün." Allah'ın muhsan zinakar [evli olmayan] ile ilgili hükmü ise, yüz sopa ve bir yıl boyunca sürgündür. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا مِائَةَ جَلْدَةٍ وَلا تَأْخُذْكُمْ بِهِمَا رَأْفَةٌ فِي دِينِ اللَّهِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَلْيَشْهَدْ عَذَابَهُمَا طَائِفَةٌ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ "Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun." [Nur 2]
İkincisi: Müslüman, akidesi ve Şeriatın hükümleri ile gurur duyar. Bundan dolayı nefsinde bir sıkıntı hissetmez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا "Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar." [Nisa 65] Müslüman, Şeriatın hükümlerini uygularken kâfir Batı'nın [düşman] rızasına bakmaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُوا لَكُمْ عَدُوًّا مُبِينًا "Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır." [Nisa 101] Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلا نَصِيرٍ "Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır." [Bakara 120]
Üçüncüsü: Şeri hükmün uygulamasının amacı, Yaratıcı, Râzık, Kaviyy ve Metin olan Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın ubudiyetini ikrar ederek ruhi değeri gerçekleştirmektir. Bu nedenle şeytanın hesaplarına ve mağlup yöneticilerin uydurmalarına göre şeri hükmün uygulanmasından doğan zarara bakılmaz.
Dördüncüsü: İlkel kararlar olarak niteleyerek hükümet, insanları İslam'ın hükümleri konusunda şüpheye düşürmek istiyor. Reform sürecinde laik anayasa, küfür şeriatı ve uluslararası yükümlülükler ile uyumlu olsunlar diye şeri hükümlerin içini boşaltmaya çalışıyor. Bunu kâfir Batıya yakınlaşma aracı olarak görüyor. Gayri İslami temele dayalı uzlaşmacı anayasanın yapılmasını amaçlayan sözde Ulusal Diyalog yoluyla ülkede laikliği yerleştirmek için uğraşıyor.
Beşincisi: Şeriatın hükmünü Holigan olarak niteleyen yaşlı İngiltere'ye, İslam'a ve hükümlerine düşman olan Batılı büyükelçilere, Allah'ın yüce dinine dil uzatanlara deriz ki, İslami ümmet, çok yakında ikinci Raşidi Hilafet Devletini kuracağı için Allah'ın izniyle yakında gerekli cevabı göreceksiniz. O zaman zulmedenler nasıl döndürülüşle döndürüleceklerini bileceklerdir.
İslami ümmet, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın lütfu sayesinde, psikolojik yenilgiden kurtuldu. Şimdi sadece ceza sisteminin uygulanması için değil, aksine İslam'ın tüm sistemleri ve hükümlerini uygulayarak, İslami hayatın yeniden başlaması için sabırsızlanıyor. İnşallah bu da, en kısa zamanda Raşidi Hilafet Devleti altında gerçekleşecektir.
Ey Müslümanlar! Halkına yalan söylemeyen bir lider olarak Hizb-ut Tahrir ile yürüyün. Emir Âlim Ata ibn Halil Ebu Raşta önderliğinde Hizb-ut Tahrir, Şeriatı uygulamak ve Raşidi Hilafet Devletini kurmak için gecesini gündüzüne katarak çalışıyor.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ
"Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü'ne icabet edin." [Enfal 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
H. 24 Raceb 1435
M. Cuma, 23 May 2014